Burada temel bazı yanlış yorumlarınız var:
1. TR'deki döviz miktarı bir havuzdur. Havuzun içinde A oyuncusundan B oyuncusuna dolar geçmesi, havuzun suyunun azaldığı gerçeğini değiştirmez. Ülke cari açık verdiği sürece dışardan dolar girmek zorundadır. Bu borçlanma ile değil de, yatırımla veya direkt satın alarak olabilir elbette. Ancak girmek zorunda... yani yerliler dth verip eurobond alırsa hiçbir şey çözülmüş olmaz. Ancak, yabancılara TL verip dolar alırlarsa o noktada akış değişebilir: yabancılar ellerindeki TL ile ne yapacaklar? TL cinsi yatırım yaparlarsa, cari açığı kapatıcı şekilde borç vermiş olurlar. Dolar satın alırlarsa, ülkeye yine kaynak girmemiş olur ve döngü başa döner. (Reel sektörün daha fazla döviz kazanması = cari açığın kapanması = ek döviz borçlanma ihtiyacının bitmesi demektir)
2. Spekülatif gelir elde etmek için yurtiçindeki sınırlı kaynağın dışarı gitmesinin bir mantığı olamaz. Verdiğiniz örnekte 10 yıl boyunca dışarda kalacak yerli tasarrufun yerine ülke %7 ile EK borç bulmak zorunda kalır. Birey %5 gelir elde eder ama cari açığın fonlaması daha pahalıya geldiğinden ülkenin tüm aktörlerinin bilançolarını birleştirdiğinizde; zarar etmiş olunur. Bu da cari açığı daha da arttırır. Bizim en büyük sorunumuz zaten tasarrufların az olması. Az olan bir şeyin dışarı gitmesi hiçbir şeyi çözmez, sorunu büyütür.
Yer İmleri