-
Saint Luciali (Karayipler) sair, yazar ve ressam Derek Walcott, 8 Ekim 1992'de 'Tarihi bir vizyona sahip, cok kulturluluk vaadi iceren, fevkalade parlak siirsel eserleri icin' gerekcesiyle Nobel Edebiyat Odulunu aldi.


Zaman gelecek.
coskuyla.
kutlayacaksin kendini varinca
kendi kapina, kendi aynanda.
her biri gulumseyecek otekinin hos karsilayisina.
diyeceksin ki, suraya otur. Ye.
Kendin olan yabanciyi seveceksin yine.
Sarap sun. Ekmek sun. Yuregini sun
yuregine, yasadigin surece
seni seven yabanciya, baskasi icin
ihmal ettigin kendine, seni ezbere bilene.
indir kitapligin rafindan ask mektuplarini,
fotograflari, umutsuz notlari,
soy kendi yansimani aynadan.
Otur. Yasaminla bir ziyafet cek kendine.
-
Madonna'nin 1997 yilinda En Iyi Ozgun Sarki Akademi Odulu kazanacak olan You Must Love Me sarkisinin videosu 8 Ekim 1996 tarihinde MTV'de yayinlandi.

https://www.youtube.com/watch?v=uvzcnx1fVYo
-
Portekizli yazar José Saramago, 'hayal gucu, merhameti, ironisi ve merak uyandiran calismalarindan' dolayi 8 Ekim 1998 tarihinde Nobel Edebiyat Odulunu kazandi.


"Insanlarin neler yapip yapamayacagi onceden hic belli olmaz, beklemek, zaman tanimak gerekir, her seye egemen olan zamandir, zaman kumar masasinda karsimiza oturan oteki kumarbazdir ve butun kartlar onun elindedir, bizler ancak yasam karsiliginda o masada bir seyler kazaniriz, kendi yasamimiz karsiliginda." Korluk

"You never know beforehand what people are capable of, you have to wait, give it time, it's time that rules, time is our gambling partner on the other side of the table and it holds all the cards of the deck in its hand, we have to guess the winning cards of life, our lives."
-
Avusturyali oyun ve roman yazari Elfriede Jelinek, 8 Ekim 2004 tarihinde, 'Roman ve oyunlarinda yer verdigi seslerin muzikal akisi, toplum kliseleri ve kliselerin baskin gucunun absurdlugunu ortaya koymasi' gerekcesiyle Nobel Edebiyat Odulunu aldi.
“Fabrika ve onun altindaki toprak, mulk sahibine ait. Yine de fabrika oldukca memnun, cunku mutlu insanlar mutsuz insanlara nazaran daha cok uretir. Fabrikada calisan kadinlar mulk sahibine ait degiller. Burada calisan kadinlar tamamen ailelerine aittir. Sadece fabrika mulk sahibine ait. Herkes durumun boyle olmasindan gayet memnun.â€

“Die fabrik und das darunterliegende grundstück gehören dem besitzer, der ein konzern ist. Die fabrik freut sich trotzdem, wenn frohe menschen sich in sie ergießen, weil solche mehr leisten als unfrohe. Die frauen, die hier arbeiten, gehören nicht dem fabriksbesitzer. die frauen, die hier arbeiten, gehören ganz ihren familien. So sind alle zufriedenâ€
-
Fransiz yazar Patrick Modiano, 8 Ekim 2014 tarihinde, ‘Hatira sanatini akil almaz insan hikayelerini dile getirmekte ve isgal altinda hayati ortaya cikarmakta kullanisindan dolayi' gerekcesiyle Nobel Edebiyat Odulunu aldi.
"Bir onbes yil daha gecti. Hepsi ayni sis perdesi altinda birbiri icinde eriyip kayboldular. Thérése Caisley’den bir daha hicbir haber almadim. Bana verdigi telefon numarasi yanit vermedi, sanki Caisley’ler Majorca’dan hic donmemislerdi. Gecen yildan bu yana, belki olmustu. Belki gelecekte bir Pazar gunu, onu Corvisar sokagi civarinda gorecektim. Agustos ayi; saat gecenin on biri; tren banliyonun ilk duraklarini gecerken yavasladi. Burada, neon lambasinin mor isigi altindaki issiz peronlarda, Majorca’ya gitme hayalleri kurmustuk..." En Uzagindan Unutusun
/cdn.vox-cdn.com/uploads/chorus_image/image/41342696/1979703_10152412605024103_2924351927674198119_n.0.0.jpg)
“Another fifteen years have gone by, all running together in the fog, and I've heard nothing from Thérèse Caisley. There was no answer at the telephone number she'd given me, as if the Caisleys had never come back from Majorca. She might have died sometime in the past year. Maybe I would find her one Sunday on the Rue Corvisart. It's eleven o'clock at night, in August, and the train has slowed down to pass through the first suburban stations. Deserted platforms under the mauve fluorescent lights, where they used to dream of departures for Majorca…”
-
Belaruslu arastirmaci gazeteci, deneme yazari ve tarihci Svetlana Aleksandrovna Aleksiyevic, 8 Ekim 2015 tarihinde ‘Cagimizin acilari ve cesaretini anitlastiran cok sesli eserleri icin’ gerekcesiyle Nobel Edebiyat Odulunu aldi.
“Kiz cocuklarindan biri bana, seksen alti yili sonbaharinda sinifca tarlaya gonderildiklerini anlatmisti. pancar ve havuc toplamak icin. Her adimda olu fareler cikiyormus karsilarina, onlar da gulusuyormus ; ‘Iste simdi fareler, bocekler ve solucanlar oluyor, sonra tavsanlarla kurtlar olecek. Onlarin ardindan da biz,’ diye gulusuyorlarmis. En son insanlar olecekti. Hayvanlarin ve kuslarin bulunmadigi bir dunyanin neye benzeyecegini hayal etmeye baslamislardi. Farelerin bulunmadigi bir dunya. Bir sureligine yasayan tek canli insan olacakti. Yapayalniz. Sinekler bile ucusmayacakti etrafta. O cocuklarin yaslari on iki ile on bes arasinda degisiiyordu. Ve tam da boyle bir gelecekleri olacagini dusunuyorlardi.”

“One girl told me their class was sent out into the countryside in the autumn of 1986 to harvest the beetroots and carrots. They were constantly coming across dead mice, and they joked among themselves that the mice would die out, then the beetles and worms, then the hares and wolves, and then us. People would be the last to die out. They began imagining a world without animals and birds.Without mice. For a time, there would be only people alive, all alone. There would not even be flies buzzing around. Those children were aged between twelve and fifteen. That is how they saw their future.”
-
Netflix, hafizasini kaybeden Alex'e ikizi Marcus'un yardimini konu edinen dizisi Tell Me Who I Am'in fragmanini yayinladi.
-
Netflix, Dakar'in bir banliyosunde denizde kaybolan 17 yasindaki Ada, sonra mahalleye donen genc inşaat iscisi Souleiman'a asik olmasini konu edinen dizisi Atlantics'in fragmanini yayinladi.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri