-
trajik ve insanı duygulandıran bir ölümdür. elbette at durup dururken ölmemiştir. öldürülmüştür ama nasıl öldürüldüğünden ziyade ölümüne, ölümünün nasıl olduğuna vurgu yapmak için başlığı böyle açtım.
tarık akan “anne başımda bit var” kitabında anlatmış.
“(...) çekim boyunca atla aramda inanılmaz bir bağ kurulmuştu. ömrümün sonuna kadar unutamayacağım çok farklı bir arkadaşlık yaşamıştık. bana duyduğu sevgi ve bağlılığı hayvanın gözlerinden okuyordum. kar fırtınasında yanıma gelip kafasını paltomun içine sokuyor, gözlerini gözlerime dikiyordu. çekim sırasında üstünden düştüğümde burnuyla beni itiyor, kokluyor, sanki canımın yandığını anlamış gibi üzülüyordu, bir de beni avutmaya çalışıyordu. (...) filme başlamadan önce yönetmen şerif gören'e;
‘meraklanma, bu sahnede atı öldürebilirim. o kadar cesareti bulabilirim, yapabilirim' dediğimi anımsıyorum.
atı vuracağım sahne çekilirken, hayvancığa uyuşturucu iğne yapıldı. at yere yığıldı. (...) sıra öldürme planının çekimine gelmişti. silah elimdeydi ve içinde bir tek kurşun vardı. başçavuş bir kurşundan fazla vermiyordu. şerif gören ‘kamera!' diyecekti ve ben kısa bir süre sonra atın kafasına bir kurşun sıkacaktım. karların ortasında ben ve yerde yatan atım trajik bir şekilde yerlerimizi almıştık.
kamera uzakta hazırlanırken at gözlerini açıp bana yalvarır gibi baktı. kafasını kaldırmak istedi. sanki bana doğru gelmek istiyormuş gibime gelmişti. bu arada şerif gören, ‘kamera!' diye bağırdı.
bekledi. burada tabancamı çekmeli ve kurşunu atın kafasına sıkmalıydım. ama yapamıyordum işte.
‘ateş etsene! ateş et!' diye bağırdı şerif.
‘yapamayacağım şerif, stop' diye seslendim. atın başından ayrıldım.
‘ben bu atı öldüremem. yakın plan başkasının elini çek. kusura bakma, yapamayacağım.' yılmaz güney'in yeğeni araya girdi. ‘ben yaparım.'yeğeninin el planı çekildi. derken bir silah sesi:
‘at öldü, gel tarık' dediler.
koşarak gittim. paltomu giydim, daha sonraki planlara geçmek üzere çalışmaya başladık. kamera hazırlanıyorken at gene kafasını kaldırıp bana baktı. ayağa kalkmaya yelteniyordu. ölmemişti. başçavuşa gittim.
‘mermi ver, at ölmemiş' dedim.
başçavuş kendini tiksinti verici bir şekilde naza çekiyordu. yalvarta yalvarta bir kurşun daha verdi.
‘başçavuşum, ver birkaç tane daha, bak hayvan can çekişiyor' dememe karşın bir tek kurşundan fazlasına razı edememiştim. yeğen onu da atın kafasına sıktı. sonra ben tekrar sahne aldım. tam çekime geçilecekken, hayvan gene gözünü açtı, bakışlarıyla beni arıyordu. bayılacak gibi olmuştum, çıldıracaktım. başçavuşun yanına gittim.
....”
https://www.hurriyet.com.tr/…nasil-katledildi-63557
Kim bu olayda yaşıyorsa Allah belasını versin, kim ölmüşse mekanı cehennem olsun.. Başta yılmaz güney, şerif gören ve tarık akan ve puşt yeğen olmak üzere..
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri