-
Afrika kokenli ilk Roma Imparatoru (Lucio Settimio Severo - Lucius Septimius Severus) Septimius Severus'un dogum yildonumu (MS11 Nisan 145)

"Her sey idim; hicbir seye degmezmis. / Omnia fui, nihil expedit. / Lo fui todo; nada vale la pena. / Sono stato tutto; niente vale la pena. / I was all things; all was worthless."
-
Iskoc roman yazari John Galt’in olum yildonumu (11 Nisan 1839)

“Icinizdeki en iyi niteliklerin hatirina, bu dunyayi en kotulere feda etmeyin. Sizi sag tutan degerler adina, insanin vizyonunu, insan denilmeyi hak etmemis cirkinlerin, korkaklarin, akilsizlarin carpitmasina izin vermeyin. Insanin dogal durumunun dik durmak, kafasini calistirmak, uzun mesafeleri asan adimlar atmak oldugunu unutmayin. Atesinizin kivilcimlarinin o yetersizlik batagi icinde birer birer sonmesine izin vermeyin. Ruhunuzdaki kahramani oldurmeyin. Hak ettiginiz, ama hic ulaşamadiginiz hayata yuruyun. Yolunuzu, savasinizin niteligini iyi kontrol edin. Istediginiz dunya pekala elde edilebilir. Gercekten vardir, mumkundur ve sizindir.”

“In the name of the best within you, do not sacrifice this world to those who are its worst. In the name of the values that keep you alive, do not let your vision of man be distorted by the ugly, the cowardly, the mindless in those who have never achieved his title. Do not lose your knowledge that man's proper estate is an upright posture, an intransigent mind and a step that travels unlimited roads. Do not let your fire go out, spark by irreplaceable spark, in the hopeless swamps of the approximate, the not-quite, the not-yet, the not-at-all.Do not let the hero in your soul perish, in lonely frustration for the life you deserved, but have never been able to reach. Check your road and the nature of your battle. The world you desired can be won, it exists, it is real, it is possible, it's yours.”
-
Ingiliz roman ve oyun yazari Charles Reade'in olum yildonumu (11 Nisan 1884)

Bir davranis ekersen, bir aliskanlik bicersin
Bir aliskanlik ekersen, bir karekter bicersin
Bir karekter ekersen , bir kader bicersin

"Guzellik muthis bir guctur, gulumseme ise onun kilicidir."
-
Slovakya dogumlu Macar yazar Sándor Márai’nin dogum yildonumu (11 Nisan 1900)

“Onun yanindayken, gercek kibarligin, insanlarin bir arada yasamalari kosullarinin, evde ve okulda ogretilenden farkli ve karmasik oldugunu anladim. Cocuklugumda edindigim ‘disiplin’ ilkeldi, aktris guzel ve hafif elleriyle bu ilkel disiplinin katiligini yumusatmaya calisiyordu. Gercek inceligin istemedigimiz bir randevuya zamaninda gitmek olmadigini, tatsiz bir bulusma olasiliginin filizlenmesine izin vermemenin daha incelikli bir davranis oldugunu ondan ogrendim. Acimasiz olmadan ozgur olamayacagimizi ve cevremizdekilere hep yuk olacagimizi ondan ogrendim. Insanin sert olabilecegini ama asla kaba olmamasi gerektigini, bazi hallerde birinin suratina bir tokat atabilecegini ama asla canini sikmamak gerektigini ve bizden cok daha azi beklenirken, sevgi numarasi yapmanin da nezaketsizlik oldugunu ondan ogrendim…” Bir Burjuvanin Itiraflari

“In sua compagnia compresi che la cortesia autentica, l'unica forma possibile di umana convivenza, era qualcosa di diverso e di ben più complesso rispetto a quello che ci era stato inculcato a casa e in collegio. La rozza ‘disciplina’ a cui sin da bambino ero stato abituato era una primitiva forma di coercizione che l'attrice cercava di stemperare con il tocco leggero delle sue belle mani. Mi insegnò che la vera cortesia non consiste nell'arrivare puntuali a un appuntamento che avremmo preferito evitare: è più cortese soffocare senza pietà sul nascere qualsiasi possibilità che venga fissato un incontro a noi sgradito. Mi insegnò che una certa dose di crudeltà è indispensabile per essere veramente liberi e per non pesare eternamente sul prossimo. E poi mi insegnò che ci si può anche mostrare bruschi, ma mai scortesi; si può dare uno schiaffo a qualcuno, ma è proibito annoiarlo; ed è scortese fingere affetto per una persona che da noi non si aspetta nulla di cosi impegnativo…”
“Okulda da,evde de ‘yoksullugun ayip olmadigi’ ve yoksullarla da ayni topluluga aitmis gibi kibarca konusmanin uygun dusecegi ogretilirdi, hatta onlari teselli etmek de gerekirdi; cunku ‘onlarin kabahati degildi yoksul olmak’. ‘Bu toplumsal anlayis’ cocuklugum boyunca her yoksulu sakat sanmama yol acti.”

“Quel che in definitiva mi venne inculcato, a scuola come a casa, era che «la povertà non è una vergogna», che ai poveri era giusto rivolgersi con la stessa cortesia dovuta alle persone del nostro ambiente, e che anzi era giusto consolarli, perché «non è colpa loro». In virtù di questa concezione assistenziale, da bambino pensavo che i poveri fossero tutti invalidi.”
-
Macar sair Attila József’in dogum yildonumu (11 Nisan 1905)
Su dunyada duseceksen yollara,
Iyisi mi yedi kez dogmaya bak
Bir kez, yangin cikan bir evde dog,
Bir kez, buzdan soguk sellerde,
Bir kez, azgin deliler arasinda,
Bir kez, olgun bir bugday tarlasinda,
Bir kez de kimsesiz bir manastirda,
Bir agizdan aglayan alti bebek, yetmez:
Sen kendin yedinci olmaya bak.
Canini kurtarmak icin dovuseceksen,
Karsisinda yedi kisi gormeli dusmanin,
Biri, pazar gunu dinlenen bir isci olmali,
Biri, pazartesi sabahi ise baslayan,
Biri, para dusunmeden bir sey ogreten,
Biri, bogularak yuzme ogrenen,
Biri, koca bir ormanin tohumu olan,
Biri de yigit atalarinin korudugu bir torun,
Ama onlarin bu hunerleri de yetmez,
Sen kendin yedinci olmaya bak.
Bir kadin mi bulacaksin kendine,
Yedi erkek birden dusmeli o kadinin pesine,
Biri, guzel sozlere kanan,
Biri, basinin caresine bakan,
Biri, kendini hayalci sanan,
Biri, eteginin altindan kadini oksayan,
Biri, hicbir numarayi yutmayan,
Biri, kadinin dusurdugu mendile basan;
Sinek gibi vizildasinlar kadinin cevresinde,
Sen kendin yedinci olmaya bak.
Yazmak geliyorsa elinden,
Yedi kisi birden yazmali siirini,
Biri, mermerden bir koy kuran,
Biri, uykusundayken dogan,
Biri, gogun haritasini cizen,
Biri, adi sozcuklerle anilan,
Biri, ruhunu yetkinlestiren,
Biri, diri fareleri kesip bicen,
Ikisi yigit, dordu akilli;
Sen kendin yedinci olmaya bak.
Ve her sey yazildigi gibi olursa,
Yedi kisi icin oleceksin,
Bir, besigi sallanip emzirilen,
Bir, diri genc bir memeyi kavrayan,
Bir, bos tabaklari firlatip atan,
Bir, kazansin diye yoksula omuz veren,
Bir, yikilincaya kadar calisan,
Bir sadece durup aya bakan kisi için.
Dunya mezar tasin olacak;
Sen kendin yedinci olmaya bak.

If you set out in this world,
better be born seven times.
Once, in a house on fire,
once, in a freezing flood,
once, in a wild madhouse,
once, in a field of ripe wheat,
once, in an empty cloister,
and once among pigs in sty.
Six babes crying, not enough:
you yourself must be the seventh.
When you must fight to survive,
let your enemy see seven.
One, away from work on Sunday,
one, starting his work on Monday,
one, who teaches without payment,
one, who learned to swim by drowning,
one, who is the seed of a forest,
and one, whom wild forefathers protect,
but all their tricks are not enough:
you yourself must be the seventh.
If you want to find a woman,
let seven men go for her.
One, who gives heart for words,
one, who takes care of himself,
one, who claims to be a dreamer,
one, who through her skirt can feel her,
one, who knows the hooks and snaps,
one, who steps upon her scarf:
let them buzz like flies around her.
You yourself must be the seventh.
If you write and can afford it,
let seven men write your poem.
One, who builds a marble village,
one, who was born in his sleep,
one, who charts the sky and knows it,
one, whom words call by his name,
one, who perfected his soul,
one, who dissects living rats.
Two are brave and four are wise;
You yourself must be the seventh.
And if all went as was written,
you will die for seven men.
One, who is rocked and suckled,
one, who grabs a hard young breast,
one, who throws down empty dishes,
one, who helps the poor win;
one, who worked till he goes to pieces,
one, who just stares at the moon.
The world will be your tombstone:
you yourself must be the seventh.
-
Polonya asilli Amerikali mizahci, hikaye ve senaryo yazari ve gazeteci Leo Rosten’in dogum yildonumu (11 Nisan 1908)

“Hayatin amacinin 'mutlu' olmak olduguna inanamam. Bence hayatin amaci yararli, sorumlu ve sefkatli olmaktir. En onemlisi fark yaratmaktir: Katkida bulunmak, bir seyi temsil etmek, yasamis olmakla bir degisim meydana getirmektir.”

“Ogrendim ki zalim olan zayif kisilerdir. Sevecenlik guclulerden beklenir.”
-
Ingiliz ressam John Maler Collier'in olum yildonumu (11 Nisan 1934)
Tannhäuser In the Venusberg (Tannhäuser nella grotta di Venere, 1901)
-
Kendi neslinin en onemli Amerikan sairlerinden, basarili bir editor, cevirmen ve yazar Mark Strand’in dogum yildonumu (11 Nisan 1934)

1. Eger bir adam bir siiri anlıyorsa
2. Eger bir adam bir siirle yasiyorsa,
o adam yalnız olecektir.
3. Eger bir adam iki siirle yasiyorsa,
Birisine sadik kalmayacaktir.
4. Eger bir adam bir siire gebe kaliyorsa,
bir cocugu eksik olacaktir.
5. Eger bir adam iki siire gebe kaliyorsa,
iki cocugu eksik olacaktir.
6. Eger bir adam yazarken basina tac giyiyorsa,
o adamin tac giydigi ortaya cikacaktir.
7. Eger bir adam yazarken baisna tac giymiyorsa,
kendinden baska hic kimseyi aldatmayacaktir.
8. Eger bir adam bir siire ofkeleniyorsa,
adamlar tarafindan horlanacaktir.
9. Eger bir adam bir siire ofkelenmeye devam ediyorsa,
kadinlar tarafindan horlanacaktir.
10. Eger bir adam halk icinde bir siire hakaret ediyorsa,
ayakkabilari cisle dolacaktir.
11. Eger bir adam kuvvet icin siirden vazgeciyorsa,
fazla miktarda kuvvet kazanacaktir.
12. Eger bir adam siirleriyle ovunuyorsa,
aptallar tarafindan sevilecektir.
13. Eger bir adam siirleriyle ovunuyor ve aptallari seviyorsa,
artik siir yazmayacaktir.
14. Eger bir adam siirleri sayesinde siddetli bir ilgi cekecegini saniyorsa,
ayisiginda erkek bir esek gibi olacaktir.
15. Eger bir adam siir yaziyor ve bir dostun siirini ovuyorsa,
guzel bir metresi olacaktir.
16. Eger bir adam siir yaziyor ve bir dostun siirini cok ovuyorsa,
metresini kaciracaktir.
17. Eger bir adam baska birinin siirine sahip cikiyorsa,
yureginin buyuklugu iki misli olacaktir.
18. Eger bir adam siirlerini ciplak birakiyorsa,
olumden korkacaktir.
19. Eger bir adam olumden korkuyorsa,
siirleri onu kurtaracaktir.
20. Eger bir adam olumden korkmuyorsa,
siirleri onu kurtarabilir veya kurtarmayabilir.
21. Eger bir adam bir siiri bitiriyorsa,
hirsinin yazisiz dumen suyunda banyo yapacak
ve beyaz kagit tarafindan opulecektir.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri