|
|
Olaya şöyle yaklaşmakta fayda görüyorum;
Kimilerimiz dini inanışlarımız nedeni ile faizle işlem yapmayı uygun görmesekte(ben de öyleyim) bilindiği üzere günümüz ekonomik sisteminde paranın fiyatını faiz belirlemekte. Ekonomik birimler, hane halkı, yatırımcı vs. bir yatırım yapacağı zaman faizleri dikkate alır ve buna göre yatırım yapar. Bir ev alıp kiraya vermeyi düşünen kişi getirisini faizle kıyaslar ve yatırım kararını da buna göre verir. Bu demek değildir ki kişi faiz yer. Ama günümüz ekonomik sisteminde faiz temel göstergedir.
Bankacılıkta da sistemin çok büyük bir kısmı faiz ile iş yapan konvansiyonel bankalardan oluşmaktadır( TR'de %95) Bu nedenle piyasada bu bankaların belirlediği fiyatlar ile işlem yapılmakta, katılım bankaları da kredi verirken piyasada iş yapabilmek için bu faiz oranlarına uymak zorundadır.
Ama bu demek değildir ki katılım bankalarının yaptığı iş faizli sistemle aynıdır. Kredi kullanan (murabaha) veya parasını kar payı hesabına yatıran açısından sonuç aynı gözükebilir ama önemli olan yöntemdir. Bu konuda şöyle bir örnek verilir; bir sığırı boğarak veya silahla vurarak öldürüp etini elde edebilirsiniz, ya da dini usullerle kesip gene aynı eti elde edebilirsiniz. İki yöntemde de sonuç aynı ama bir yöntem dinen caiz. O yüzden sonuç aynı olsa da önemli olan yöntem ve niyettir. Zira amelller niyetlere göredir.
İşin detayı ve uygulamasında çok farklılık var, isteyen bu konuda temel anlamda bilgi almak için ücretsiz erişilebilen İshak Emin AKTEPE'nin "Sorularla Katılım Bankacılığı" kitabına bakabilir.
Suudi Arabistan'da bankalardan kredi çekiyorsun faiz de var ama şu şekilde işliyor.
Örneğin 100k çektin, biri seni arıyor diyor ki bilmem nerede bir pamuk alımı var (hayali alışveriş örnek verdim) senin için şu kadar para ayarladık onaylıyor musun? Evet diyorsan para hesapta ve tamamen helal, yersen tabii.
Bu örnek gerçektir, çeşitli suistimal nedeniyle oturumu olan Türkler bile kredi çekemez şimdi ama neyse.
Sonuçta önemli olan niyet...
Sent from my iPhone using Tapatalk
“The trend is your friend until the end when it bends.” - Ed Seykota
Değerli büyükler,
Yaşım 28, temettü emekliliği amacıyla düzenli hisse senedi biriktiriyorum. Portföyümde bir miktar altın da var. Portföyümün %10'unu ise venture capital mantığında bitcoin'de tutuyorum ve %10 oranı koruyacak şekilde btc pozisyonumu artırıyorum (not: bu yıl portföydeki en iyi performanslı ürün kendisi )
Portföyümün mantığını az buçuk anlatabilmişimdir umarım.
Sormak istediğim soru şu:
Dev bir maaşım yok, bu yüzden kenarda tuttuğum bir miktar doları risk -getiri potansiyeli yüksek btc gibi ürünlerde mi değerlendirmeliyim, yoksa eurobond gibi garantili ürünlerde mi? Siz olsanız yolun başındaki biri olarak riski mi seçerdiniz?
|
|
1. korfez savasinda 1991, 6 aylik ciddi bir dususden sonra gece ilk bombalar atilidiginda tum dunya borsalar ciddi yukselis ile acilmisti..
Ilk sabah kalktim, bist acilmadan kostum, gittim hisse almak icin..
Her sey tavan acilmisti saticisiz..
Herkes soruyordu tavan olmayan kim var diye telsiz telefonlardan..
Bir tanesi Netholding idi tavanda satici vardi..
Yani az talep gorenlerden birisi idi taa o zamanlar..
Mecbur ondan bir miktar almistim ama hemen ertesi gun satmistim...
Syg,
Sabir ve zaman: iste benim bahadir askerlerim.. TOLSTOY
Yer İmleri