BİST 100 EN AZ 50 DOLAR OLUR bir gün beyaaa!

[0101]

Biz borsacılar "sayı esnafıyız".
Önyargılar, ideolojik zihin safraları ile para piyasalarında işlem yapıyorsak zarar etmek ve batmak hemen önümüzde.


Rodeo atı üzerindeki kovboy gibiyiz.
Dikkatli olmak zorundayız. Dünya, bölge, ülke, sektörler, psikoloji, sosyoloji v.s. her şey her an etken olabiliyor piyasalara.


Bizler derenin üstünde taşlara basıp sekerek giden insanlarız.
İllâ gri taşlara basarım, kahverengi veya sarı taşlara basmam deme lüksümüz yok. Mesafe alamayız çünkü.

[colkutupayısı]

Borsada şemsiye formasyonu oluşmaya başlamış. millet hala gözü karartıp hisselere atlıyorlar. Doları Bademler her türlü cambazlığı (3 kamu bankasının yurtdışında açtığı örtülü hesaplardan 7/24 takip ve satış, swap oyunları, mart ayında olduğu gibi swap faizini %40 a çıkarıp ardından TL musluklarını kısın talimatıyla TL ye erişimi güçdoları baskılamak vs.vs.) yaparak baskılıyor, bir gün yabancı al atını si..m tımarını deyip borsada ver yansın satıp oradan elde ettiği TL ile dolar alıp ülkeden ayrılırsa siz o zaman görün cümbüşü.

[Fıght clup]

Borsada şemsiye formasyonu oluşmaya başlamış. millet hala gözü karartıp hisselere atlıyorlar. Doları Bademler her türlü cambazlığı (3 kamu bankasının yurtdışında açtığı örtülü hesaplardan 7/24 takip ve satış, swap oyunları, mart ayında olduğu gibi swap faizini %40 a çıkarıp ardından TL musluklarını kısın talimatıyla TL ye erişimi güçdoları baskılamak vs.vs.) yaparak baskılıyor, bir gün yabancı al atını si..m tımarını deyip borsada ver yansın satıp oradan elde ettiği TL ile dolar alıp ülkeden ayrılırsa siz o zaman görün cümbüşü.

Kongo mu burası
Sen istesende gitmezler
Keşke gitseler
Ah nerde

[0101]

Sosyal medya ile toplum mühendisliği

İki ana siyasi parti vardı. Birine gidip dedik ki; Gençleri hedefleyip, apolitikliği arttıracağız.. Böylece %6 oyu kaydırdık.”

Cambridge Analytica Skandalı’nı duymayanlar, duyup önemsemiyenler, önemseyip “ülkemde olur mu?” diye endişe edenler için :

Cambridge Analytica, verilerimizi “davranış bilimlerini” kullanarak analiz edip, daha çok siyasi partilerin hedef kişi ve kitleleri “ikna etmesi” için propaganda hizmeti veren bir şirket.

2013-2018 yılları arasında 5 kıtada 200’den fazla seçimde danışmanlık yapmışlar.

Örnek ülkeler :

Karayipler’de yaklaşık 1.5 milyon nüfuslu Trinidad ve Tobago’nun nüfusu %40 Hintli, %40 Afrikalı Siyahlardan oluşuyor.

İki ana siyasi partinin olduğu ülkede, seçimlerin önde bitirilmesi için 1 oy bile kıymetli halde..

“Halkın Ortaklığı Koalisyonu” lideri Hint asıllı avukat Kamla Persad-Bissessar, 2010 genel seçimleri için Cambridge Analytica Şirketi ile çalışmaya karar verir.

Şirket, elindeki analizlere göre seçim kampanyasının hedeflerini sunar;

1. İlk defa oy verecek gençleri hedeflemeliyiz.

2. Politikayla hiç ilgilenmiyorlar, o nedenle “apolitikliği” arttırmalıyız.

3. Tembeller ve hiç aktif değiller, o nedenle “tepkisel” birşey yapmalıyız.

Kampanya hazır: “Do So!” Hareketi;

“Siyasete ve oy vermeye karşı bir harekete katıl, havalı birşey yap. Böyle yap, oy verme!”

Müzikler, danslar, YouTuber’lar, duvar yazıları.. Havalı bir direniş selamı. İktidara karşı değil, siyasete karşı.

“Biz biliyorduk ki, bu harekete tüm gençler ilgi duyacak ama iş oy vermeye gelince Hintli ailelerin çocukları anne babalarının sözlerinden çıkmayacaktı..”

Ve öyle oldu; 18-35 yaş aralığındaki seçime katılım farkı %40 idi. Afrikalı gençler sandığa gitmedi. Giden kazandı..

Ufak farklar, ufak dokunuşlar. Sıfırdan bir parti yaratılıp, %51 oy aldırmayabilir bu modern sosyal mühendislik çalışması. Ama %49’u, %51 yapılabilir.

Trump, 2016 seçimlerini nasıl kazandı? 120 milyon seçmenin oy kullandığı seçimin sonucunu kaç kişi belirledi? Ya, Brexit?

“Hilekar Hillary”

“Bu sloganı bulduk. Her mecraya yaydık, büyüyüp yayılmasını izledik. Kimsenin ‘propaganda’ olduğunu düşünmemesi lazım, çünkü propaganda diye düşündüğünüz anda bir sonraki soru; arkasında kim var?

ABD seçimlerinde çalışan ekip gizli kameraya takılmış..

“İkna Edilebilirleri” Bulmak;

“Analiz sistemimiz herkesi hedeflemez, fikrini değiştirebilecekleri biliriz. Biz buna “ikna edilebilirler” deriz..”

Sonuç;

Bu ekip ve ellerindeki analizler orta yerde duruyor. Başka bir sürü türev şirket var. Daha önemlisi Silikon Vadisi Tanrıları; Google, Facebook ve diğerleri yollarına devam ediyor.

Okurken eminim ülkemizi düşündünüz. Burda ne oldu, oluyor, olacak ve biz ne yapacağız?


Cambridge Analytica’nın çatı şirketi SCL Group’un 5 sene Antalya’da ofisi vardı.

Ne yaptılar? Ne yapıyorlar? “İkna edilebilirler” kimler?

Bu konu sağ/sol, o kesim bu kesim, o parti bu parti meselesi değil. Partiler üstü bir mesele.

Çocuk: "Babam senin bizi gözetlediğini söylüyor"
Zuckerberg: "O senin baban değil"

Bizi bizden iyi tanıyan Facebook-CA ikilisi sadece ABD’de değil İngiltere, Nijerya, İtalya, Kenya, Meksika vb. için de ortak çalışmış. Ülke ülke taktikleri bir zincirle derlemeye çalıştım.

“5 kıtada 200’den fazla seçim kampanyasında çalıştık, farklı senaryolarla eğlendik.” (CA CEO’su Nix)

Her ülke ve “hedef kitleye” göre kullandıkları farklı “dijital teknoloji” taktiklerini eğlenceyle yapmaya çalışmışlar.

Peki, neler?

Sondan başa gidecek olursak geçen hafta şirketin eski çalışanı C.Wylie’nin The Guardian itiraflarıyla başlayan modern sosyal mühendislik diye tabir edilebilecek olayları hatırlayalım;

İngiltere

2016 Kasım ayında İngiltere’nin AB üyeliğinden ayrılıp/ayrılınmayacağının oylanacağı “Brexit” olarak bilinen referandum çalışmalarında hem CA hem de daha aktif şekilde “Aggregate IQ” isimli bir şirket öne çıkıyor.

2013’te Kanada’da kurulan ve CA’ya göre küçük bir şirket olan (20 çalışanı var) Aggregate IQ yaptıkları işi şöyle tanımlıyor;

“Zamanında karar vermenize, yeni kitlelere ve hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olan kanıtlanmış teknolojileri ve veri odaklı stratejileri sunar.”

ABD’de çeşitli seçim çalışmalarında çalışan şirketin kurucusu Zack Massingham.

Zack; CA, CA’nın grup şirketi SCL Grup ve bu grubun Kanada ofisi ile ortak çalışmalar yapmış. Hatta cep telefonu numarası SCL Kanada web sitesinde “danışman” olarak verilmiş.

Ana şirket SCL Grup’un Brexit referandumunda çalışmak için partner seçtiği şirketlerden biri böylece Aggregate IQ olur.

Şirket, AB’den ayrılma taraftarlarının Vote Leave (Ayrıl Oyu Ver) ve BeLeave (Ayrılan Ol) isimli kampanyalarına beğenilerimizi! kullanarak destek verir.
Brexit kampanya merkezinin ekip lideri Dominic Cummings seçim sonrası;

“Onlar olmasaydı (Firma mı? Facebook beğenileri mi?) seçimi kazanamazdık.” der tıpkı Trump’ın seçim ekibinin dijital kısmını yöneten Theresa Hong gibi.

İlginç bilgi;

Kampanya merkezinin direktörü Cummings, blog sayfasında Rusya’da birkaç projede! çalıştığını yazmış.

ABD seçimleri kahramanlarımızdan Kogan’ın da Rus asıllı ABD vatandaşı olduğu ve şimdi Rusya’da çalıştığı biliniyor. Yani komplo kurmak isteyenlere çok ekmek var.

Bizi bizden iyi tanıyan psikometri veri setleri ile kişiye özel “politik” reklamlar üretmekte mahir şirketler, destekçiler, kampanyalar, liderler ve ağlar; “Brexit” için çalışmaya hazırdır artık...

Korkular ve umutlar üzerinden tıpkı ABD seçimlerindeki taktiklerle kampanya başlar. Kampanya, hassasiyet üretebilecek 3 konuda yoğunlaşır.

- Türkler AB’ye katılacaklar!
- Göçmenler ülkemize yük getiriyor!
- Her hafta Brüksel’e 350 milyon sterlin veriyoruz!

Hassasiyet üreten bu sloganların kime karşı (hedef kitle) kullanılacağının bilinmesi kampanya görevlilerini bile şaşırtmıştı.

Shahmir Sanni isimli kampanya gönüllüsü: “Bir eve ziyarete gittiğimizde evsahibi; göçmenler başabela, kurtarın bizi diyordu.”

Yaşasın beğenilerimiz!

Referandum sonrası Brexit’e aktardığı parayla İngiliz tarihinin en büyük siyasi bağışçısı olarak kabul edilen Arron Banks’a “insanların verilerini niye kulladınız?” diye sorulduğunda “Herkes hakkında her şeyi biliyoruz, biz her şeyi satın alırız. Artık bu veriler bizim” diyor..

Nijerya;

Devlet Başkanı Goodluck Jonathan 2015 seçimlerini kazanmak için arkadaşı! Brittany Kaiser’den (Cambridge Analytica kıdemli yöneticisi) yardım ister. 2 milyon sterlin karşılığında anlaşırlar.

Bu sırada Londra’daki CA ofisinde bir buluşma gerçekleşir. İtirafçımız Wylie; İsrail gizli servisi Mossad’ın Buhari’nin kişisel e-posta yazışmalarını bu buluşmada seçimlerde kullanılmak üzere kendilerine verdiğini söylüyor.

E-posta içeriğinden bahsedilmiyor. Ancak e-postalarda Müslüman olan Buhari’nin iktidara geldiğinde ülkeyi karanlığa! götürecek düşünceleri olduğu pompalanıyor.

Wylie: “Seçmenleri sindirmek için şiddet içeren videolar, hacklenerek elde edilen materyaller dolaşıma sokuldu”

Mesela;

IŞİD’a biat eden Nijeryalı terörist grup Boko Haram, seçim öncesi 200’den fazla kız çoçuğunu kaçırıyor.

Seçim kampanyası sırasında internetteki Boko Haram haberlerinin tam altında Buhari seçmenlerine “başı kesilmiş çocuk videoları” sıkça gösteriliyor...

Hindistan;

SCL Grup Hindistan ofisi 2010’da kurulmuş. Daha sonra OBI isimli yerel bir firmayla da partnerlik yapılmış. Bu tarihten beri iki firma tüm seçimlerde birlikte çalışmışlar.

Burada işleri Brexit kampanya ekibinden Dan Muresan (bu isim önemli) yönetiyor.

Dan Muresan itirafçımız Wylie’nin kendi tabiriyle “uyanmasını” sağlayan kişi. Nasıl?

Hindistan’a geldiğinde “işte burası tam para kazanılacak” yer diyen Muresan, iki partiye birbirlerinden habersiz aynı seçim stratejisini satıyor. Üçkağıt içinde üçkağıt yani.

Dönelim Hindistan’daki eğlenceli! ve farklı seçim taktiğine;

“Dijital Hindistan” isimli bir ekip kurarlar. Bu ekip ABD ve Brexit taktiklerini burada da uygular.

Ancak ülkede internet erişiminin olmadığı birçok kesimin/bölgenin farkına varırlar. Ne yapacaklar?


İnternet yoksa çağrı merkezi var;

Telefon ile interneti olmayan seçmenlere ulaşıp “Aadhar Card” denilen kimlik kartı, oturum izni gibi resmi belgeler vereceklerini söyleyerek kişilerin verilerini ele geçirirler. Yani devletin işini seçim ekibi yapmış.

Veriler seçime hazır..

Tam bugünlerde ilginç birşey daha olur;

Facebook kurucusu Zuckerberg 2014’te (tam ekipler çalışırken) Hindistan’ı ziyaret eder, Başbakan Mondi ile kucaklaşır. Sonra;

“Burası sınırsız potansiyele sahip harika bir ülke” der ve ekler...;

“Hindistan’ın yarısında internet yok, var olan da pahalı, size uygun fiyatlı internet hizmeti vermek istiyorum”

Ve Express Wifi isimli projeye göre; yerel Hindistan operatörleri internet paketleri içinde Facebook kullanımını ücretsiz yapar. Sadece FB!

Gelsin beğeniler...

Kenya:

Başkan Uhuru 2017 seçimleri için CA’dan yardım ister. CA, Hindistan ekibi lideri Dan Muresan’ı yollar. Bir süre sonra otelde ölü bulunur. Wylie gider, bildik taktikleri burada da uygularlar.

İki farkla;

Taktik 1: Rakip adayların kadınlara ilgisi “beğenilerinden” bellidir.

Nix anlatıyor; “İnternette siyasetçilerin nasıl itibarsızlaştırılabileceğine dair taktikleri biliyoruz. Adayın evine çok güzel Ukraynalı kızlar gönderdik ve bu taktik işe yaradı.”

Taktik 2: Seçimler esnasında hem Kenya Seçim Komisyonu’nun hem de Cambridge Analytica’nın Londra’daki serverları hackleniyor!

Kim yapmış acaba?

Meksika:

CA Meksika Müdürü Brittany Kaiser: “Meksika'da çok fazla kişi kararsız ve motivasyonsuz. Bu ülkede insanlar için önemli konuları bulup onları oy kullanmaya yönlendirmek için çok ciddi bir potansiyel var" demiş ve ilginç bir yöntem bulmuş motivasyon! için...

“Pig.gi” isimli bir akıllı telefon uygulaması yapmışlar. Uygulama anketler yapan, puan/para kazandıran, alışveriş yaptıran bir bağlılık sistemi.

1.2 milyon Meksikalı indirmiş.

Daha çok kişi indirsin/kullansın diye yerel operatör Mowisat ile işbirliği yapılmış. Neden?

Uygulamayı indir, anket doldur, yarışmaya katıl bedava internet paketi kazan gibi gibi.

Pig.gi uygulamasının %1’i “beğen” şirketi Cambridge Analytica’nın. Web sitesinde partneriz diyor.

Kolombiya, Arjantin ve Peru’da da kullanıyor/kullanacaklarmış aynı motivasyon aracını!

[0101]

İş nedir? İşli nedir? İşsiz nedir?


Türkiyede işsizlik %10 imiş, %15 imiş, %20 imiş.....v.s..


Kurban bayramından önce tatile gittim. Otelde çalışan gürcü bayan vardı.
-Meslek liselerinde otelcilik bölümleri artmalı. Her yıl en az 10.000 mezun vermeli.

Lokantalarda yabancı eleman görüyorum.
-Meslek liselerinde aççılık-lokantacılık bölümleri çoğalmalı. Her yıl en az 30.000 mezun vermeli.

Yıllardır arabamı yıkattığım bir yer var. Ordulu birisi işletirdi. Türkmenistanlı bir kişi çalışmaya başladı yanında. Sonra sayıları arttı. şimdi orayı Türkmenistanlılar işletiyor.
-Meslek liselerinde araba yıkamacılığı bölümü de olmalı.Her yıl en az 5.000 mezun vermeli.

Halalarım var. Yaşlı. biri ankara'da, diğeri İstanbulda yaşıyor. Her ikisinin de yanında gürcistanlı bayan bakıcılar var.
- Meslek liselerinde yaşlı-hasta bakımı bölümleri olmalı. Her yıl en az 30.000 mezun vermeli.


Bunlar benim gördüklerim. Sizlerin de gözlemleriniz vardır mutlaka. Mezun rakamları bana göredir. size göre çok daha farklı olabilir.
Başka kuaförlük, tekstil, inşaat ustalığı v.s. pek çok bölüm acilen açılmalı meslek liselerimizde.

Efendim o yabancıları memleketlerine gönderelim.....
Halalarıma kim bakacak o zaman?


Her yıl 1.300.000 çocuk dünyaya geliyor ülkemizde.
Bu çocuklarımızın en az 1.000.000 tanesi meslek liselerine yönelecek şekilde ortaokulda el becerileri ortaya çıkartılmalı.

Meslek liselerinden üniversitelere geçiş kolaylaştırılarak insanların meslek liselerini tercihleri de özendirilmeli.

[0101]

EKGYO perişanlarda.......

AYLIK USD bazlı. Tarihi diplerinde
.

[0101]

Faizler, inşaat sektörü... deniyor .

Üst segment konutlarda bir satış sıkıntısı var.
TOKİ konut arz etti, 9 kat talep geldi. https://www.emlak365.com/toki-haberl...su-h18531.html

Kanal İstanbul TOKİ ve EKGYO öncülüğünde yapılsa, iki yamacı da 4-5 katlı binalarla donatılsa yeni bir şehir gibi..... EKGYO'nun önü açılabilir mi?

[tovbekar]

Faizler, inşaat sektörü... deniyor .

Üst segment konutlarda bir satış sıkıntısı var.
TOKİ konut arz etti, 9 kat talep geldi. https://www.emlak365.com/toki-haberl...su-h18531.html

Kanal İstanbul TOKİ ve EKGYO öncülüğünde yapılsa, iki yamacı da 4-5 katlı binalarla donatılsa yeni bir şehir gibi..... EKGYO'nun önü açılabilir mi?

sadece üst segment değil orta kesim için de sıkıntı büyük... TOKİ sosyal konut projeleri ki ayda 583 liraya kocaelinde ev sahibi olmak zaten başka şekilde mümkün değil, taleni normal ama bu kesim de ekonomik krizle birlikte işlerini kaybedecek ve ödeme yapamayacak kesimler...
orta gelir grubuna yönelik projelerde , Ankara örnekleri, çok önceden TOKİ projeleri kalitesiz ve pr,ms,z kaldığı için elde kaldı diye hatırlıyorum en azından alanların elinde kaldı...
Eğer sosyal konutlarla inşaat sektörünü açmaya çalışıyorlarsa Devletin desteği şart ki bütçe dengelerine göre çok zor...