ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaklaşık dört günlük çalışmanın ardından vergi paketi ve vergi yasası dün Meclisten geçti. Burada emekliye 2.500 lira bir zam yapıldı.
Şimdi, özellikle yasa görüşülürken, uzadıkça tabii arayan emeklilerimiz oldu. Buna üzülmek mi, ağlamak mı, hayret etmek mi gerekiyor? Ama öyle ilginç birkaç telefon geldi ki “Bu yasayı geçirin, bakkala söz verdim ya da faturamı ödeyeceğim.” Şimdi bunu niye söylüyorum? Emekli Türkiye'de bu hâle gelmiş ama açlık sınırı 25 bin liraya yaklaşmış, biz dün emekliye 2.500 lira zam yaptık, en düşük emekli maaşı 12.500 lira oldu; bununla övündük.
Sayın Cumhurbaşkanı -üzülerek söylüyorum- şöyle bir cümle kullandı bizim için, muhalefet için: “Onların sırtında küfe yok ki.” Şimdi kimin sırtında küfe var ve kimin sırtındaki küfede, içinde nasıl bir yük var? Evet, bizim sırtımızda bir küfe zamanı geldiğinde olacak; orada emekli, çiftçi, işçi, ezilen kesim olacak, onlar için bir mücadele vereceğiz. Ama Sayın Cumhurbaşkanının, iktidarın sırtında nasıl bir küfe var, o küfenin içerisinde kimler var? Bakın, altı aylık maliyet, 2.500 lira zam yaptık, övündük, 33 milyar. Milyonlarca emekli 33 milyar iktidara -“külfet” diyor kendileri- ek bir bütçe oldu, 2.500 lira aldı ve bunu bir yük olarak gördü Sayın Cumhurbaşkanı.
Şimdi, geçen senenin en çok tartışılan konusu neydi? Demirören Grubunun Doğan Medya Grubunu alırken Ziraat Bankasından, Halk Bankasından ve Vakıfbanktan çekmiş olduğu yaklaşık -ki bugün faiziyle- 1,6 milyar dolarlık kredi, Türk parasına çevirdiğimiz zaman 50 milyar. Şimdi küfelere bakalım, bir tarafta Cumhurbaşkanının sırtındaki küfede milyonlarca emekli var, 2.500 lira vermişiz, toplam maliyeti 33 milyar. Bir tarafta, bir küfede Yıldırım Demirören var, devletin bankasından 50 milyar krediyi çekmiş, onun üzerine oturmuş, ödemez de ödemez, o da küfedeki diğer yük. Hangisi ağır geliyor size Sayın Başkan, değerli milletvekilleri soruyorum? Benim kanıma dokunuyor bu. Ziraat Bankasından, Vakıfbanktan kredi çekip televizyon kanalı alan ve o kanalda muhalefete sürekli saldıran bir yayın organının sahibi olan bu kişi, devlete bu parayı ödemeyecek ama küfede yük olmayacak, emekli küfede yük olacak. Ben bunu vicdani, ben bunu ahlaki görmüyorum. Bakın, altı yıldır bu Parlamentoda görev yapıyorum, altı yıldır, 66 defa ben Demirören’in bu borcunu gündeme getirdim, savcılığa suç duyurusunda bulundum, kendisi hakkında bulundum, banka yöneticileri hakkında bulundum; bütçede konuştum, burada konuştum, konuştum, konuştum, konuştum hâlâ tahsis edilemedi hatta icraya vermektense yeşil alan olan arazisine imar çıkarmak gibi çok çirkin bir yönteme başvuruldu. Ama dün bütçe 33 milyarlık bir yük 2.500 liralık zam yaptık, bunu tartıştık ve bunu bir marifetmiş gibi anlattık. Hani bütçede yer yoktu? İşte, emekli için gayet de aslında bütçede yer bulabilecek bir para var; Demirören’de halkın, çiftçinin, memurun bankası Ziraat Bankasının, Vakıfbankın parası var, 50 milyar bugün. Ben bunu halka şikâyet ediyorum, halkımıza şikâyet ediyorum, Adalet ve Kalkınma Partisindeki milletvekillerine, Milliyetçi Hareket Partisindeki milletvekillerine özellikle şikâyet ediyorum: Bakın, bu durumu bir gözden geçirin.
Yer İmleri