-
Bollingen ve Pulitzer Odullu Amerikali sair, oyku ve roman yazari Conrad Aiken’in olum yildonumu (17 Agustos 1973)

Dinledigimiz sarki, asmisti musikiyi,
Bolustugumuz ekmek, ekmekten cok kutsaldi;
Ama artik sen yoksun, her yer ve her sey issiz,
Eskiden guzel olan ne varsa cansiz kaldi.
Ellerin su sofrayi oksamis, parmaklarin
Su bardagi tutmustu, ben gormustum kac kere,
Seni anmasalar da butun bunlar, sevgilim,
Hicbiri son veremez biraktigin izlere.
Onlarda gezindin de ellerin gozlerinle
Kutsallastirdin ama hep benim canimdaydin,
Seni tanidilar ya, hep hatirlayacaklar
Yine benim kalbimde, guzel akilli kadin.
-
Finli senfonik power metal grubu Nightwish'in solisti soprano, muzisyen ve soz yazari Tarja'nin (Soile Susanna Turunen Cabuli) dogum gunu (17 Agustos 1977)

-
Brezilyali sair ve yazar Carlos Drummond de Andrade’nin olum yildonumu (17 Agustos 1987)
Sarhostu sair, tramvaya binmisti.
Bahceler arkasindan sokuyordu safak.
Neseli pansiyonlar huzurla uyuyordu.
Gecen evler de sarhostu, ne olacak!
Ne varsa ortalikta, onarilmazdi.
Kimseler bilmiyordu ama yikilacakti dunya
(bir tek cocuk biliyordu bunu, soylemiyordu) ,
yikilacakti dunya sekize ceyrek kala.
Son dusunceler! Son telgraflar!
Zamirleri ustalikla kullanan José,
erkeklere bayilan Helena,
iflas bayragini ceken Sebastiao,
agziniı bile acmayan Artur,
cekip gideceklerdi sonsuzluga.
Sair korkutuk sarhos gerci
ama bir ciglik duyuyor safakta:
Dansa var misiniz hadi
tramvayla agaclar arasinda?
Tramvayla agaclar arasinda
dansedin kardeslerim!
Muzik olmasa da ne cikar
dansedin kardeslerim!
Sanki kendi kendilerine
sira sira doguyor cocuklar.
Dunyanın en guzel seyidir ask
(ask ve askin sonuclari) .
Dansedin kardeslerim, dansedin!
Olum arkadan gelsin!

The poet rode the trolley drunk.
The sun came up behind the yards.
The small hotels slept very sadly.
The houses too were drunk.
Everything was a total wreck.
Nobody knew that the world was going to end
(only a child did but kept it quiet),
that the world was going to end at 7:45.
Last thoughts! Last telegrams!
Joe who listed pronouns,
Helen who loved men,
Sebastian who ruined himself,
Arthur who never said anything,
set off for eternity.
The poet is drunk, but
he hears a voice in the dawn:
Why don't we all go dancing
between the trolley and the tree?
Between the trolley and the tree
dance, brothers!
Even without music
dance, brothers!
Children are being born
with so much spontaneity.
Love is fantastic
(love and what it produces).
Dance, brothers!
Death will come later
-

Clara çocuklarla bahcede dolasiyordu.
Gokyuzu yesildi otlarin uzerinde,
koprulerin altinda sular altin renginde,
maviydi, pembeydi, turuncuydu obur ogeler,
bir polis gulumsuyor, bisikletler geciyordu,
bir kiz cimlere basiyordu bir kusu yakalamak
icin,
butun dunya -Almanya, Cin- her sey
sessizdi Clara'nin cevresinde.
Cocuklar goge bakiyorlardi: Bakmak yasak
degildi.
Agiz, burun ve gozler acikti. Tehlike yoktu.
Gripti, sicakti, boceklerdi Clara'nin korktugu.
On bir tramvayini kacirmaktan korkuyordu
Clara, gelmekte geciken mektuplari
Beklemekten, her zaman yeni bir giysi
giyememekten. Ama bahcede dolasiyordu baban!
Bahceler vardi o zamanlar, sabahlar vardi.
-
William Peter Blatty’nin yonettigi korku-gizem Seytan III (The Exorcist III - L'esorcista III) 17 Agustos 1990’da Amerika’da vizyona girdi.
-
Steve Martin, Rick Moranis ve Joan Cusack’in rol aldigi Mavi Cennetim (My Blue Heaven - Il testimone più pazzo del mondo) 17 Agustos 1990’da Amerika’da vizyona girdi.
-
Nicolas Cage, Willem Dafoe ve Laura Dern’in rol aldigi komedi - drama Vahsi Duygular (Wild at Heart Cuore selvaggio) 17 Agustos 1990’da Amerika’da vizyona girdi.
-
Emma Stone, Jonah Hill, Michael Cera, Seth Rogen’in rol aldigi komedi filmi Cok Fena (Superbad - Superbad - Maiali dietro ai banchi) 17 Agustos 2007’de Amerika ve Kanada’da vizyona girdi.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri