Sayfa 432/1004 İlkİlk ... 332382422430431432433434442482532932 ... SonSon
Arama sonucu : 8025 madde; 3,449 - 3,456 arası.

Konu: Viop XXXIV

  1. #3449
     Alıntı Originally Posted by Ayasofya 2005 Yazıyı Oku
    Bu ülke de 60 yaş üstünün en önemli alışkanlığı günde üç beş kez haber seyretmek. Adam her seyrettiğinde kafasına iç ve dış güçler hainler lime lime işleniyor. Pelikancilar bunlar özellikle imam hatip ve öğretmenleri sosyal medya üzerinden çeşitli paylaşımlar ile düzenli olarak dolduruyor. Her şeye bir bahane var. Muhtemelen gençlik kollarınin da belediye ve kurumlar üzerinden önce karınları doyuyor sonra da beyinleri. Karşı blok da bir birinin bacağından kolundan boğazından asılmakla meşgul.
    Türkiye artık yol ayrımında..

    bizim önceliğimiz önce vatan.. ama bazılarının önce din..

    evet resmen bu ayrım var..

    o nedenle..sürekli bizden dine saygılıu olmamızı isteyenler ilk önce diğer inanışlara saygı göstermesi lazım..mesela deistlere sapkın inanış diyorlar..ülkede onca problem varken bu konuyu dert etmiş bir çoğunluk var.. Türklerin ataları mesela islama inanmıyordu.. ama bir değer sistemleri vardı sonuçta..

    bunları sana söylemiyorum..yanlış anlama..

    anlatmak istediğim şey şu: sürekli taviz veren bizleriz.. şu nasıl düşünür, bu nasıl düşünür diye hassas davranmaya çalışıyoruz.. burada bizim düşündüğümüz kişiler ise bizleri ve hassasiyetlerimizi hiç düşünmüyor..varsa yoksa kendi magduriyetleri..


    biz Atatürk değerleri doğrultusunda düzgün bir ülkede yaşamak istiyoruz.. yolsuzluk rüşvet ülkenin mültecilerle doldurulup BOP planlarına hizmet eden politikaları eleştirmemiz filan.. yani biz herkesin güzel yaşayacağı bir ülke hayal ediyoruz onun için eleştriyoruz bazı konuları.. ama bir kısım insan her konuda dini ilk sıraya koyuyorsa kusura bakma o akape ile yaşamayı aslında çok istiyor demektir.. yani akape ye oy verme refleksi bizim onun istemediği gibi davranmamızla alakası yok.. onun listesinde zaten din birinci sırada.. diğer her şey ikincil önemde..
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  2. Kayıtsız 821 çocuk ölümü olduğu ortaya çıkmıştı: Kanada, kilise okullarına ait 15 ton kağıt belge arşivini imha etmiş

  3.  Alıntı Originally Posted by KAPICI Yazıyı Oku
    Kayıtsız 821 çocuk ölümü olduğu ortaya çıkmıştı: Kanada, kilise okullarına ait 15 ton kağıt belge arşivini imha etmiş
    https://www.google.com.tr/amp/s/www....-etmis-1841907

    Bu Kanada klise çocuk ölümleri nedir sebebi.?

  4. #3452
     Alıntı Originally Posted by JAS Yazıyı Oku
    EW açısından konuşursak, 32902 ye kadar olan düşüşler normal realizasyondur. Bu rakam kırılmaz ise yoluna kaldığı yerden devam eder, yeni zirveler gelir. 32902 altı ise yükselişin bittiğinin garantisidir ve 32000 de durmaz, 20-24 bin aralığına rahat iner.

    Lenovo P1a42 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
    Yazmayı unutmuşum. FDow'da 32902 aşağı kırılmadığı sürece bu yaşanan düşüş 5.3.3.5.2 düzeltmesidir. Beklenen bir düzeltmedir. Eğer 32902 aşağı kırılır ise o zaman boyut değişir çok farklı şeyler konuşuruz. 32902 altında takip edilmesi gereken iki seviye vardır: 29552 ve 25953

  5.  Alıntı Originally Posted by KAPICI Yazıyı Oku
    https://www.google.com.tr/amp/s/www....-etmis-1841907

    Bu Kanada klise çocuk ölümleri nedir sebebi.?
    İHANET
    Yaklaşık 34 yıldır Kanada’da yaşıyorum. Burada bahar geç gelir. Ağaçlar Mayıs ayının sonunda çiçek açarlar. Yalnız bir ağaç vardır, bizdeki kardelen gibi… Nisan ayı sonunda çiçek açar. Eksi derecede bile zamanı gelince çiçeğini açar
    Bundan yaklaşık 25 yıl önce bir C.tesi günü öğle yemeği için bir restoranta gidiyorum. Hava güzel artı 14 derece.. Mayıs ayının ilk haftası… Şehir içinde çoktur, kısa boylu geniş saçaklı bir ağaç. Çiçekleri o kadar güzel açmış ki..
    Ağaçtan bir dal kırdım, elimde restoranta girdim. Sık gittiğim bir restoranttı. Cumartesi günleri tavuk kanadıyla bira günleri olur. Ben de iki haftada bir uğrarım. Garson kızlar beni tanırlar, her gidişimde tebessümle karşılarlardı.
    Üniversite öğrencisi kızlar çiçeği elimde görünce tebessümle karşılamadılar. Dışarıda balkonda oturdum. Bira ve tavuk kanadı söyledim. Balkonda oturanlar da çiçeğe doğru baktılar, anlayamadım. Garsonlardan biri ya da müşterilerden biri telefon etmiş olacak ki 20 dakika sonra, çiçek masanın üzerinde iken, Belediye'ye ait çevre koruma arabası geldi, park etti. İçinden 35 yaşlarında bir adam çıktı, gülümseyerek bana doğru geldi. Masadaki çiçeğe baktı.
    Nezaketli bir şekilde “O çiçeği alıp arabama gelir misiniz?†dedi. O zaman anladım. Bu çiçeği dalıyla kırmak yasak. Belediye görevlisi “Mahkemeye mi gitmek istiyorsun, yoksa para cezası mı vereyim?†dedi. “Ne kadar para cezası?†dedim. Bir metre çıkardı ve dalın boyunu ölçtü. Yaklaşık 40 cm. “40 dolar yazacağım†dedi ve yazdı. Pazartesi günü 40 doları belediyeye ödedim.
    Kendi ağacının dalına dokundurmayan Kanada'lı bizim Kaz Dağları'nı dümdüz ediyor. Hem doğayı katlediyor hem de siyanürle altın arıyor, insan sağlığını tehdit ediyor. Bunlar 40 cm ağaç dalı için ceza kesiyor. Bizimkiler de bizim dağlarımızı bunlara peşkeş çekiyor..............sd.

  6. Kolpacı bunlar.

  7.  Alıntı Originally Posted by discretus Yazıyı Oku
    Türkiye artık yol ayrımında..

    bizim önceliğimiz önce vatan.. ama bazılarının önce din..

    evet resmen bu ayrım var..

    o nedenle..sürekli bizden dine saygılıu olmamızı isteyenler ilk önce diğer inanışlara saygı göstermesi lazım..mesela deistlere sapkın inanış diyorlar..ülkede onca problem varken bu konuyu dert etmiş bir çoğunluk var.. Türklerin ataları mesela islama inanmıyordu.. ama bir değer sistemleri vardı sonuçta..

    bunları sana söylemiyorum..yanlış anlama..

    anlatmak istediğim şey şu: sürekli taviz veren bizleriz.. şu nasıl düşünür, bu nasıl düşünür diye hassas davranmaya çalışıyoruz.. burada bizim düşündüğümüz kişiler ise bizleri ve hassasiyetlerimizi hiç düşünmüyor..varsa yoksa kendi magduriyetleri..


    biz Atatürk değerleri doğrultusunda düzgün bir ülkede yaşamak istiyoruz.. yolsuzluk rüşvet ülkenin mültecilerle doldurulup BOP planlarına hizmet eden politikaları eleştirmemiz filan.. yani biz herkesin güzel yaşayacağı bir ülke hayal ediyoruz onun için eleştriyoruz bazı konuları.. ama bir kısım insan her konuda dini ilk sıraya koyuyorsa kusura bakma o akape ile yaşamayı aslında çok istiyor demektir.. yani akape ye oy verme refleksi bizim onun istemediği gibi davranmamızla alakası yok.. onun listesinde zaten din birinci sırada.. diğer her şey ikincil önemde..
    Türkler; Baykal Gölü çevresinden bugünkü Volga Irmağı hattına kadar uzanan coğrafyada ortaya çıktılar.

    Zaman içinde Hindistan’dan Macaristan’a kadar uzanan alanda etkili oldular. Ve birçok dine girip çıktılar.

    Bugün çok büyük bir kısmı Müslüman olan Türkler, şimdi *DEİZM* denilen yeni bir konuyu tartışmaya başladılar.
    Çünkü, bugün uygulanan Müslümanlık, bu *MİLLETE* dar gelmeye başladı.

    * *Kadının aşağılanması,*
    * *Aklın-bilimin horlanması,*
    * *Orta Çağ Arap geleneğinin din diyerek topluma zorla giydirilmesi...*
    * *Dinin siyasetçileri iktidarda tutmak için araç olarak kullanılması;*
    * *Hatta yolsuzlukları aklayan bir örtü yapılması...*
    * *Zalime, sömürgene karşı tavır takınmaması*;
    * *Emparyalist Batı’nın savunucusu konumuna düşürülmesi;*

    Bugünkü *İSLAM’ı* özellikle okumuş *gençler* arasında *sevimsiz* kılıyor.

    Ve böylece yeni bir arayış başlıyor. Bulunan *YENİ DİN* de *DEİZM* diye adlandırılıyor.

    *NE DEMEK DEİZM?*

    *Deizm* , kısaca *YARADANCILIK* demektir.

    İlahiyatçı Yazar Cemil Kılıç’ın yazdığı gibi biz bunu *TANRICILIK* (özgün biçimiyle *TENGRİCİLİK*) diye adlandırabiliriz.

    Giderek *yaygınlaşan deizmde* de Tanrı’ya inanç vardır.

    Bu TANRI
    * *Evreni yaratmıştır*;
    * *Doğa kanunlarını koymuştur.*
    * *İnsana da akıl vermiştir.*
    * *Ve artık dünyaya karışmamaktadır*.

    Böyle olunca da *insanla Tanrı arasındaki peygambere gerek yoktur*.

    *İnsan, kendisi aracısız olarak Tanrı’ya ulaşabilir*; böyle olunca da
    * hocaya,
    * imama,
    * papaza,
    * hahama
    gerek yoktur.

    * Melekler ve kitaplar da gereksizdir.
    * Kader denilen şey de yoktur.

    Çünkü işleyen doğa yasaları ve bunu çözmeye hazır bir akıl vardır.
    O yüzden *deistlere* göre,
    * Bakımsız kömür ocaklarında grizu patlamasından ölen işçilerin başına gelene kader demek yanlıştır.
    * Yoksulların ezilmesini Allah’ın takdiri olarak göstermek de bir kandırmacadır.

    *Deistlerden ÖBÜR DÜNYAYA inanan da vardır inanmayan da* .
    Ruh konusunda da durum böyledir.

    Böylece, *DEİZM*, *Ortadoğu merkezli Yahudilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık gibi dinleri dışlar*.

    Zaten bu dinler, Prof. Wolfram Eberhard’ın deyişi ile; bu bölgedeki *despot krallara benzetilen bir Allah tasarımı ile kitleleri baskı altına alan dinlerdir*.

    *DOĞA DİNİ*

    Deizm doğa kurallarını öne çıkardığından bir tür doğa dini sayılır.

    *Türklerin dini de özünde doğa dinidir.*

    *Eski Türkler*, *Tengri* veya sonsuz gökleri kapsadığını düşündükleri için *Gök Tengri* dedikleri bir Tanrı’ya inanıyorlardı.

    Bu Tanrı, yarattığı ve düzene koyduğu, içinde akıllı insanı yarattığı dünyaya karışmıyordu.
    Böyle olunca da *Türk inancında peygambere gerek duyulmuyordu*.

    *Türkler, doğanın canlı olduğuna derinden inanıyorlardı*.

    Sadece insanın ve hayvanın değil ağaçların, otların, suların, dağların, kayaların canı olduğunu kabul etmişlerdi.

    Bu can, aynı zamanda ruhu da içermekteydi.

    Doğa ruhlarının olumlu ve olumsuz olanları vardı. İşte o ruhlarla bağlantı kurduğuna inanılan, özel olarak yetiştirilmiş kamlara (şamanlara) saygı duyarlardı.

    Ataların ruhuna ve doğa ruhlarına kurban keserlerdi.

    *Doğaya uygun, doğayı kirletmeyen; canlıya saygı temelli bir tek Tanrı inancıydı bu.*

    Bu anlayış, İslam’dan sonra bile alttan alta sürdü geldi.

    _*ALEVİ DENİLEN KİTLE, BU İNANCI BUGÜNLERE KADAR İSLAM İLE HARMANLAYARAK TAŞIDI.*_

    *İSLAM’DAN ÇOK ESKİDİR*

    Türkler, Tanrı kavramına bütün milletlerden önce ulaşmışlardır.

    Bunun en önemli kanıtı, *Sümer tabletlerinde* karşımıza çıkan *Tanrı kelimesidir.*

    Türkçe’den başka kelimelerin de yer aldığı *Sümer metinleri* en az *6 bin yıllık* bir geçmişi gösteriyorlar.

    Halbuki *Müslümanlık sadece 1400 yıllıktır.*

    *Türk Tanrısı, Arap-Yahudi kökenli Allah’tan 4 kat daha eskiye uzanan bir sistemin Tanrısıdır.*

    *Gök Türk hakanı BUMIN KAĞAN Gök Tanrı’ya inanırken,* *Araplar* undan *put* (ilah) yapıyorlar, Allah diye ona tapıyorlar; *acıktıklarında* da o *putu yiyorlardı*.

    Üstüne üstlük Tanrı kelimesinin put ile hiçbir bağlantısı yokken, Allah sözcüğü “ilah†(el-ilah) ile bağlantılıdır.
    Bu gerçeği, “ *L İLAHE İLLALLAH!*†sözünde açıkça görebiliriz.

    Bugün, inanç açısından sıkışan Türk gençleri deizmden önce eski Türk inancını tanımalı ve ona yönelmelidir.

    Atalar dinimizin elbette ki yenilenecek yönleri vardır ama bugün *terörist imal eden Emevi İslam* anlayışından da *Yahudilik ve Hıristiyanlıktan da bin kez üstündür.*

    *RIZA ZELYUT*

  8. Turan ve Tengri.!

Sayfa 432/1004 İlkİlk ... 332382422430431432433434442482532932 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •