İmarzedelerin paraları almaları çok uzun sürmedi diye hatırlıyorum. İmar'a ilk önce devlet el koydu, hiçbir şey değişmeden çok kısa bir süre gitti ve sonrasında aynı faiz oranlarından Ziraat Bankasına devredildi. İsteyen hemen çekti, hesabını kapattı, isteyen devam ettirdi, bir süre sonra da Ziraat'ın faiz oranlarına dönüldü gibi hatırlıyorum.
1990'larda batan veya kapatılan bankaların hiçbirinde mudi, mağdur olmadı diye biliyorum ayrıca. Bütün el konan bankalar, bir süre TMSF gözetimi altında faaliyetlerini sürdürdü, o süreçte isteyen gitti parasını çekti veya belli bir süre sonunda paralar devlet bankasında açılan bir hesaba aktarıldı, banka sonra kapatıldı. Galiba Banker Kastelli ve İstanbul Bankasından bu yana banka tarafında çok mağduriyet yaşamadık gibi biliyorum. En azından sucuk tosuncuğuna veya Bitcoin tosuncuğuna kaptırılan paralar tarzı bir şey olmamıştı (hayal meyal hatırlasam da).
Mevduata garanti de, mudileri korumak için değil, aslında bankacılık sistemi çökmesin diye getirildi diye "hissediyorum" çünkü o garanti limiti hiçbir zaman kullanılmadı (zaten eskiden yoktu ama İmar'da da kullanılmadı sanki).
Ama İmar'ın off-shore hesaplarına yatırım yapanlar ile bono tahvil hesaplarında işlem görenler bir kuruş alamadılar diye aklımda kalmış; mahkeme süreçleri nasıl bitti bilmiyorum.
Benim en büyük korkularımdan biri de arkadaşınkine benzer. Mesela herkes TCD fonunu satmak ve çıkmak istese, Tacirler bunu karşılayabilir mi?

Biraz pesimistik bir niteliğim vardır ama Lehman'ın bile battığı bir dünyada Tacirler ne ki?
Yer İmleri