-1 yıla kadar vadede yapacağımız dış borç ödemesi,211 milyar dolar ve bu rakam tarihi rekor.
https://pbs.twimg.com/media/F8teMKKX...jpg&name=large
-9 aylık cari açığımız ise 41.1 milyar dolar,ama turizm gelirlerinin azaldığı,ısınma amaçlı doğalgaz harcamalarının devreye girdiği,petrol fiyatının yükselişe geçtiği, en büyük ihracat pazarımız euro bölgesinin durgunluk nedeniyle talebini azaltması ve ihracat gelirlerimizde azalma yaratacak olması,TL'nin değerlenmesi nedeniyle tekstil gibi emek yoğun sektörlerin rekabet edemez hale gelmesi cari açığımızı daha da yükseltecek faktörler.Projeksiyonlar yılı 65 milyar doların üzerinde cari açıkla kapatmamız şeklinde.
-Sonuç olarak kısa vadeli dış borç ödemesi+cari açık finansmanı için yıllık kabaca 275 milyar dolara ihtiyacımız var.
-Bu 275 milyar dolar dış finansman ihtiyacımızı kapatmanın yolları doğrudan dış yatırımlar+portföy yatırımları+borcu çevirmenin yanı sıra ilave olarak da dış borç almak.
-Doğrudan yatırımlara bakıyoruz,bir giriş yok,gayrımenkul alımları da olmasa, net rakam sıfır.Portföy yatırımları desek 1 milyar dolar bile giriş yok.
-Merkez bankası her ay ihracatçılardan ve turizmcilerden topladığı döviz gelirlerinin bozdurulması zorunluluğuyla %40'lık döviz gelirleri ile yaz boyunca kabaca aylık 11 milyar dolar döviz satarak döviz kurlarını tutmaya çalıştı.Piyasaya sattığı dövizleri swap yolu ile bankalardan tekrar geri alarak rezervlerini korumaya çalıştı.Ama bu devridaim sisteminin kaçağı var,çünkü her ay cari açık veriyoruz,ve içerideki dövizin bir kısmı sistemden çıkıyor,ayrıca net dış borç ödemelerimiz de var ve yurt dışına transfer oluyor,ayrıca kış aylarında turizm gelirleri ve ihracat gelirlerimizin daha azalması beklendiğinden merkez bankasının döviz kurlarını tutmak için elinde daha az cephane olacak,hem de ısınma amaçlı doğalgaz ödemeleri ve yükselen petrol faturaları nedeniyle sistemden yurt dışına daha fazla döviz çıkış olacak.
-Bu durumda döviz kurlarını stabil tutmak için tek çare hem borcu %100 çevirmek hem de ilave taze borç almak.Ama burada da uluslararası finans çevrelerinin mesafeli olduğunu,temkinli hareket etmek istediklerini görüyoruz.Bunun da çeşitli sebepleri var.Öncelikle Berat Albayrak döneminde oyun devam ederken oyunun kurallarının değiştirilmesi nedeniyle büyük zarar ettiler,arkadan Naci Ağbal döneminde verilen sözler vaatler neticesinde yeniden giriş yaptılar,ama bir gece yarısı kararnamesiyle görevden alınınca Şahap Kavcıoğlu döneminde verilen sözlerin tam tersine para politkasıyla yine büyük zarara uğradılar,stop loss yapıp fiyatına bakmadan ne var ,ne yok ellerindekini satıp çıktılar.Şimdi yabancı yatırımcılar için tahrip olan güveni yeniden kazanmaları zaman alacak bir olay,kısa vadede bir yabancı girişi zor gözüküyor,bunun dışında yabancılar değerlenen TL için kur riski almazlar,riski hedge için swap kanalları açılmadan bir yatırım yapmazlar.Ayrıca borcumuzun olduğu ve yeniden borçlanmak istediğimiz yer Londra ve New York merkezli büyük yatırım bankalarının olduğu finans merkezleri.Ama başta ABD olmak üzere batı dünyası ile dış politikada gerilim yaşadığımız günlerden geçiyoruz,bu bankalar da bir yere para vereceklerse önce ABD hazine ve dış işleri bakanlarının gözlerine bakarlar.Orada da sıkıntılı bir durum var.
-Sonuç olarak önümüzdeki kış aylarında döviz kurları üzerindeki baskı artacak,körfez ülkelerinden bir miktar döviz getirerek kısmi bir rahatlama sağlayarak zaman kazanabilirler mi göreceğiz.Ama hukuktan,eğitim sistemine tüm alanlarda ,yasalarda,mevzuatta, avrupa birliği normlarına geçiş yapmadığımız sürece, yönetimde hesap verilebilirlik ve şeffaflık olmadığı, kurumlar ve kurallar devleti olmadığımız sürece sıkıntilar hep olacak,çok sıkıntılı dönemlerle/geçici olarak ferahlamış dönemler arasında gidip geleceğiz,dalgalanma yaşayacağız.
Yer İmleri