Artan

54,45 10 13:55
405,50 9.97 13:43
11,15 9.96 13:55
51,70 9.95 13:55
15,49 9.94 13:55
Artan Hisseler

Azalan

2,07 -10 13:55
78,30 -10 13:55
112,60 -9.99 13:55
23,98 -9.98 13:55
9,49 -9.79 13:55
Azalan Hisseler

İşlem

6.832.347.609,00 13:55
6.536.011.090,30 13:55
5.482.229.962,83 13:55
5.008.534.525,60 13:55
4.997.205.807,40 13:55
Tüm Hisseler
Sayfa 373/373 İlkİlk ... 273323363371372373
Arama sonucu : 2983 madde; 2,977 - 2,983 arası.

Konu: Dev'ayna Masalları

  1. ATATP. başka da birşey demiyorum

  2.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    S&P 500 ve NASDAQ Composite 50 günlük hareketli ortalamaları civarında seyrediyor. Bu endekslerde 50 günlük hareketli ortalama orta vade desteği olarak genel kabul görür. 50 günlük HO altı bir kaç gün kapanışın başta ABD borsaları olmak üzere tüm dünya borsalarına bir negatif etki yapabileceğini göz önünde bulundurmakta fayda var. Sonuçta şartlar ne olursa olsun, ellerinizdeki varlıklarda kişisel bir takip sistemi ve ciddi bir risk yönetimi ile devam etmek herkesin hayrına olacaktır.
    Takip ve risk sisteminiz ne olursa olsun;
    1-Sizin gelecek öngörülerinize tepki verecektir,
    2-Öngürüleriniz ise onları beslediğiniz verilere göre oluşacaktır.
    3-İkisinin arasına ise siyaset ağırlıklı olmak üzere gündeme ilişkin konular ve sizin bunlara bakış açınız girecek.
    4-Son karar anında genelde sezgiler, duygular, çevredekilerin kararlarının etkileri baskın olduğuna göre 3. madde karar büyük ölçüde etkileyecek.
    5-Bunu engellemenin yolu olarak önerilen uzun vadeli yatırım stratejileri ise yüksek faiz ortamında sabit sermaye kazancının sunduğu fırsat maliyetiyle sınanacak.
    6-Yüksek enflasyon aynı zamanda yatırım kararlarını önemli ölçüde belirleyen üçüncü maddeyi de etkilediğinden belirli zamanlarda finansal araçların değerlerinde, geçici olmakla birlikte aşırıya kaçan normal üstü değişimlere neden olabilecektir.

    Süreçleri iyi yönetmek için ise öncelikler belirlenip maddi ve manevi mukavemet sınırlarına göre hareket edilmeli diye düşünüyorum.

  3. Nur topu gibi yeni bir başağrısı uzakdoğudan geliyor. Japonya inşallah uluslararası piyasalarda kartopu gibi büyüyen bir kriz sarmalı oluşturmaz.
    Son düzenleme : deva-i dert; Dün saat: 10:13.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  4. Dikkatimi çeken yabancı bir makalenin Türkçe özetini veriyorum. Senaryo belki aşağıda yazıldığı kadar vahim bir şekilde gerçekleşmeyebilir, ancak göz ardı etmemekte de fayda var:

    "18 Kasım 2025. Japonya'nın 20 yıllık tahvil getirisi %2,78'e ulaştı. Tarihin belki de en yüksek seviyesi.

    Matematik basit ve ölümcül olma potansiyeli taşıyor. Japonya'nın borç/GSYİH oranı %263. Toplam 10,2 trilyon dolar borç. Sıfır faiz sayesinde hayatta kalıyorlardı. %2,78'de borç faiz ödemeleri önümüzdeki 10 yılda takriben 162 milyar dolardan 280 milyar dolara çıkıyor. Yani devletin tüm gelirinin %38'i sadece faize gidiyor.

    Japonya'nın yurtdışında 3,2 trilyon dolarlık varlığı var. Bunun 1,13 trilyonu sadece ABD Hazine tahvillerinde. Japon tahvilleri sıfır verdiği için her şeyi dışarıdan aldılar. Şimdi Japon tahvilleri %2,75 veriyor. Kur koruması (hedging) maliyetiyle birlikte ABD Hazine tahvilleri Japonlar için zarara döndü. Parayı geri çekmek artık tercih değil, matematiksel zorunluluk haline dönüşüyor. Önümüzdeki 18 ayda küresel piyasalardan 500 milyar dolar çıkabilir. Yen carry trade'i (ucuz yenle borçlanıp başka varlıklara yatırım) tam 1,2 trilyon dolar. Hisse, kripto, gelişen piyasalar… Hepsi. Japon faizleri yükseldikçe ve yen güçlendikçe bütün pozisyonlar zarar yazabilir. Zorunlu satışlar çoktan başladı. Kimsenin inkâr edemeyeceği üç kesin gerçek:ABD-Japonya faiz farkı son 6 ayda %3,5'ten %2,4'ere kadar düştü. %2'ye indiği an Japon parası eve dönecek. Fed ne yaparsa yapsın ABD faizleri 30-50 baz puan zıplayabilir.

    18 Aralık'ta Japonya Merkez Bankası toplanıyor. Yeniden faiz artırımı ihtimali %50. Artırırsa yen bir anda fırlayacak, tüm carry trade'ler anında ekstra kayıplara uğrayacak. Marjin çağrıları küresel çapta domino etkisi yapabilir. Japonya para basarak kurtulamıyor. Enflasyon zaten hedefin üstünde. Daha fazla basarlarsa yen çöker, ithal enflasyon patlar. Borç krizi ile kur krizi arasında sıkıştılar.

    30 yıldır dünya faizlerini aşağıda tutan çapa bugün kırıldı. 1995'ten beri kurulan her portföy "Japon faizi sonsuza dek sıfır kalır" varsayımına dayanıyordu. O varsayım bugün öldü. Ya kaosa hazırlan ya da yanarsın. Orta yol yok."
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  5. Japon borsasının enflasyonu (yükselmesi veya şişmesi) insanlara bunu düşündürmedi mi bugüne kadar? Doğal kaynakları olmayan, ithalata dayalı bir ekonomi sadece verimlilikle işleri çözemez.

    Bir başka sorunlu yer Fransa, adamların son başbakanı 1 ay bile oturmadan kaçtı gitti, zaten arka arkaya değişiyordu koltuk? Dünyayı fonlayan Fransa bankalarının ellerinde tutukları devlet tahvillerinin değer kaybı normalde daha etkili olurdu ama birlik üyesi olmak şimdilik fayda sağlıyor. AB bölgesinin zaten iyice durgun ve sorunlu olmasından kaynaklanan bir baskı da var?

    ABD kaynaklı teknoloji furyasının bir başka sonucu da kaynak tahsisi ve erişim üzerindeki gölge etkiler. Biraz moda biraz gerçekçilik diyebilirsiniz ama AB ve Japonya gibi geleneksel ekonominin kalelerinin temel taşları olan sanayi şirketlerini bile zorlayan finansman ortamı söz konusu olabilir.



  6. S&P 500



    NASDAQ COMPOSITE


    Yukardaki iki fiyat grafiğinde görüldüğü gibi hem S&P 500 hem de NASDAQ COMPOSITE 10, 20 ve 50 günlük hareketli ortalamalarının altına düşmüş durumda. Benim için 20 günlük hareketli ortalama altında seyreden bir hisse ile 50 günlük hareketli ortalama altında seyreden endesklerde yapılacak her işlemde dikkatli olunması gerekli. Bunun bir geri çekilmeye mi yoksa bir konsolidasyona mı evrileceğini takip etmekte fayda var. Her iki endekste de düşen tepeler ve düşen dipler mevcut. Bir rotasyon oldup olmadığına dair net bir yorum yapmak şimdilik zor. Takip listemde farklı sektörlerden bir yığın hisse var, bazıları kırmızı iken bazıları dünü yeşil kapadılar. Ancak aşağıdaki grafiğe bakarak içinde bulunduğumuz haftada sağlık sektörü (hastaneler, medikal ekipman üreticileri ve dağıtıcıları, ilaç üreticileri ve dağıtıcları, bioteknoloji, vb) haricinde genel bir negatif eğilim sözkonusu.



    ABD piyasalarındaki olası bir geri çekilmenin küresel piyasalara olumlu yansımadığını defalarca tecrübe ettiğimiz için iç piyasada da oldukça dikkatli olmakta ve taşıdığımız hisselerde stop loss'lu gitmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Önce varlığı reel olarak muhafaza, sonra büyüme konjonktüre daha uygun gibi duruyor.

    Bunlar kişisel görüşlerimdir, yön ve yatırım tavsiyesi içermez.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  7.  Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    Japon borsasının enflasyonu (yükselmesi veya şişmesi) insanlara bunu düşündürmedi mi bugüne kadar? Doğal kaynakları olmayan, ithalata dayalı bir ekonomi sadece verimlilikle işleri çözemez.

    Bir başka sorunlu yer Fransa, adamların son başbakanı 1 ay bile oturmadan kaçtı gitti, zaten arka arkaya değişiyordu koltuk? Dünyayı fonlayan Fransa bankalarının ellerinde tutukları devlet tahvillerinin değer kaybı normalde daha etkili olurdu ama birlik üyesi olmak şimdilik fayda sağlıyor. AB bölgesinin zaten iyice durgun ve sorunlu olmasından kaynaklanan bir baskı da var?

    ABD kaynaklı teknoloji furyasının bir başka sonucu da kaynak tahsisi ve erişim üzerindeki gölge etkiler. Biraz moda biraz gerçekçilik diyebilirsiniz ama AB ve Japonya gibi geleneksel ekonominin kalelerinin temel taşları olan sanayi şirketlerini bile zorlayan finansman ortamı söz konusu olabilir.
    Nikkei 225 endeksinde 1989 sonunda görülen zirvenin ancak 2024-25 yıllarında geçilmiş olması endeksin henüz şişmediği algısı oluşturmuş olabilir insanlarda. Borsa ülke reel ekonomisinin yansımalarından bir tanesi kabul edilecekse 35-36 yılda oluşan bir toparlanma çok da sağlıklı bir gelişim sürecinin göstergesi değil zaten. Borçlar gerçekten çevrilebilme sınırının çok ötesine taşınmış durumda. Son bir iki yılda uygulanan politikalar değişse de uzun yıllar boyunca 0 ya da negatif bir faiz politikası ve deflasyon ile geliyor olmalarının büyüme sıkıntılarını net bir şekilde gösterdiği de açık. Çocukluk yıllarımızın üretim ve teknolojik kalkınma hayallerini süsleyen ülkesinin aslında 90'lı yıllarda başlayan ciddi sorunlarla uğraştığını sonradan okumalarımızla anlayabilmiştik. Japon mucizesi biteli epey bir süre oldu. Bir de yanıbaşında her şeyi çok daha hızlı ve daha ucuza üreten, kaynak konusunda dışarıya onun kadar bağımlı olmayan dev bir ekonomi türeyince işler hepten sarpa sarmaya başladı. 1950-60'larda doğan jenerasyon ülkelerinin nerden nereye geldiğini, hem büyük çıkışı, hem duraklamayı hem de yavaş yavaş sindire sindire gelen görece çöküşü tecrübe ettiler, ancak yeni nesil bu süreçten biraz bihaber ve eski nesle kıyasla istenilse de aynı verimliliğin oluşturulması zaten zor görünüyor. Ayrıca eski nesil kadar tasarruf kültürleri de yok. 80'lerin sonuna kadar devam eden ihracaat odaklı üretim ekonomisinden tüketim ekonomisine geçen, imalaat sektörünün GDP'deki payı 90'lı yıllar ve sonrasında % 20'lere kadar düşen ve artık GDP'nin yaklaşık % 70'ini hizmet sektörünün oluşturduğu bir ekonomiye evrilmiş durumda.

    Yeni başbakanın mali ve para politikalarını kullanarak talebi yüksek tutmayı, böylece tedarik kapasitesini genişletmeyi, ekonomiyi bu şekilde tekrar canlandırmayı ve hanehalkının yaşam maliyetlerini hafifletmeyi hedefleyen 110 milyar dolarlık teşvik paketinin maliyetinin nasıl karşılanacağı büyük soru işareti. Borsalarındaki ve tahvil piyasalarındaki tepki aslında bunun büyük bir kuşkuyla karşılandığını gösteriyor. Bu agresif mali genişleme planının devletin borçlarını artık hiç döndürülemez bir noktaya getirebileceği endişesi Japon finansal piyasalarında sert fiyatlamaları da beraberinde getirebilir ve bunun küresel piyasalarda bir domino etkisi oluşturup oluşturmayacağını hep birlikte göreceğiz.

    Kıta Avrupası'ndaki ekonomik sıkıntılar ve yavaşlamanın bir türlü durdurulamaması, lokomotif iki ülkenin resesyona yakın olması, yüksek kamu borçları ve bütçe açıkları, Trump politikaları sonucu oluşan ticari riskler, Ukrayna-Rusya savaşının değişik eksenlerde büyüme riski ve bunların doğurduğu jeopolitik riskler, kısmen giderilse de savaştan kaynaklanan tedarik zinciri kırılmaları, düşük verimlilik artışı, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği ve karbon nötürleşme politikalarının maliyetleri hep beraber düşünüldüğünde kısa vadede belki olmasa da orta vadede içinden çıkılamaz bir sarmala dönüşme riski her daim mevcut.

    Dünya sanki büyük bir reset'e doğru koşar adım ilerliyor. Bunun getireceği potansiyeller kadar riskleri de mevcut. Micro bazda kişisel olarak bunlardan nasıl etkileneceğiz ve nasıl korunulabilir kısmına bazen kafa patlatmak gerekiyor.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

Sayfa 373/373 İlkİlk ... 273323363371372373

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •