Zarar demek doğru değil. Kar azaltıcı diyelim. Bankalar kredi verirken uzun vadeli riskleri hesaplayarak maliyetlendirirler. Zarar yazacak ev kredileri sektörün büyük değil ufak bir kısmını oluşturuyor. Ağırlıklı kısmı da kamu bankalarında (özeller 1 puanın altına nadiren düştüler). Aylık %1 demek yıllık %12.68 demek. Artı müşterilere satılan yan ürünler de var. Ayrıca düşük maliyetli mevduatları, vadesiz hesapları ve faiz harici gelirleri düşünürseniz... Türkiye'de bankalara "zarar yazdırmak" öyle kolay bir iş değil. Gecelik faiz ve takip eden mevduat oranları 2 yıl boyunca sürekli artarsa; genel toplamda 5-6 puanlık artış yaşanırsa... o zaman bankaların rekor karları ciddi oranda törpülenir. Ancak unutmayın her gün yeni kredi veriliyor ve en ufak maliyet artışları kredilere anında yediriliyor. Bugün en hallice tüketici kredileri 1.40'dan başlıyor, bu da yıllık minimum %18-19 getiri demek... Büyük reel sektör batıkları olmadıkça Türk bankalarının sermayelerinde erime görmek çok nadir olur, sistem bankalara para kazandırmaya dayalı zira. Dünkü o verinin klasik anlamda bir zarar olmadığına eminim, sadece kök nedenini şu an bilemiyorum.
Borsadaki fiyatları her zaman çok kısa vadedeki banka karı ile kıyaslamayın oradaki dalgalar spekülasyonla birleşerek oluşuyor. Son aylardaki genel "hikaye" KGF desteği sayesinde bankaların ciddi marj ve hacim elde etmesi oldu. Hikaye her zaman mutlu bitmeyebilir ancak sonunu bildiğiniz bir hikayenin kaç yıl süreceğini kestirmek de kolay değildir. Müzik 1 yılda kesilirse ayakta kalan oyundan atılır. Kasetin uzunluğunun 2-3 yıl olduğunu bilemeyip erkenden borsa short'layan ise (benim gibi

) borsa eğitiminde bir ders daha almış olur.
Yer İmleri