-
Ingiliz roman ve oyun yazari, sair Lawrence ( George ) Durrell’in dogum yildonumu ( 27 Subat 1912 )

“ Ask siper savasi gibi bir seydir, dusmanini goremezsin; ama orada oldugunu bilirsin; en iyisi basini siperden hic cikarmamaktir. ”
" Yeni devirde erkekler 'uyuyan guzel' olacaklar, kadinlar tarafindan opulup uyandirilacaklar! Doganin emriyle yollari kesisip tekrar ayrilacak. Ve mucizenin olusabilmesi icin, lanet olasica insanlik gercegi, doganin temel umursamazligiyla denk dusmelidir. Sanki insanlar ilgilenmeyi birakip uyduruvermeye baslamaliymis gibi! Tabii ki ask hos bir eglenceye indirgenebilir ama bu durumda dalga boyu ya da olcegi dusuk kalir ve kalbi ya da sezgileri yaratici kilmaz. Basit bir bosalma egitici olamaz! " Quinx ya da Kusursuzluk Pesinde Avignon Beslisi-5

" In the new age it will be the men who is the Sleeping Beauty and who is kissed awake by the woman! Their paths connect and bifurcate at the command of nature. And human truth, damn it, must become coeval with nature's basic nonchalance for the miracle to come about. As if one had to stop caring and start improvising! O course love can be reduced to a pleasant conviviality but the wavelength or scale is low and it cannot fecundate the heart or the insight. A mere discharge cannot instruct. "
Bir aci limonlar adasinda
Karanlik yuvarlarinda meyvelerin
Ayin soguk otlarinin yandigi,
Sonra kuru otlar yerdeki
Acitan anilan, yan yasamdir
Gozden geciren olu aliskanliklari
Gerisini soylemesek daha iyi,
Guzellik, karanlik,
Kocamis denizler korusun onlari
Anilariyla uykularinin
Kivircik basi Yunan denizinin
Saklar sessizligini akmayan yaslar gibi.

In an island of bitter lemons
Where the moon’s cool fevers burn
From the dark globes of the fruit,
And the dry grass underfoot
Tortures memory and revises
Habits half a lifetime dead
Better leave the rest unsaid,
Beauty, darkness, vehemence
Let the old sea-nurses keep
Their memorials of sleep
And the Greek sea’s curly head
Keep its calms like tears unshed.
-
Fransiz filozof Paul Ricoeur’un dogum yildonumu ( 27 Subat 1913 )

“ Sevgi hakkinda konusmak ya fazla kolay ya da fazla zor bir istir. Vecde kapilmamak ya da duygusal bayagiliklara dusmemek gerek, ama nasil ? Sevgi ile adalet arasindaki diyalektigi uzun uzadiya irdeleyen bir dusunceyi kilavuz kabul ederek, kendimize bu iki uc arasinda bir yol acabiliriz. “ Sevgi ve Adalet

“ Parler de l’amour est trop facile, ou bien trop difficile. Comment ne pas verser soit dans l’exaltation, soit dans les platitudes émotionnelles ? Une manière de se frayer la voie entre ces deux extrêmes est de prendre pour guide d’une pensée méditante la dialectique entre amour et justice. “
"... sevenin sevilene israrli cagrisi ‘ sev beni!’, nihai halleriyle tarif ettigimiz bir duygu cesitliligini harekete gecirebilmesini saglayan bir dinamizm verir sevgiye."

L” a supplique de l'amant à l'aimé, « toi, aime-moi », n'est impérative que dans la mesure où elle contient les conditions de sa propre obéissance par la la tendresse. “
-
Amerikali senarist, roman, oyun ve kisa oyku yazari Irwin Shaw'un dogum yildonumu ( 27 Subat 1913 )

“ Yalnizca yirmi yasindaydim, anne. Hicbir sey yapmamistim. Hicbir sey gormemistim. Bir kizla bile yatmamistim. Bir adam olmak icin yirmi yil prova yaptim ve sonra oldurduler beni. Cocuk olmak iyi bir sey degil, anne. Ondan mumkun oldugunca cabuk kurtulmaya calisirsin. Cocukken, gercek anlamda yasamıyorsundur. Zamani gozleyerek, bekliyorsundur. Ben bekledim, anne --ama sonra aldatildim. Bir nutuk attilar, bir trampet caldilar, bana bir uniforma giydirdiler ve sonra oldurduler beni. “ Oluleri Gomun

“ I was only twenty, mom. I hadn't done anything. I hadn't seen anything. I nevereven had a girl. I spent twenty years practicing to be a man and then they killedme. Being a kid's no good, mom. You try to get over it as soon as you can. Youdon't really live while you're a kid. You mark time, waiting. I waited, mom—butthen I got cheated. They made a speech and played a trumpet and dressed me in auniform and then they killed me. “
" Ayaklarinizin ustunde olebilirsiniz ya da dizlerinizin ustunde yasarsiniz. / You can die on your feet, or you can live on your knees. "
-
Disavurumculugun temsilcisi olarak kabul edilen Alman sair, edebiyat elestirmeni ve deneme yazari Ludwig Rubiner'in olum yildonumu ( 27 Subat 1920 )

" Yasamin amaci yalnizca ahlakidir. Biz bir an icin insan yasamina yogunluk getirmek istiyoruz. Yuregi sarsan saldirilarla, tehlikelerle, korkularla insana toplumdaki sorumlulugunu hatirlatmak istiyoruz.
Biz, hor gorulen, supruntu sayilanlariz. Biz kutsal kalabaligiz. Calismak istemiyoruz, cunku calisarak yapilan isler agir gidiyor, gelisim olmuyor: Biz mucizlere inaniyoruz. Bizim icin yikmak dinsel bir kavramdir, yaraticiliktan ayrilmayan bir kavram. ”

" Nur ein sittliches Lebensziel gibt es. Einen schnellen Augenblick die Intensität ins Menschenleben zu bringen: Unter Erschütterungen, Schrecknissen, Bedrohungen das Verantwortlichkeitsgefühl des Einzelnen in der Gemeinschaft bewußt machen!
Wir sind Auswurf, der Abhub, die Verachtung. Wir sind der heilige Mob. Wir wollen nicht arbeiten, weil das zu langsam geht. Wir sind unbelehrbar über den Fortschritt, der ist für uns nicht da. Wir glauben an das Wunder. Störer ist ein privater Ehrentitel, Zerstörer ein religiöser Begriff. "
-
Amerikali sair, oyun yazari ve profesor Kenneth Koch’un dogum yildonumu ( 27 Subat 1925 )

Bir siirde, bir satir saklayabilir baska bir satiri
Nasil ki bir kavsakta bir tren belki orter bir treni
...
Askta, baska bir sitem saklayabilir bir sitem
ve kucuk bir serzeniste, koskoca bir sikayet gizlidir belki
Bir adaletsizlik bir baskasini saklayabilir
bir somurgeci bir baskasini
Bangir bangir bir kirmizi uniforma bir tane, bir tane daha!

In a poem, one line may hide another line,
As at a crossing, one train may hide another train.
...
In love, one reproach may hide another,
One small complaint may hide a great one.
One injustice may hide another--one colonial may hide another,
One blaring red uniform another, and another, a whole column. One bath
may hide another bath
-
Hollywood'un altin caginin son buyuk yildizi,1961 ve 1967 yillarinda Akademi Odulu kazanan Ingiliz asilli Amerikalli aktris Dame Elizabeth Rosemond Taylor'in dogum yildonumu ( 27 Subat 1932 )


-
Kiowa kokenli ( Oklahoma'da yasayan bir kizilderili kabilesi ) Amerikali roman, kisa oyku, deneme yazari ve sair Navarre Scott Momaday’in dogum yildonumu ( 27 Subat 1934)

“ 13 Kasim 1833'te gece yarisindan sonra sabaha giden ilk saatlerde dunya sonuna yaklasiyor gibiydi. Sonra gecenin sessizligi aniden bozuldu; muhtesem bir isigin parıltisi gokyuzunu kapladi. Oyle parlakti ki, insanlar onunla uykularindan uyandi. Saganak yagmur kadar hizli ve saganak yagmur kadar yogun yildizlar dusuyordu yeryuzune. Bazilari Zuhre yildizindan daha parlakti ve buyuklugunun de ayin buyuklugu kadar oldugu soyleniyordu.
Kiowa insanlarinin anisinda aslan burcundan gelen parlak goktaslarinin ozel bir yeri var. Bu goktaslari Kiowa takvimlerine giren ilk unsurlar arasindadir ve kabilenin zihninde tarihsel donemin baslangicini isaretler. Bir onceki yil Tai-me Osages kabilesinden bir grup tarafindan calindi; gerci sonradan iade edildi fakat onun kaybi tasavvur edilemeyecek bir trajediydi; ve 1837'de Kiowalar Birlesik Devletlerle ilk antlasmalarini yaptilar. Dusen yildizlar kadim duzenin ani ve siddet dolu cozulusunu sembolize ediyordu. ” Yagmur Dagina Giden Yol

“ During the first hours after midnight on the morning of November 13, 1833, it seemed that the world was coming to an end. Suddenly the stillness of the night was broken; there were brilliant flashes of light in the sky, light of such intensity that people were awakened by it. With the speed and density of a driving rain, stars were falling in the universe. Some were brighter than Venus; one was said to be as large as the moon.
That most brilliant shower of Leonid meteors has a special place in the memory of the Kiowa people. It is among the earliest entries in the Kiowa calendars, and it marks the beginning as it were of the historical period in the tribal mind. In the preceding year Tai-me had been stolen by a band of Osages, and although it was later returned, the loss was an almost unimaginable tragedy; and in 1837 the Kiowas made the first of their treaties with the United States. The falling stars seemed to image the sudden and violent disintegration of an old order. ”
-
Olimpiyat Ilahisi'nin soz yazari Yunan sair Kostis Palamas'in olum yildonumu (27 Subat 1943)
Yildirim bu yil karakista
gencligimden uzak atesten yoksun
her an yikilacagimi sandim
karla kapli yollarda.
Ama dun Mart'in gulusuyle yureklendim
eski patikalarla bulusmaya gittim,
ve uzek bir gulden gelen hos kokuyla
yasardi gozlerim.

This year’s harsh winter brought me to my knees,
For it found me without youth and caught me without fire,
And time and again as I walked the snowy streets,
I felt I would fall and die.
But yesterday, as I was encouraged by the laugh of march,
And I went to find again the roads to the ancient sites,
The first fragrance of a distant rose in my path
Brought tears to my eyes.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri