Originally Posted by
R. Giscard
Bu forumu yazmadan okumaya çalışan biri olarak 5371 nolu yazınıza dair 1-2 cümle etemek istedim, haddim olmadan Sayın gundwane, genç,dinamik ve gösteriş meraklısı olduğumuz bir gerçek üstüne hemen hiçbirseyi yadırgamayan kolaylıkla şartlara uyum sağlıyan bir milletiz, 2 bin yıldan bu yana hemde. Ancak temel sorun bu gösteriş merakımızı ve isteklerimizide öyle uzun uzadıya düşünmeden ve sorgulamadan tatmin ediyoruz.
O ileri teknolojiyi ve onun yarattığı imkanlarıda hiç sorgulamadan kullanıyoruz, bunu haketmek için ne ürettiğimizi hiç düşünmeden (üretim derken fiziksel üretim değil kast ettiğim, bu teknolojiyi yaratan bilim ve onun arkasındaki sistematik akıldan bahsediyorum) Padişah 1. Abdülhamit kral 2.(büyük) Fredriech'e sormuş savaşları hangi falcılara danışarak kazanıyorsunuz diye, garipsemiştir muhtemelen kral, savaşları benim Grenadierlerimin aslan yürekleri kazanır diye yazmış cevabı. Halbuki kral da yanılmış, bizim askerlerde de var o zamandan bu zamana aynı aslan yürek. Savaşları Prusya sanayisinin ateşli silah teknolojisi kazanıyordu aslında. Bunu farketmiş Abdülhamitin yeğeni (3. Selim) ama yenilmiş Kabakçı Mustafalara. Diyeceğim o ki bize birsey olmaz diye diye gelmişiz 1918'e. Rönesans, ve Bacon ile baslayan aydınlanma ve sanayi devrimini ıskalıyarak, hatta ne olduğunu bile anlamadan. Merzifonlu Musatafa Paşa Viyana için harcadığı parayı eğitime ve gelişime yatırsaydı eğer değişirmiydi acep birseyler.
Bugünkü savaşlarada ekonomi üzerinden yürüyor ve silahlarda Bulut teknolojisi, Koltan, Bostan Dynamicsin robotları vs sonuçlarıda CDS , kurlar ve bu başlığın içeriğini oluşturan sair şeyler ve biz yine anlıyamıyoruz ne olduğunu dahi , merak bile etmiyoruz innovasyon, bilişim,sibernetik, quantumu, bize birşey olmaz diyerek. Sorun şuradaki Rönesansla Filizlenen ağaç 500 yıl sonra olgunlaştı bugün siklus o kadar hızlandı ki sadece 50 yıl sürdü 1950 de başlayan dönüşüm ve inanıyorumki bize birşeycik olmaz demeye devam edersek çok ağır bir mağlubiyetle kaybedeceğiz oyunu hemde bizim ömrümüzün (45 yaşındayım) görmeye yeteceği bir sürede. Bize birşeyler olur demeliyiz acilen.
Başlığınızı belkide lüzumsuz sayacağınız bir yazıyla işgal ettiğimi düşünürseniz peşinen özür diliyor, okuma sabrını gösterenlere teşekkür ediyor, saygıyla selamlıyorum hepinizi.
Yer İmleri