dün değerli diplomat Onur Öymen bir hikaye anlatt,ı internetten buldum o ünlü Çan hikayesini

Ölümlerin “çan çalarak” ilan edildiği bir ülke varmış.

Çan bir defa çalındığında, “halktan biri” ölmüştür.

“İki” defa çalındığında, halk içinden tanınmış, “eşraftan biri” ölmüştür.

“Üç” defa çalındığında, “saray çevresi”nden, yani “bürokrasiden biri” ölmüştür.

“Dört” defa üst üste çalındığında ise “kral” ölmüştür.

Günün birinde yine bir çan sesi duyulur. İnsanlar, biri öldü sanırlar.

Peşinden hemen ikincisi... “Oo, ölen eşraftan biriymiş, kim acaba?” der halk...

Peşinden üçüncü vuruş... İnsanlar iyice meraklanmış, “saraydan kim öldü” diye...

Dördüncü çan sesi geldiğinde ise insanlar “kral öldü” heyecanıyla kilisenin etrafında toplanmaya başlamışlar.

Ama o da ne! Çan beşinci defa çalmış.

Art arda “beş çan sesi”nin ne olduğuna meraklanan kalabalık, çan sesinin geldiği yere koşmuş.

Bakmışlar adamın biri...

“Ne oldu? Kim öldü? Nedir bu beş çan sesi?” diye soranlara:

Adalet öldü!” demiş adam

saygilar....