Sayfa 1711/7020 İlkİlk ... 71112111611166117011709171017111712171317211761181122112711 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 13,681 - 13,688 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Ingiliz sair Lord Byron'in kizi, Ingiliz matematikci ve dunyanın ilk bilgisayar programini yayinlayan (Augusta Ada Byron King) Ada Lovelace'in dogum yildonumu (10 Aralik 1815)

    “Analitik Motor’un sayilarin yaninda baska seylere de etkisi olabilir. Soyut bilimsel islemlerle aciklanabilecek ortak temel iliskileri olan nesneler bulunabilir hatta belki de isletme notasyonunun hareketindeki ve motorun mekanizmasindaki degisimlere duyarli olabilir... Farz edelim ki, bilimin uyumu ve muzikal kompozisyonun tiz seslerinin temel iliskileri bu tarz ifadelere ve degisimlere duyarlilar, o zaman motorda, her turlu karmasiklik ve boyut derecesinde ozenle hazirlanmis ve bilimin parcalari olan muzigi besteleyebilirdi.”



    "The Analytical Engine might act upon other things besides number, were objects found whose mutual fundamental relations could be expressed by those of the abstract science of operations, and which should be also susceptible of adaptations to the action of the operating notation and mechanism of the engine...Supposing, for instance, that the fundamental relations of pitched sounds in the science of harmony and of musical composition were susceptible of such expression and adaptations, the engine might compose elaborate and scientific pieces of music of any degree of complexity or extent."

  2. Rus sair, yazar, elestirmen ve yayinci Nikolay Alekseyevic Nekrasov’un dogum yildonumu (10 Aralik 1821)

    Anayurdum! dolasmadim daha,
    Boyle bir duyguyla senin ovalarinda!
    Bir bebek goruyorum anasinin kollarinda,
    Yuregim sevincten dalga dalga;
    Guzel bir caga dogdu cocuk,
    Ulu Tanrim! bilmeyeceksin gozyaslarini sen!
    Kimselerce korkutulmadan, ozgursun baslayarak cocukluktan,
    Savunacaksin davani, gerekliligine inanilan,
    Bir koylu olarak kalmak da isteyebilirsin omrunce,
    Suzulebilirsin de bir kartal gibi goklerde!
    Bu dusler yanlislarla dolu:
    Ince ve kivraktir insanoglunun usu,
    Biliyorum: kolelik aglarinin yerine
    Cok degisik seyler dusundu insanlar kendilerince,
    Bu boyle! Ama zor gelmez onlari cozmek halka.
    Esin perisi! Selamla ozgurlugu umutla!



    Oft through my native land I roved before,
    But never such a cheerful spirit bore.
    When on its mother's breast a child I spy--
    Hope in my inmost heart doth secret cry,
    'Boy, thou art born within a favoring time,
    Thine eyes shall glad escape old sights of crime.
    Free as a child, thou can'st prove all and be
    The forger sole of thine own destiny.
    Peasant remain,--as to thy father given--
    Or like the eagle swing thyself to heaven!'
    Castles in air I build! Man's spirit opes
    To many ways to frustrate all my hopes.
    Though serfdom's sad conditions left behind,
    Yet there be countless snares of varied kind!--
    Well! Although the people soon may rend thee,
    Let me, oh Freedom, a welcome send thee!

  3. Iskoc sair ve yazar George MacDonald’in dogum yildonumu (10 Aralik 1824)

    "Ama buyukanne, sen oyle guzel ve basinda tacinla oyle muhtesemsin ki! Bense camur ve yagmurdan oyle pisim! Guzel mavi elbiseni mahvederim."



    "But, grandmother, you're so beautiful and grand with your crown on; and I am so dirty with mud and rain!—I should quite spoil your beautiful blue dress."




    "Cesaretini korumasini saglayan baska bir sey de , her bir kivrilisini ortaya cikardikca , ipin taslarin uzerinde gevsekçe uzanmak yerine gerginlesmesi , bunun da prensesin buyukannesinin ipin ucunda bir yerlerde olduguna inanmasini saglamasiydi."



    "Another thing which helped to keep up her courage was that, as often as she uncovered a turn of the thread, instead of lying loose upon the stone, it tightened up; this made her sure that her grandmother was at the end of it somewhere."




    “Cesaretin en korkunc dusmani, korkunun kendisidir, korkulan sey degil. Icindeki korkuyu yenmeyi basarabilen insan en buyuk kahramandir.”




    “Guvenilmek sevilmekten daha buyuk bir iltifattir.”

  4. Amerikali sair Emily Elizabeth Dickinson'in dogum yildonumu (10 Aralik 1830)



    Ben hic kimseyim! Ya sen kimsin?
    Sen de mi hic kimsesin?
    Demek bir cift var bizden!
    Soyleme! Duyururlar bilirsin!




    En huzunlu ses en tatli ses
    En cilgin ses buyuyen,
    Kuslarin sesidir baharda,
    Gece hos bir tat birakip giderken.

    Mart'la Nisan arasindaki cizgi
    O buyuk sihirli sinir
    Otesinde Yaz, nefes alsa duyulur
    Yakinlikta, kararsizliklar yasamaktadir.




    Tuhaf bir yaratiktir gecmis
    yuzlesmek onunla
    bir esrimeyle odullendirilir
    ya da bir utancla.

    silahsiz cikan varsa karsisina
    emrederim ona, kac!
    kuflu cephanesi hala
    karsilik verebilir!



    Her esrime aninin bedelini
    odemek zorundayiz aciyla
    o ana uygun dusen
    hassas ve titrek orantida.



    Per un istante d'estasi
    Noi paghiamo in angoscia
    Una misura esatta e trepidante,
    Proporzionata all'estasi.

    Resim: Salvatore Alessi

  5. Fransiz sair Pierre Louÿs'in dogum yildonumu (10 Aralik 1870)

    “Ben Bilitis kaynaklarin denizden fiskirdigi, irmaklarin tas yataklarda aktigi ulkede dogdum.

    Annem Phoinikeliydi, babam damophylos Hellen’di. Safak gibi huzunlu Byblos sarkilarini annemden ogrendim.

    Kypre’de Astarte’ye taptim. Lesbos’ta Psappha’yi tanidim. Hep sevdalarimin sarkisini soyledim. Yolcu, iyi yasamissam kizina soyle”



    "Dans le pays où les sources naissent de la mer, et où le lit des fleuves est fait de feuilles de roches, moi, Bilitis, je suis née.

    Ma mère était Phoïnikienne ; mon père Damophylos, Hellène. Ma mère m'a appris les chants de Byblos, tristes comme la première aube.

    J'ai adoré l'Astarté à Kypre. J'ai connu Psappha à Lesbos. J'ai chanté comment j'aimais. Si j'ai bien vécu, Passant, dis-le à ta fille."




    "Ensenin uzun siyah kanatlarini bir uctan bir uca opecegim, tatli kusum benim, yuregi avucumda atan tutsak guvercinim! Cocuk, anasinin memesini nasil agzina alirsa, agzini agzima oyle alaca*gim. Titre!.. Cunku opus derine isler ve aska yeter. Dilimi yavasca kollarinda, boynunun cevresinde dolastiracagim. Tirnak*larimi gidiklanmaya tesne kaburgalarinda gezdirerek seni gevsetecegim. Bak, butun deniz kulaklarinda ugulduyor… Mnasidika! Bakisin canimi acitiyor. Alev alev yanan gozkapaklarini birer dudak gibi opusumun icine alacagim."



    "Je baiserai d'un bout à l'autre les longues ailes noires de ta nuque, ô doux oiseau, colombe prise dont le cœur bondit sous ma main. Je prendrai ta bouche dans ma bouche comme un enfant prend le sein de sa mère. Frissonne !… car le baiser pénètre profondément et suffirait à l'amour. Je promènerai mes lèvres comme du feu, sur tes bras, autour de ton cou, et je ferai tourner sur tes côtes chatouilleuses la caresse étirante des ongles. Écoute bruire en ton oreille toute la rumeur de la mer… Mnasidika ! ton regard m'importune. J'enfermerai dans mon baiser tes paupières frêles et brûlantes."

  6. Amerikali mizahci, satirist, roman yazari, yazar ve ogretmen (Samuel Langhorne Clemens) Mark Twain, Huckleberry Finn'in Maceralari (The Adventures of Huckleberry Finn - Le avventure di Huckleberry Finn) romanini Ingiltere ve Kanada’da Charles L. Webster And Company araciligiyla 10 Aralik 1884’de yayimladi. (Amerika’da basim hatasi nedeniyle 18 Subat 1885'te yayimlandi.)



    “Eski bir teneke lamba ve demir yuzuk alip ormana giderek ovalamaya basladim. Bir saray yaptirip sonra da satma hevesiyle kan ter icinde kalana kadar ha bire ovaladim, hicbir ise yaramadi, cinlerden hicbiri gelmedi.”




    “I got an old tin lamp and an iron ring, and went out in the woods and rubbed and rubbed till I sweat like an Injun, calculating to build a palace and sell it; but it warn't no use, none of the genies come.”




  7. 1966’da Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, Alman asilli Isvicreli yazar ve sair Nelly Sachs’in dogum yildonumu (10 Aralik 1891)



    Oylece oturmussun pencereye
    yagarken kar serpile serpile
    Bembeyaz olmus hem kollarin
    hem saclarin
    Ama bir baska aynada
    o beyazlasan yuzun
    tutmus birakmiyor hem yaz mevsimini
    hem golge ceylanlarin ictigi sular icindeki
    o cayirliklar ulkesini
    Ve ben de gomuluyorum inleyerekten
    o beyaz kar yiginlarina senin
    ve oralardan uzaklasiyor artik usulca yasam
    tipki son sozcukleri gibi bir duanin
    Ah, dunyamizin o yakici solugunda sakli butun
    acisiyla uyuyakalsam senin o kar harmaninda
    Hani yeniden gelmek icin dunyaya
    basinin o narin cizgilerini
    yutarken gecenin denizleri

  8. Nobel Odul Vakfinin kurucusu Isvecli kimyager Alfred Nobel’in olum yildonumu (10 Aralik 1896)


Sayfa 1711/7020 İlkİlk ... 71112111611166117011709171017111712171317211761181122112711 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •