-
Kimberly Elise, Steve Harris ve Tyler Perry’nin rol aldigi komedi Deli Bir Siyah Kadinin Gunlugu (Diary of a Mad Black Woman), 25 Subat 2005’de Amerika’da vizyona girdi.


-
25 Subat 2007’de duzenlenen 79. Akademi Odul Toreninde, Martin Scorsese’nin yonettigi Kostebek (The Departed, 2006) En Iyi Film; Helen Mirren, Kralice (The Queen, 2006) filmi ile En Iyi Aktris; Forest Whitaker, Iskocya'nin Son Krali (The Last King of Scotland, 2006) filmi ile En Iyi Aktor odulunu aldilar.


-
“Farkli insanlar digerleri gibi degildir fakat farkli olmak utanilacak bir sey degildir. Cunku diger insanlar boyle harikulade insanlar degillerdir. Onlar binin yuz katidir. Sen bir’likteki ‘bir’sin. Onlar dünyanin her karisindalar — Sen yalnizca buradasin — Onlar cali cirpi kadar alisildiklar — Ama sen — Sen mavi gullersin!” Tennessee Williams, Sirca Kumes

“The different people are not like other people, but being different is nothing to be ashamed of. Because other people are not such wonderful people. They're one hundred times one thousand. You're one times one! They walk all over the earth. You just stay here. They're common as — weeds, but — you — well, you're — Blue Roses!”
-
“Biliyorum benimle dalga gectin. Biliyorum beni yerlerde surundurmekten keyif aldin. Nereye kadar sabredecegimi gormek istiyorsun.Cevirdigin dolaplarda oturu gogsune bir hancer saplasam,yuregini paramparca etsem ve erkeklere cilve yapan,onlarla dalga gecen kadinlarin onune atsam yeridir. Ama bu beni daha da perisan eder. Kacip gidecegim senden.Cilvelerine,gozyaslarina,oyunlarina lanet olsun.Bana kadinlarin erkekler uzerindeki o igrenc iktidarinin tadini tattirdin.Bunun bedelini odedim.Sorun sadece onun hakkindan gelmek degil,onu kucumsemek. Ama en iyisi kacip gitmek.” Carlo Goldoni, Lokantaci Kadin

“So che tu m'ingannasti, so che trionfi dentro di te medesima d'avermi avvilito, e vedo sin dove vuoi cimentare la mia tolleranza. Meriteresti che io pagassi gli inganni tuoi con un pugnale nel seno; meriteresti ch'io ti strappassi il cuore, e lo recassi in mostra alle femmine lusinghiere, alle femmine ingannatrici. Ma ciò sarebbe un doppiamente avvilirmi. Fuggo dagli occhi tuoi: maledico le tue lusinghe, le tue lagrime, le tue finzioni; tu mi hai fatto conoscere qual infausto potere abbia sopra di noi il tuo sesso, e mi hai fatto a costo mio imparare, che per vincerlo non basta, no, disprezzarlo, ma ci conviene fuggirlo.”
-
“Ey citirlarin en guzeli dilber, kalbimi ayaklarinin dibine filan atiyorum cigne diye. Elimde bir gul olsa sana verirdim. Simdi yagmur yagsa ve yerler bok gibi camur icinde olsa, narin ayaklarina bok pusur bulasmasin diye giysilerimi yere sererdim. ‘Bütün bunlari soylerken hastaligin geri cekildigini filan hissedebiliyordum, ey kardeslerim.İzin ver de,’ diye ciyakladim, ‘sana tapayim ve bu pis dunyada yardimcin ve koruyucun filan olayim.’ Sonra aklima uygun bir laf gelince dedim ki: ‘Izin ver gercek sovalyen olayim,’ sonra da egilerek selam vermeye filan basladim. Sonra kendimi cidden salak gibi hissettim, cunku bu citir da Sanju tiyatrodaymisiz gibi seyircileri egilerek selamlayip dans ede ede gitti, isiklar yaninca millet alkisladi. Seyircilerin arasindaki bazi moruk lavuklar bu citiri gozleriyle yiyorlardi, pis ve seytani bir sehvete filan kapilmislardi, ey kardeslerim.” Anthony Burgess, Otomatik Portakal

“O most beautiful and beauteous of devotchkas, I throw like my heart at your feet for you to like trample all ovei If I had a rose I would give it to you. If it was all rainy and cally now on the ground you could have my platties to walk on so as not to cover your dainty nogas with filth and cal.' And as I was saying all this, O my brothers, I could feel the sickness like slinking back Xet me,’ I creeched out, Worship you and be like your helper and protector from the wicked like world ’ Then I thought of the right slovo and felt better for it, saying. "Let me be like your true knight,’ and down I went again on the old knees, bowing and like scraping. And then I felt real shooty and dim, it having been like an act again, for this devotchka smiled and bowed to the audience and like danced off, the lights coming up to a bit of applause And the glazzies of some of these starry vecks in the audience were like popping out at this young devotchka with dirty and like unholy desire, O my brothers.”
-
"Mesele o odanin icinde bes on saat oturuvermekte… Luzumsuz gibi gorunur ama bunsuz da dunya donmuyor. Oyle ya, herhalde boyle bos oturmanin da bir hikmeti var. Bir bakarsin, hukumetteki islerin hepsini eli kalem tutan iki kisi bile cevirir dersin. Lakin o kalabalik olmasa alem birbirine girer. Mesele memurlarin yaptigi iste degil, onlarin mevcut olmasinda. Simdi sen o tozlu odada oturdukca kendi kendine: ‘Benim burada ne luzumum var?’ diyeceksin! Yanlis!.. Madem ki sen bir kere hukumet kapisindan iceri adimini attin, artik luzumlusun. Sen olmasan muhakkak bir yerde bir aksaklik cikar... "

"Il s'agit tout simplement de rester là, dans ce bureau, une dizaine d'heures par jour... Cela peut sembler inutile, mais sans cela, la terre s'arrêterait de tourner... Eh oui, ça doit servir à quelque chose de se tourner les puces ! Peut-être qu'il suffirait de deux personnes pour faire tout le travail de l'administration. Mais s'il n'y avait pas toute cette foule de fonctionnaires, ça serait le chaos. Ce n'est pas le travail qu'ils font qui compte mais simplement leur présence. Evidemment, à chaque fois que tu te trouveras dans ce bureau poussiéreux tu vas te dire : ‘A quoi je sers ici ?’ Erreur ! ... Dès lors que tu es entré dans la fonction publique, tu deviens indispensable… " Sabahattin Ali, Youssouf le taciturne
-
“Eliyle Omer’in basini durttu:
- Bu kafa busbutun baska isler becerebilir… Sen kendini ziyan ediyorsun, halbuki buna hakkin yok!..
Mademki herkes gibi degilsin, onlardan daha akilli, daha ustunsun, onlara hukmetmek hakkin, hatta vazifendir. Yalniz bunu istemen lazim. Her seyi feda edebilecek kadar siddetle istemen ve butun arzularini bir tek gayeye: Insanlara hukmetmek, onlarin basina gecmek gayesine hasretmen lazim. Sonra senin gibi hayallerle, cocukca, daha dogrusu kadinca hislerle ugrasmak da insani berbat eder. Hayatini nasil olup da bir kadina bagladigina sasiyorum. Kadin bir oyuncaktan baska nedir? Erkek, tam manasiyla erkek ol… Erkek sert, hasin, aciz hislere yabanci, sadece kuvvete tapan mahluktur. Dunyaya bizim gibi insanlar kendi kafalarinda tasavvur ettikleri sekli vermeli ve koyun surusunden farki olmayan halk ise sadece tabi olmalidir. Bunu sabit fikir halinde kafana yerlestirir ve maddi, manevi butun kuvvetlerinle bu yolda calisirsan muhakkak gayene varirsin… Muvaffak olmamak ihtimali pek azdir; belki de hc yoktur…”
Omer ona yandan bir goz atti. Nihat’in bu kadar kendinden gecerek zirvaladigini ilk defa goruyordu:
- Hasta misin kardesim? diye sordu.”

“Il tapota la tête d'Omer :
- Cette tête là peut mieux faire... Tu te fais du tort et tu n'en as pas le droit !
Tu n'es pas comme tout le monde, tu es intelligent, supérieur aux autres, tu as le droit de les prendre en mains, c'est même ton devoir. Il suffit que tu le veuilles. Tu dois être absolument résolu et prêt à tout sacrifier pour atteindre ce but: diriger les autre, les commander. Il n'y a rien de tel pour gâter un homme que de vivre dans les rêves, d'entretenir les sentiments dignes d'un enfant, ou plutôt d'une femme. Je me demande comment tu as pu lier ta vie à une de ces créatures. Elles ne sont rien de plus que des jouets. Sois un homme digne de ce nom, un être ferme, dur et impitoyable, qui n'a de culte que pour la force. Les gens de notre espèce doivent modeler le monde selon leurs conceptions et le troupeau n'a qu'à se soumettre.
Omer le regarda du coin de l'oeil. Jamais Nihat n'avait déliré à ce point-là :
- Tu es malade mon vieux demanda -t-il ?
Nihat leva la main comme pour le saisir à la gorge et marmonna :
- Imbécile... J'essaie seulement de te parler comme à un homme. Tu ne veux pas te ****dre à nous ?”
-
FX, yillardir aradigi babasinin Zodiac katili olabilecegini fark eden Gary L. Stewart’in gercek hayat hikayesini anlatan belgesel dizisi The Most Dangerous Animal of All’dan fragman yayilandi.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri