Benzer yönlerimiz var. Ben de mühendisim ve 6 yıl önce erken emekli oldum. Maddi açıdan oldukça tatmin edici bir işim vardı, şirket lojmanında kalıyordum, elektrik, su, telefon faturası ödemiyordum.
Tam tabiri ile 7/24 çalışıyordum, telefonum her an çalabilirdi. Gecenin 3 ünde kalkıp arıza çözmek için işe gittiğim çok oluyordu. Ama bir süre sonra bu iş temposuna da alışıyorsun, normal gelmeye başlıyor, gece vakti arızayı giderdiğinde keyif bile alıyorsun.
Ama normal olmayan bir şey var ki iş hayatının yıllar geçtikçe daha yoğun, daha çok zamanla yarışır bir hal alması. Daha önce bir haftalık olan bir işi sizden 5 günde bitirmenizi istiyorlar. İyi planlama yapıp, sıkı çalışıp işi 5 günde bitiriyorsunuz ama kimse bunu takdir etmiyor. Üst yönetime göre o işin 5 günde bitirilmesi zaten normaldir, gelecek sefer sizden işi 3 günde bitirmeniz talep ediliyor. Yani ne yaparsanız yapın hep daha fazlası isteniyor. Bu durumda işin stresi artıyor, çalışma arkadaşlarınızla aranızda çekişme ve yoğun rekabet başlıyor.
Ben de finansal özgürlüğü sağlamıştım, daha fazla para kazanacağım diye hayatımı heder etmeye gerek olmadığına karar verdim. Alın atınızı, seveyim tımarınızı dedim
Yakın ve uzak çevremde kimseye bu kararımın doğruluğuna ikna edemedim. Hiç kimse 40 lı yaşlarda iş bırakmama anlam veremedi. Tanımadığım kişiler ne iş yaptığımı sorduğunda evden çalışıyorum diyorum, kimseye izah etmek için kendimi yormuyorum.
Uzun zamandır şikayet ettiğim ülser ve reflü gibi sorunlar tamamen bitti. Nefes almam bile rahatladı, rahat uyku uyumaya başladım. Yıllardır not alıp izlemeye fırsat bulamadığım filmleri seyrediyorum, okumaya fırsat bulamadığım kitapları okuyorum.
İşi bıraktıktan sonra telefonum %95 daha az çalıyor. Çok daha az insanla çıkarsız ilişkilerim devam ediyor, halimden memnunum. Keşke birkaç yıl daha erken karar verseymişim diyorum.
Yer İmleri