Artan

176,20 9.99 15:14
81,55 9.98 15:14
14,91 9.96 15:13
90,50 9.96 13:55
71,85 9.95 15:15
Artan Hisseler

Azalan

123,30 -10 15:13
26,64 -10 15:14
258,75 -10 13:55
223,60 -9.98 15:13
10,50 -9.95 15:15
Azalan Hisseler

İşlem

8.075.801.487,80 15:15
5.941.820.395,04 15:15
4.772.487.755,94 15:15
4.176.249.390,00 15:15
4.073.742.106,26 15:15
Tüm Hisseler
Sayfa 29/68 İlkİlk ... 19272829303139 ... SonSon
Arama sonucu : 542 madde; 225 - 232 arası.

Konu: Trump yakın zamanda Beyaz Saray'a dönecek!! Tabii ki başkan olarak.

  1. Kapheros
    @sigaramcamel
    731. Birim ya da resmi adıyla, Kanto Ordusu Karantina ve Sulama Şubesi (ya da Salgın Hastalıkları Önleme ve Su Arıtma Merkezi), Çin-Japon ve II. Dünya Savaşları sırasında Mançurya bölgesinde aktif olan biyolojik ve kimyasal savaş birimidir.
    Japonlar 1925 yılında imzalanan ve 1928 yılında yürürlüğe giren Cenevre Protokolü’nün kimyasal ve biyolojik silahları yasaklamasına rağmen, salgın hastalıkları önleme ve su arıtma tesisleri adı altında bir birim kuruldu.
    Bu birim binlerce esirin getirildiği sayısız insanlık dışı deneyin yapıldığı kampa gelenlerin dönmediği Auschwitz benzeri bir kamptı. Japon imparatorluk ordusunun biyolojik savaş birimi olan bu birim, Mançurya’da 1930’ların başında kurulmuş, 1936’ da genişletilmişti.
    Kampın korgenerali Shiro Ishii ve Genel Sekreteri Masaji kontrolünde 1939-1945 yılları arasında 3000 Japon araştırmacı pek çok deney yaptı. Deneklerin büyük çoğunluğu Çinlilerden oluşuyordu. Çinlilerin dışında Ruslar, Moğollar ve Koreliler de bulunuyordu.
    Unit 731’in yöneticisi Japon İmparatorluk Ordusu generali, Kyoto Üniversitesi’nde okumuş mikrobiyolog ve cerrah Shiro Ishii idi. Tesis, su arıtma ve salgın hastalıkları önleme merkezi olarak gösterilmiş ve asıl amaç gizlenmişti. Tesisteki çalışmalar 8 farklı birim tarafından
    yürütülüyordu: bakteriyoloji araştırmaları, savaş ve alan deneyleri, su filtresi üretimi, bakteri seri üretim ve muhafazası, eğitim birimi, malzeme birimi, klinik teşhis birimi ve genel sekreterlik. İnsan denekler arasında Çinli, Koreli ve az sayıda Rus askerin yanı sıra kadın,
    erkek, çocuk ve bebeklerden oluşan sivil esirler de vardı.
    Savaş esnasında askerlerin yaşayacakları olumsuzluklar ve uç noktalardaki koşullardan salgın hastalıklara, biyolojik silah denemelerinden çapraz organ nakillerine kadar akla gelebilecek




    (ve hatta aklın sınırlarını zorlayacak) her şey denenmişti: kan kaybından ölmeyi incelerken insanların kol ve bacakları kesilerek yavaş yavaş ölmeleri gözlemlendi, donma deneylerinde uzuvlar dondurulup yeniden ısıtıldılar ve kangren araştırıldı,


    yemek borusu sindirim sisteminin farklı yerlerine bağlandı, insanlar canlıyken mideleri alındı, ateşli silahla ölümlerin incelenmesinde esirler farklı farklı mesafelerden vuruldular, hemen yanlarında el bombaları patlatıldı, kan transfüzyonu deneyleri yapılarak farklı hayvanların
    kanı esirlere nakledildi, basınç ve gaz odalarına sokuldular, ölene dek santrifüjlerde tutuldular ve anestezi olmaksızın üzerlerinde büyük cerrahi operasyonlar yapıldı. Esirler baş aşağı asılarak ne kadar sürede boğularak ölecekleri denendi.


    Böbreklerine at idrarı enjekte edildi, kol-bacakları kesilerek tam ters şekilde yeniden vücutlarına yerleştirildi. Tesiste hamile bırakılan kadınlar üzerinde dirikesim uygulandı.
    Esirler tarlalara götürülerek sadece kol ve bacakları dışarıda kalacak ve


    hayati organlarını koruyacak şekilde kasklar giydirilerek direklere bağlandılar ve uçaklar havadan bombalar yağdırdı. Dr. Ishii yönetiminde yapılan biyolojik savaş deneylerinde üzerlerinde deneyler yapılan esirlere ‘maruta’ (odun kütüğü) adı veriliyordu.




    Tokyo Üniversitesi’nden seroloji uzmanı Dr. Sueo Akimoto yaşananları şöyle anlatıyordu: “Oraya ulaşıp insan deneylerini öğrendiğimde şok oldum. Bilim insanları mahkumlara hayvan gibi davranıyorlardı ve çok azı vicdana sahiplerdi.
    Esirler düşmandı ve neticede ölümle cezalandırılacaklardı. Bu esnada tıbbın ilerlemesine katkıda bulunacakları için bunun onurlu bir ölüm olacağını düşünüyorlardı… Çalışmalarım insan deneyleri içermese de çok korkmuştum.
    Araştırma direktörü Maj-Gen Kikuchi’ye üç dört kez istifamı yazmıştım ancak bırakmanın hiçbir yolu yoktu Bırakırsam, gizlice idam edileceğim söylendi”
    Deneylerde kullanılan kurbanlar 4-5 hafta geçmeden ya ölüyor yada öldürülüyorlardı. Ölen denekler rematoryumlarda yakılıyordu

  2. 731. Birim bu deneylerle, ABD’ye karşı kullanılabilecek kimyasal ve biyolojik silahlar elde etmeyi ve Japonya’nın daha fazla güç kazanmasını amaçlıyordu.
    Korgeneral Shiro Ishii, kolluk güçlerinin gönderdiği savaş esirleri ve tutuklularla yetinmemiş, bölgenin dışına çıkarak
    Mançurya halkını da deneylerine dahil etmişti.

    Ishii’nin hedefi ‘mükemmel veba’yı bulmaktı. Bu yüzden, vebayı köylere yayarak gözlemlemeyi seçmişti. Bölgenin yakınındaki köyler ise, en ideal laboratuvarlardı.
    kampta çalışmış olan bir doktor, ilk canlı kesimini New York Times’ta şöyle anlatıyordu; ‘‘ Denek odaya getirildiğinde mücadele etmiyordu, onu bağladılar. Fakat neşteri kaldırdığımda bağırmaya başladı. Onu göğsünden karnına kadar kestim.


    Çok çığlık atıyordu, yüzü acı içinde kıvranıyordu. Korkunç çığlıklar atıyordu ve nihayet sesi kesildi.’’

    Zorla hamile bırakılan kadınlardan doğan bebekler, ebeveynleri ile aynı tip deneylere tabi tutuldu. Hatta bazıları doğumlarının hemen ardından teste tabi tutuldu.
    1984 yılında Tokyo'daki Keio Tıp Üniversitesi'nde okuyan bir öğrenci, insan deneylerinin kayıtlarını buldu. Bu sayfalar, Tetanos aşısının dozajlarının etkilerini açıklıyordu
    Vücuttaki spazmların ve ölüme giden sürecin uzunluğunu anlatan tablolar vardı.
    731. Birim’de görev alan doktorlardan biri olan Ken Yuasa 2007’de Japon Times’a yaptığı konuşmada bu deneylerin yapıldığını doğruladı.

    “İlk deneyim boyunca çok korktum.
    Ancak ikinci deneyimde işler daha kolaylaştı. Üçüncü deneyimde ise bunu yapmaya gönüllü oldum.”
    Benzer şekilde Japon İmparatorluk Ordusu askerlerinden, 731. Birim’deki deneylerde görev alan Yoshio Shinozuka da 1997’de yaşananlara dair şöyle diyordu.

    “731. Birim üyesiydim. İnsan olan birisinin hiç yapmaması gereken şeyleri yaptım.”
    Akla mantığa insanlığa sığmayan bu deneylerin listesi uzayıp gidiyor
    1945 yılında Pasifik Savaşı'nın son günlerinde ve Japonların yakın yenilgisi karşısında, Japon birlikleri 731. Birim’de yapılan araştırmaların kanıtlarını yok etmek amacıyla 731’in karargahını havaya uçurdu
    II. Dünya Savaşı'nın sonunda ABD işgal yetkilileri tarafından tutuklanan Ishii ve ekibi deney bilgilerini vermesi karşılığında 1946’da Tokyo mahkemesinde Abd savaş suçları savcılığından dokunulmazlık almayı başardı.
    Deneylerden elde edilen sonuçlar karşılığında bu yargılamaların
    düşürmeleri, insanlık tarihinin en büyük vahşetlerinden birisinin üstünün kapanmasına neden olmuştur.

    250.000 den fazla Çin ve Rus vatandaşın yaşamını yitirdiği bir esirin bile sağ çıkamadığı yer olarak bilinmektedir.
    .................................................. .............

  3. 731. Birim’de görev alan doktorlardan biri olan Ken Yuasa 2007’de Japon Times’a yaptığı konuşmada bu deneylerin yapıldığını doğruladı.

    “İlk deneyim boyunca çok korktum.
    Ancak ikinci deneyimde işler daha kolaylaştı. Üçüncü deneyimde ise bunu yapmaya gönüllü oldum.”
    En fazla etkileyen tweet bu oldu.

    İnsan kötüdür...

  4. Katar Emiri;
    Doğalgazı dünyaya türk lirası ile satacağız, doları envarterden çıkartacağız. Türkiye bizim için çok önemli çünkü aslımız Osmanlı.
    İşaallah doğrudur...

    1 TL 100.000 dolar olacek...



  5. İsmail Çağlar
    @ismail_caglar_
    ·
    5s
    Yaklaşık 8 yıl süren SETA hikayesini bitirme kararı aldım. Bazı arkadaşlarımız işten çıkartıldı. İşten çıkarılmaları yanlış bulduğum için ayrıldım. Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Büyük Türkiye mücadelesine farklı kulvarlarda elimden geldiğince katkı vermeye devam edeceğim.
    Enes Bayrakli
    @EnesBayrakli
    ·
    4s
    7 yıldır içinde bulunduğum SETA vakfından ayrılma kararı aldım. Cumhurbaşkanımız liderliğinde verilen güçlü ve bağımsız Türkiye mücadelesine elimden gelen katkıyı başka mecralarda vermeye devam edeceğim.
    Hasan Basri Yalçın
    @hby34
    ·
    4s
    Yaklaşık beş yıldır görev yaptığım SETA’dan ayrıldım. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, elimden geldiğince ve dilim döndüğünce, Büyük Türkiye vizyonunu farklı mecralarda anlatmaya devam edeceğim.
    Veysel Kurt
    @VeyselKurt_
    ·
    4s
    Zorunlu ve kişisel bir açıklama:
    7 yılı aşkın bir süredir -zor zamanlarda- çalıştığım SETA’dan ayrılma kararı aldım.
    Sn Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye’nin güçlü bir ülke olma yolunda bir akademisyen olarak bildiğimi söylemeye ve elimden geleni yapmaya devam edeceğim.
    yusuf ozkir
    @yusufozkir
    ·
    3s
    SETA Vakfı'nda ve Kriter Dergisinde 6 yıldır devam eden görevim sona ermiş bulunuyor.
    Bu süreçte çeşitli vesilelerle temasta olduğumuz Kriter okuyucularına, yazarlarına ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
    CB Erdoğan'ın Büyük Türkiye ideali çerçevesinde yola devam inşallah
    Perinçek; bunları kulağından tutup, atmak gerekir diyor ve hepsi aynı anda istifa ediyorlar.

  6. Conflict
    @ConflictTR
    ·
    2d
    â— Takipçisini yükseltmek amacıyla akla mantığa sığmayacak yalan haberler yayınlayan bazı hesaplarda geçen "Rus savaş uçakları İdlib'in güneyini bombalıyor, Türk askeri zor durumda" gibi haberler asılsızdır. Bu tip asparagas ve alçakça haberlere itibar etmemenizi rica ediyoruz.



  7. Kimsin sen?

  8. Pentagon'un uzaylılar raporu basına sızmış. Tam düşündüğüm açıklama değil, açıklama net değil. Demek ki, pandemi yeni varyantlarla bir müddet daha sürdürülecek. Net, ''uzaylılar vardır'' deselerdi, ''pandemi bitti'' diyebilirdik.

    2015-2017 arasında bu forumda en az 10 kez şöyle yazılar yazmıştım. Reagan zamanından beridir bir proje yürütüyorlar, uzaya lazer topu yerleştirdiler. Çin'e saldıracaklar, bütün altyapısını yıkacaklar ve ''uzaylılar yaptı diyecekler.

    https://www.ntv.com.tr/galeri/teknol...6U67ItpE8SnRkQ

    Pentagon, UFO raporunda "uzaylı" ihtimalini dışlamadı: Peki uzaylılara dair hangi kanıtlar bulundu?
    ABD’de Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından bu ayın sonunda yayınlanması merakla beklenen “UFO” raporuyla ilgili bazı detaylar ABD basınına sızdı. Son 20 yılda 120’den fazla esrarengiz olayın incelendiği raporda, yetkililer “uzaylı” ihtimalini dışlamadı ve UFO'ların gizli bir ABD askeri teknolojisinin ürünü olmadığını açıkladı.
    Tabii ki Abd askeri teknolojisinin ürünü değil. Alman askeri teknolojisinin ürünü. 2.dünya savaşında atom bombasını da uçan daireleri de Almanlar yapmıştı. Atom bombasının ateşleme mekanizması ve bir miktar zenginleştirilmiş uranyum ve 50 bidon ağır suyu vererek Almanya'yı kurtardılar(İngilizlerin işgalinden kurtardılar). Uçan daireleri vermediler. Onlar Antartika'ya intikal ettirildiler.





    Pandemiyi Çin'den çıkardılar. Uzaylılarla ilgili Çin ile bağdaştırılabilecek haberler çıkarıyorlar. Çin için ''uzaylılarla işbirliği yapıyorlar'' diyebilirler. Bunu kontrol edemedikleri her ülke için de yapabilirler hatta yaptılar.

    https://www.haberturk.com/dunya/habe...usuyor-iddiasi

    "Uzaylılar Türkçe konuşuyor" iddiası
    Bakınız bu haber 2015 tarihli. O tarihte bu haberi kopyalayıp, yukarıdaki yorumu yapmıştım. O zamanki nickimi hatırlamıyorum. Ama değerli bir katılımcıyla yazışmıştık, onun nickini hatırlıyorum: Jonathan'dı.

    İspanya Gizli Servisi CNI'nin 2003 yılında UFO'lar ve uzaylıları kapsayan 'çok gizli' raporunda yer alıyor. Raporda uzaylıların Türkçe'ye benzer bir dil konuşulduğu belirtilmiş
    Daha sonraki dönemde çıkan bir haberde ise; CNI'nin bu bilgiyi NASA'ya dayandırdığı medyaya yansımıştı. O dönem
    pek çok insana saçma gelmişti. Tayyip Erdoğan o dönemde İspanya'dan çok önemli bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamanın uzaylılarla alakası yoktu. Bu açıklamada şu cümle dikkat çekiciydi: ''Katolik nikahı yapalım.'' İspanya'dan sonra ise Fas'a gitmişti. Oraya gitmesi iyi olmadı.

    Fas deyince, Tvler ilk çıktığında, TVde bir adam Ramazan Sohbetleri yapardı.

    Unutkanlık çok var ama bazı şeyleri çok iyi hatırlıyorum. Bu adamın adı Bal Mahmut'tu. Fas Kralının arkadaşıydı ve anlattığı hikaye, üstü kapalı da olsa Fas Kralının Sarayına misafir olduğunda başından geçenlerdi.
    Son düzenleme : ayvagobeknuri; 24-06-2021 saat: 18:39.

Sayfa 29/68 İlkİlk ... 19272829303139 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •