
Originally Posted by
seref9
Değerli Tınaz,
Bugünün Türkiye’sinde yaşanan adaletsizlikler, yolsuzluklar, liyakatsizlik ve derinleşen eşitsizlikler, birçok gencin içini karartıyor. “Gitmek” artık bir hayal değil, çoğu için bir mecburiyet gibi hissediliyor. Bu duyguyu küçümsemek değil, anlamak gerek. Çünkü bu karanlık, sadece bir ruh hâli değil; yaşanmışlıkların, birikmiş hayal kırıklıklarının sonucu.
Ama unutulmamalı ki, bu ülkenin en zor zamanlarında bile gitmek değil, mücadele etmek diyenler vardı. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi.
1923 yılında, zafer kazanılmış, Cumhuriyet’in temelleri atılmak üzereyken, Atatürk şu sözleri söyledi:
“Efendiler, yalnız şahsımı düşünseydim sulh olur olmaz, ‘Ben tarihî ve millî vazifemi yerine getirdim’ der ve gider, hoşuma giden bir yerde otururdum. Bu tarzda hareket, şüphesiz kendi nam ve hesabıma en iyi bir hareket olurdu. Mücadeleye devam eden bir insanın yıpranması muhakkaktır. Yeniden ve daha esaslı işe başlamak mecburiyetindeyiz ve bütün elde etmeyi arzu ettiğimiz neticeleri yeniden işleyerek teyit etmek gereklidir. Bunun mücadeleden kaçınarak sağlanmasının mümkün olacağını zannetmiyorum.”
(Kaynak: Atatürk, Eskişehir-İzmit Konuşmaları, Kopernik Kitap, 2019)
Bu sözler sadece bir devlet adamının sorumluluk duygusunu değil, gençliğe bıraktığı mücadele mirasını da anlatır.
Evet, gitmek bir tercihtir. Bazen bireysel kurtuluş olabilir.
Ama kalmak da bir tercihtir. Ve bazen, toplumsal kurtuluşun ön koşuludur.
Bu ülke, onu terk etmeyi değil; dönüştürmeyi seçenlerle yeniden yükselecek.
Bu topraklara inananlar, sadece savaş kazanmadı; geleceğe dair umudu da hep canlı tuttu.
Bugün bize düşen, sadece şikâyet etmek değil; çözümün bir parçası olmak.
Atatürk bu sözleriyle, kişisel konfor uğruna mücadeleden vazgeçmeyi elinin tersiyle ittiğini anlatır. Çünkü milletlerin kaderi, ancak sorumluluk alan insanların mücadelesiyle değişebilir.
Ne yaşarsak yaşayalım, "kurtuluş gitmekte" demek kolaydır. Zor olan, kalıp düzeltmeye çalışmaktır.
Ama işte o zor olan, bir gün herkesin “iyi ki” diyeceği bir geleceğin temelidir.
Atatürk de çok daha kolay bir yolu seçebilirdi.
Ama o, mücadelenin yıpratacağını bile bile, “hoşuna giden bir yerde paşa paşa oturmak” yerine milletinin yanında kaldı. Çünkü o, bir ulusun kurtuluşu kadar, ayağa kalkışını da düşündü.
Bugün onun gösterdiği bu özveri, vazgeçmeyenler için hâlâ yol göstericidir.
Yer İmleri