Artan

5,94 10 16:17
28,40 9.99 16:17
49,40 9.97 16:17
40,40 9.96 16:13
26,72 9.96 16:15
Artan Hisseler

Azalan

99,00 -10 13:55
53,30 -9.97 16:17
642,00 -9.96 16:18
46,38 -9.24 16:18
192,70 -7.8 16:18
Azalan Hisseler

İşlem

7.226.715.042,40 16:18
6.711.135.804,15 16:17
5.987.231.399,50 16:18
5.767.330.634,24 16:18
4.923.335.926,36 16:18
Tüm Hisseler
Sayfa 383/384 İlkİlk ... 283333373381382383384 SonSon
Arama sonucu : 3066 madde; 3,057 - 3,064 arası.

Konu: Dev'ayna Masalları

  1.  Alıntı Originally Posted by Delta Heavy Yazıyı Oku
    çok nitelikli bir batı merkezcilik ve orientalism eleştirisi olmuş deva hocam.

    kendini yenilemeyen nüfus ve problemleri, batıda kültürün ve gündelik hayatın tek tipleşmesi, sosyal adalet saçmalığıyla kafayı bozmuş küreselci yönetimler... tüm bunların yanında dünyanın henüz askeri gücünü tanımadığı çin, çekirge gibi batıyı istila eden hint ve kıta afrikası, yeniden imperial heveslere girmesi kuvvetle muhtemel rusya ve türkiye.

    100 sene sonrası için bahis yapabiliyor olsaydım batı bloğuna şans vermezdim.
    Tarihi gelişmeler ve değişimler hem çoğul, hem dinamik hem de çok katmanlı. Dün ve bugün okumaları kadar gelecek tahminleri de bu gerçeği gözardı etmeden yapılırsa daha sağlıklı bir değerlendirme olabilir. Çok hızlı değişmeye başlayan bir dünyada 100 sene sonrasında dünyanın geleceği yeri şimdiden öngörmek oldukça zor, ancak büyük kırılımların ve değişimlerin olmayacağı ve mevcut statükonun devam edeceğini sanmak gerçeklik dışı.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  2. Beni aşan bir konuda ahkam kesmeye çalıştığımı anlamış oldum,
    sonuçta basit ve çok genel yaklaşmaya, somut ve inkar edilemez kanıtlar üzerinden ilerlemeye çalışıyorum hepsi bu. Dikkat ederseniz avrupanın coğrafi keşiflerle sermaye birikimini de atlamadım, Çin seddinin sağladığı kültürel izolasyonu da hesaba katarak uzakdoğunun hakkını verdim. Çin, Hindistan gibi hızlı gelişen yerlerin kendi içinde kırılganlıkları olabilir. Pandemiyi bu yüzden hatırlattım, tıpkı avrupanın kanlı tarihi gibi onlar da bazı sınanmalarla karşılaşacaklar.

  3.  Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    Beni aşan bir konuda ahkam kesmeye çalıştığımı anlamış oldum,
    sonuçta basit ve çok genel yaklaşmaya, somut ve inkar edilemez kanıtlar üzerinden ilerlemeye çalışıyorum hepsi bu. Dikkat ederseniz avrupanın coğrafi keşiflerle sermaye birikimini de atlamadım, Çin seddinin sağladığı kültürel izolasyonu da hesaba katarak uzakdoğunun hakkını verdim. Çin, Hindistan gibi hızlı gelişen yerlerin kendi içinde kırılganlıkları olabilir. Pandemiyi bu yüzden hatırlattım, tıpkı avrupanın kanlı tarihi gibi onlar da bazı sınanmalarla karşılaşacaklar.
    Böyle anlaşıldı isem özür dilerim. Çok değerli yorumlarınız ve analizleriniz var. Eurocentric bakış açısının eleştirisi size ve şahsınıza yönelik bir eleştiri değil. Çok genel kabul görmüş ve ben de dahil herkesin düşünce dünyasını bir şekilde etkileyen bir epistemolojiden bahsediyoruz. Konu içerisinde geçen bir ayrıntıya hitaben bu yazıyı yazdım. Eurocentric düşündüğünüzü iddia etmek anlamı taşımıyor bu.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  4. Batı kendi içerisinde de bir bütünlük arz etmiyor. Mesela Kuzey Amerika ile Avrupa arasında, Avrupa içinde Kuzey ve Güney Avrupa, Batı ve Doğu Avrupa arasında düşünce sistemlerinden yaşam tarzlarına ve dünyaya bakış açılarına kadar bir yığın farklılıklar var. Batı'yı tek katmanlı ve tekil bir yapı gibi düşünmek ciddi arızalı bir bakış açısı olur.

    18 seneye yakın bir süreyi, çoğunluğu Kanada'da olmak üzere, Kuzey Amerika'da geçirdim. Genellemeler yapmayı çok sevmesem de bazı tecrübelerimi kullanarak iki ayrı kıtanın birbiriyle özdeşleştirilmesinin pek de mümkün olamayacağını söyleyebilirim. Son jenerasyondaki ortalamadan ciddi sapmayı şimdilik gözardı edersek, Kuzey Amerika toplumunun daha pragmatik, daha business-oriented (belki de money-oriented demem lazım) olduğunu, düşünsel/fikri/ideolojik altyapılarının çok gelişmiş olmadığını, popcorn romanları saymazsak pek fazla kitap okumadığını, düşünsel/fikri/ideolojik meselelerle fazla ilgilenmediğini, genelde apolitik bir hayatı tercih ettiğini, dünyanın geri kalanından çok haberdar olmadığını ya da ilgi alanı dışında tuttuğunu söylemem abartı olmaz. Üniversitelerinin temel bilimler ve mühendislik fakültelerinin genelde dışardan gelen göçmen ve uluslararası öğrencilerden oluştuğu bilgisi bile aslında tek başına bir tez konusu yapılabilir. Genel olarak Avrupa toplumu bunun aksine daha çok okuyan, daha çok sorgulayan, düşünsel/fikri/ideolojik bir alt yapısı olan daha politik bir toplum.

    Büyük gelişmelerin ve teknoloji sıçramalarının son zamanlarda Avrupa yerine ABD'den geliyor olması yukardaki resimle çelişkili duruyor aslında. Ancak ABD'deki melez yapı ve yabancı uyruklu insanların bir çok kilit pozisyonda (gerek arge ve inovasyon, gerek tasarım ve üretim planlaması) etkin olması, olaylara business-oriented ve pragmatik bakmaları aslında bu genel yapının çok da çelişkili olmadığını gösterir. Üniversitelerdeki durumu melez yapının pragmatik bir şekilde nasıl kullanılabildiğinin düşünülmesi adına verdim.

    Bunları niçin anlatma gereği hissediyorum? Endoktrine edilen toplumsal normlara, çoğunluk görüşüne, hakim kültürel değerlere
    eleştirmeden uyum sağlamamızı ve onlar gibi tekil bir düşünce yapısının parçası olmamızı dayatan konformist bakış açılarını sevmiyorum. Her yere ve herşeye tümdengelimci bir bakış açısı ile yorum yaparsak sadece perdelenmiş gerçeklerin bir kısmını görebiliriz.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  5. Fiyat hareketlerinin yapısını ve yönünü tespit için diplerin ve tepelerin doğrusal hatlarla birleştirildiği trend çizgileri kullanmak ya da hareketli ortalamaları baz almak bir çok teknik analistin ve trader'ın kullandığı yöntemlerden. Trading tarzımız ne olursa olsun, fiyat yapısının şeklinin ne olduğunu ve genel karakterini anlamak kuracağımız sistemi de belirleyebilecek bir durum. Bir çok kişi tarafından ihmal edilen, ancak subjektif çekilmiş çizgilere nispetle fiyat verilerinin hesaplanması sonucu fiyat yapısını ve trendini göstermesi açısından daha objektif bir yapı sunan lineer regresyon çizgisini oldukça önemsiyorum.

    Öncelikle lineer regresyon çizgisi fiyatın gerçek trend yönünü istatistiksel olarak gösterir. Grafikte çıplak gözle trend görmek bazen zor ve yanlıdır ve 'trader bias'i etkiler. 'Trader bias'i etkilemekten kastım açtığımız pozisyona göre trend çizgilerini lehimize yontmaya çalışacak şekilde oluşturmaktır.

    Lineer regresyon çizgisi (linear regression line) ise fiyat verisinin üzerine önyargılardan bağımsız matematiksel en iyi uyumu sağlayacak çizgiyi yerleştirir. Fiyat trendinin ortalama yönünü, belli aralıklar içerisinde yatay mı yoksa aşağı ya da yukarı bir trend içerisinde mi olduğunu rakamsal veriler eşiliğinde nesnel olarak gösterir. Buradaki nesnel olmayan tek şey lineer regresyon çizgisinin kullanılacağı tarih aralığını belirleyen kişinin durumudur.

    Ayrıca lineer regresyon çizgisi trend gücünü matematiksel olarak ölçmeye izin verir. Doğrusal regresyon çizgisinin eğimi, trendin gücünü de ölçer. Bu, özellikle swing trade ve trend-following sistemlerinde çok değerli bir veridir. Özellikle mean reversion bazlı trading yapanlar için. (Mean reversion'ın ne olduğunu aşağıda kısaca tanımlayacağım.) Lineer regresyon çizgisi fiyatın regresyon çizgisine göre konumu 'mean reversion' bazlı trading yapanlar için sinyaller üretir, çünkü lineer regresyon çizgisi, fiyatın istatistiksel ortalama eksenini temsil eder. Bu yüzden fiyat regresyon çizgisinden çok yukarı çıktığında ya da çok altına düştüğünde ortalamadan çok uzaklaşma durumu olduğu varsayımı ile ortalamaya dönüş potansiyeli oluşturduğu kabul edilir ve buna göre pozisyon açılabilir. Burada klasik mean reversion sistemlerinin predictive bir yöntem olduğunu, ama mean reversion sistemlerini reactive sistemlere entegre ederek 'trader bias'ini ortadan kaldırıp bundan istifade edebileceğimizi unutmamak lazım.

    Lineer regresyon çizgilerinde en çok kullanılan üst ve alt bantlar +2 ve -2 standart sapma değerlerine göre regresyon çizgisine paralel çizilen bantlardır ve regresyon çizgisi bu 2 kanal ile birleşince çok güçlü bir fiyat çerçevesi üretir. Aslında bu bantlar fiyatın alt ve üst istatistiksel sınırlarını çizer, break out ve dönüş noktalarını doğrudan veriye dayalı olduğu için daha güvenilir bir şekilde gösterir. Özellikle yüksek volatilitede son derece etkilidir.

    Ayrıca lineer regresyon çizgisi fiyat dengesini bozan anomalileri de ortaya çıkarır. Regresyon çizgisi fiyatın normal davranışını ölçtüğü için
    ani fiyat çıkışları ya da çöküşleri, büyük spike hareketleri, hacimsiz pump-dump gibi anomaliler çizgiden dramatik sapmalar oluştururlar. Bu da trader'a manipülatif ya da sunî hareketleri tespit etme avantajı sağlayabilir.

    Lineer regresyon çizgisi matematiksel bir araç olduğu olduğu için algoritmik sistemlere, backtestlere, trend sınıflandırma modellerine kolayca entegre edilebilir, yani otomatik stratejilere oldukça uygundur. Machine learning'de bile bir özellik olarak kullanılabilir.

    Yukarda saydığım bir çok avantajın içerisinden bence en önemlisi subjektifliği azaltması ve daha disiplinli karar alınmasına yardımcı olmasıdır. Çünkü bir trader çizgi çizdiğinde duygusaldır, açtığı ya da açmayı düşündüğü pozisyonun bias'i (önyargısı) altındadır. Halbuki lineer regresyon çizgisi veri ne diyorsa onu çizer ve bu durum 'trader bias'ini düşürür, grafik abartısını engeller, gürültüden çok ana resme odaklanmayı kolaylaştırır ve net bir referans noktası üretir.


    __________________________________________________ ________________________________________________
    Mean Reversion nedir?

    Mean reversion, finansal piyasalarda fiyatların veya getirilerin zaman içinde kendi uzun vadeli ortalamasına geri dönme eğilimi göstermesi demektir. En sade ve basit ifadeyle fiyat ne kadar ortalamadan uzaklaşırsa, kendi ortalamasına geri dönme olasılığı o kadar artmış demektir. Bir varlığın fiyatı haber akışı, likidite dengesizliği, paniklerin yol açtığı duygusal alım-satımlar, pump & dump gibi nedenlerle kısa vadeli olarak kendi ortalamalarından aşırı yukarı veya aşırı aşağı sapabilir. Ancak bu nedenler ortadan kalktığında fiyat, kendi ortalamasına, dengeli değerine, istatistiksel merkezine geri çekilme eğilimindedir. Kısaca mean reversion, fiyatın aşırı sapmalardan sonra kendi normuna geri dönmesi fikridir.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  6. Kesinlikle alınmadım tersine eksikliğimi fark ettim. Zaten sizin gibi içeriden tecrübeye sahip olanların yorumları çok değerli. Eurocentric olduğum doğru, kendimi buna ikna etmişim sebeplerini de siz saymışsınız aslında. Avrupa tarihini ve dünya tarihini 3 ayrı açıdan çapraz sorgulayarak inceledim. Okullarda da okutulan türden jeopolitik tabanlı tarih, Hristiyanlık ve dinler temelinde tarih ve finans tarihi. Ancak bu şekilde tamamlayıcı bir bakış açınız olabilir aksi halde nedenlerle sonuçlar birbirine karışıyor. Bu bağlamda Avrupa merkezli bir dünya görüşüm olması da doğal. Uzak doğu ise tamamen ayrı bir konu olarak aynı 3 açıdan incelenmeli. Değerli yorumlarınıza teşekkürler.

  7. Çin'in Taiwan konusundaki görüşleri ve politikası oldukça net ve günün birinde Çin'in Taiwan'ı tekrar kontrolüne alacağı ya da almak için şartları zorlayacağını tahmin edebiliyoruz. Ancak Çin'in Japonya'ya karşı mevcut jeopolitik dengeleri göz önünde tutarak uyguladığı politikalar gerçek toplumsal bilinçaltını yansıtıyor mu? 1930-45 dönemindeki Japon işgali sırasındaki militarizmin Çin'de oluşturduğu büyük yıkımın (katliamlar, biyolojik deneyler, sivil nüfusa yönelik sistematik şiddet) Çin'in tarihsel hafızasından silindiğini ve bunun gelecekte bir yansıması olmayacağını varsayabilir miyiz?
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  8. Benim tuhafıma giden ne Çin'in ne de Japonya'nın bu konuyu en azından gündeme getirip dünya kamuoyunda tartışılmasını bile sağlamadılar. Hadi Japonya burada suçlu taraf onun gündeme getirmemesini anlarım. Ancak Çin de siz bize geçmişte bunları yapmıştınız özür dileyin bile demiyor.

    Burada hafif olarak ne demek istediğimi açayım;

    1930-1945 yılları arasında Japonya'nın Çin'i işgal ettiği ve aynen nazilerin yapmış olduğu kötülüklerin bes beterini yaptığı, Japonların Birim 731 adlı örgüt mü yapılanma mı diyelim bu birimin halk üzerinde akıl almaz işkence ve deneyler uygulayarak onları katlettiği meraklılarınca bilinen bir husus.

    Mesela yahudiler hala nazileri bahane ederek almanların ensesinde boza pişirmesine rağmen, burada tarafların sanki bunlar hiç olmamış gibi davranması, belirttiğim gibi tuhafıma giden bir durumdur.

Sayfa 383/384 İlkİlk ... 283333373381382383384 SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •