Oyuna erken başlayıp evleri dükkanları kapmak mı?
Sanki evler dükkanlar bedava dağıtılmış da kimse sizin dedenize haber vermemiş gibi söylüyorsunuz.
"Oyuna yeni girenlerin ne gibi bir şansı olabilir" derken, kim oyuna yeni girmiş ki?
Kimse gökten düşmedi. Herkesin babası dedesi vardı.
(Yetimhanede büyüyüp hayata sıfırdan başlamak zorunda olanlar istisna)
Babalar dedeler zamanında toprağa bir çekirdek soksaydı, bugün torunlar meyve yerdi.
Yıl 1979.
Rahmetli babam renault-mais'te çalışıyor.
Bir gün renault-mais'ten diyorlar ki, "eleman azaltacağız, biz rastgele atmayalım, isteyen gönüllü çıksın, tazminatı neyse tıkır tıkır ödeyeceğiz.
Babam ve birkaç kişi daha tazminatı alıp çıkıyorlar.
Babam o tazminatla taksi plakası alıyor. Üste de az bişey para artıyor, onu da kötü gün parası diye kenara koyuyoruz, üzerine kırk tane düğüm atarak.
Aynı tazminatı alan diğer arkadaşları ne alıyor biliyor musunuz? Buzdolabı, renkli televizyon, ışıl ışıl avizeler, vitrinler, ıvır zıvır çer çöp. Fakat o dönemin gayet havalı şeyleri bunlar.

Kimisi de gezip tozup parayı çıtır çıtır yiyor.
Şimdi o renkli televizyon alanlar veya parayı çıtır çıtır yiyenler de aynen sizin gibi "millet evleri dükkanları kapmış" diyordur.
Ben, renkli televizyonu olanların penceresinden içeri bakarak büyüdüm.
Bugün kazık kadar karılar kopan düğmesini bile dikmeyi bilmezken, ben daha ilkokul çağında yırtık ayakkabımı kendim dikerdim.
zaman geçti, ergen olduk, etrafta yaşıtlarımız her şeye sahip olup hava atarken biz sadece zaruri ihtiyaçlarımızı gidererek yaşadık.
Ama 20'li yaşlarda kendi adıma daire alacak kişisel param olmuştu.
Uzun lafın kısası, kimse monopoliye sizden daha erken başlamadı, kimse de hiç bir şeyi bedava bulmadı.
Hatayı yanlış yerde ve yanlış kişilerde arıyorsunuz.
Yer İmleri