Tam olarak değil. 3 ay önce Ocak ayı ortalarında TCMB "GLP" olayını başlatmış ve hemen aynı hafta "yerli bankalarla swap" penceresini açmıştı. Her iki aracın da tek bir amacı vardı: "Faizleri yükseltmemiş gibi gözüküp yükseltmek". GLP, yerli bankaların; swap ise Londra'nın TL maliyetlerini arttırma amacındaydı. İlk haftalarda düşük başlattığı oranlar sonrasında, forumumuz henüz taşınmamışken, eski başlıklarda "bunu hiç yapmasın daha iyi, amacı buysa, faizini arttırmalı" yazmıştım. 10 gün içinde kademeli olarak swap faizini GLP seviyesine yaklaştırdı. Böylece yerli bankalar Londra bankalarından ucuza aldıkları TL'yi TCMB'ye daha pahalıdan satmaya başladılar. Zamanla yükselen oranlar sayesinde TL faizi tüm piyasalarda yükseldi. Ve aynı anda dolar kuru düşmeye başladı.
Bu, piyasa özeti. Yine o dönem forumda "unutulmaya başlanan swaplı mevduat faizleri artacak, buna ortam oluştu" yazdım. Forumda "yok kimse swap yapmıyor oranları kötü faizin yükseldiği de yok" cevabı geldi. "Bunca zamandır mevduatçısınız, piyasa hareketlerinin mevduat ve swaplara etkisi 2-8 haftada gözlendiğini artık biliyor olmalısınız. 12 dakika sonrasında değil" minvalinde cevap yazdım. O zamanki tahminim Şubat sonundan itibaren swaplı mevduatın tekrar popüler olacağıydı. Belki 1-2 haftalık gecikmeyle de oldu. Şu an 1-1.5 puan "daha cazip" oran isteyen swaplı yapmak durumunda. Piyasa matematiği bunu gerektiriyor.
Dolar kuru açısından etkileri: TCMB kendi swaplarını yüksek tuttuğu sürece; hem Londra para piyasası swapları hem de swaplı mevduatlar yüksek oranlarda kalır. Bu da TL riski alan yabancılar için "tatlandırıcı" bir unsur. "Faizi yüksek" diye gelinen para olmaya devam eder. Ama kurlar mutlaka düşer de diyemeyiz. Bu faizin de yetmeyeceği olaylar olduğunda, ya faizler daha da artar, veya kurun geri yükselmesine yol açılır. Tersi de geçerli.




Alıntı yaparak yanıtla

Yer İmleri