Sayfa 4061/7020 İlkİlk ... 306135613961401140514059406040614062406340714111416145615061 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 32,481 - 32,488 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Librettosu Ruggero Leoncavallo tarafindan yazilan ve bestelenen I Pagliacci operasi ilk kez 21 Mayis 1892'de Milano, Teatro Dal Verme'de Arturo Toscanini yonetiminde sahnelendi.





  2. Populer romanlarin Amerikali yazari Harold Robbins’in dogum yildonumu (21 Mayis 1916)

    Firtinanin sekizinci gunuydu. O gune kadar, boylesine siddetli bir firtinaya rastlanmamisti. Kervandakilerin hepsi daha kucucukken dinledikleri deveci ihtiyar Mustafa'nin anilari arasinda bile boyle bir firtinayi duymamislardi. Mustafa kefiyesiyle yuzunu iyice orterek kervanbasi Fuat'in cadirina dogru zorlukla ilerlemeye calisti. Yolunu kaybedip de ucsuz bucaksiz colun ortasinda kalmamak icin, ara sira duraklayip ortuyu aralayarak cevresine bakmiyordu. Her durusunda da o minicik kum taneleri birer igne gibi yuzune saplaniyordu. Yasli adam, cadira girmeden once durdu, genzine dolan kum tanelerinden kurtulmak icin kendini zorlayarak, tukurmeye calisti. Ama agzi islanmamisti bile, sadece kumun puturlu kurulugunu hissediyordu. Fuat, titrek aleviyle karanlikta golgeler olusturan yag kandilinin durdugu masanin yanindaki koltugundan deve surucusune sessizce bakti. Dev gibi bir adamdi; konusmaktan da pek hoslanmazdi.”



    “It was the eighth day of the storm. There had never been a storm like this one before. Not even in the memory of old Mustapha, the camel keeper, who was himself an old man when all the others in the caravan were boys.Holding his ghutra close to his face, he made his way laboriously toward the tent of Fouad, the caravan master, pausing every few moments to peer through the narrow cloth slits, to make sure he did not lose his bearings and wander away from the tiny shelter of the oasis out into the ripping, swirling sand of the open desert. Each time he stopped, the grains of sand tore into his face like so many shotgun pellets. He hawked and summoned up his spit to clear his throat before he entered the small tent. But there was no moisture, only the grainy dryness of the sand.Fouad looked up at the camel keeper from his chair next to the small table on which the oil lamp flickered, lending only shadows in the darkness. He did not speak. A giant of a man, he was not much given to words.”

  3. Amerikali roman yazari Eleanor Emily Hodgman Porter’in olum yildonumu (21 Mayis 1920)

    "Bir baba, bir sabah annesinin odun sandigini doldurmayi reddeden ogluna 'Tom' dedi. 'Senin, gidip annene odun getirmekten mutluluk duyacagini biliyorum.' Tom bir kelime bile soylemeden gitti. Nicin? Cunku babasi acik bir bicimde, ondan dogru olan bir sey yapmasini bekledigini gostermisti. Oysa, boyle degil de, ornegin soyle bir sey soyleseydi, istedigini yaptiramayacakti ve eminim odun sandigiyine bos kalacakti: "Tom bu sabah annene soylediklerini duydum ve senden utandim. Hemen git ve su odun sandigini doldur!"

    Rahip, tekrar tekrar bu satirlari ve digerlerini okudu:

    "Insanlar cesaretlendirilmeyi beklerler. Onlara ozgu olan direnme gucleri zayiflatilmamali, bilakis guclendirilmelidir. Bir insanin devamli olarak yetersizliklerini yuzune vurmaktansa; ona meziyetlerini, yeteneklerini soylemelidir. Onu kotu huylarindan kurtarmaya calisin. Ona gercek benligini; iyi yonlerini tanitin. Boylece onu kazanirsiniz. Guzel, iyiliksever ve umitli bir kisilik bulasicidir. Bir kiside bulunan bu nitelikler, butun kasabaya da gecebilir. Insanlar kafalarinda ve kalplerinde olanlari yayarlar. Eger bir kisi iyi niyetli ve yumusak basliysa, eninde sonunda komsusu da ona benzeyecektir. Fakat o birey, kas catar ve surat asarsa, komsusu da buna fazlasiyla karsilik verecektir. Eger kotuluk arar ve bunu beklerseniz, kotuluk bulursunuz. Iyilik bulacaginizi bilirseniz, iyilige kavusursunuz. Oglunuz Tom'a odun sandigini doldurmaktan memnun olacagini bildiginizi soyleyin. Goreceksiniz ilgi ve istekle o, ise baslayacaktir. Rahip elindeki dergiyi birakip basini kaldirdi. Biraz sonra ayaga kalkmis, odada bir asagi bir yukari gidip gelmeye baslamisti. Bir sure sonra, derin bir nefes alip kendisini masasinin basindaki koltuga birakti.”



    "A father one day said to his son, Tom, who, he knew, had refused to fill his mother's woodbox that morning: 'Tom, I'm sure you'll be glad to go and bring in some wood for your mother.' And without a word Tom went. Why? Just because his father showed so plainly that he expected him to do the right thing. Suppose he had said: 'Tom, I overheard what you said to your mother this morning, and I'm ashamed of you. Go at once and fill that woodbox!' I'll warrant that woodbox, would be empty yet, so far as Tom was concerned!"

    On and on read the minister--a word here, a line there, a paragraph somewhere else:

    "What men and women need is encouragement. Their natural resisting powers should be strengthened, not weakened. Instead of always harping on a man's faults, tell him of his virtues. Try to pull him out of his rut of bad habits. Hold up to him his better self, his real self that can dare and do and win out! The influence of a beautiful, helpful, hopeful character is contagious, and may revolutionize a whole town. People radiate what is in their minds and in their hearts. If a man feels kindly and obliging, his neighbors will feel that way, too, before long. But if he scolds and scowls and criticizes--his neighbors will return scowl for scowl, and add interest! When you look for the bad, expecting it, you will get it. When you know you will find the good--you will get that. Tell your son Tom you know he'll be glad to fill that woodbox--then watch him start, alert and interested!" The minister dropped the paper and lifted his chin. In a moment he was on his feet, tramping the narrow room back and forth, back and forth. Later, some time later, he drew a long breath, and dropped himself in the chair at his desk."

  4. Black Mountain uyesi, 60'tan fazla kitap yazan, ve Charles Olson, Robert Duncan, Allen Ginsberg, John Wieners ve Ed Dorn'un yakin dostu Amerikali sair ve yazar Robert White Creeley’in dogum yildonumu (21 Mayis 1926)



    Ask ugruna – kafatasini acar
    bir mum
    yerlestirirdim
    gozlerinin arkasina.

    Bir tilsimin
    ve sasirtinin erdemlerini
    unutursak
    olmus demektir
    icimizdeki ask.



    Dun gece dusumde
    korkunun sona erdigini
    gordum; tozlar, sular,
    kadinlarla erkekler
    birlikte geldiler yeniden
    ve her sey sessizlik icindeydi
    soluk ay isiginda.

    Boyle bir sabrin zafer sarkisi
    guluyor, guluyorlar bana
    ve gunler, yeryuzunun
    o genis ortusunu cekiyorlar ustume
    otlar, agacla ciceklenen
    mevsimle kim bilir neden

  5. Fransiz para-surrealist yazar ve sair René Daumal'in olum yildonumu (21 Mayis 1944)

    Oluyum, cunku hicbir arzum yok,
    Arzum yok cunku sahip oldugumu dusunuyorum,
    Sahip oldugumu dusunuyorum, cunku vermeye calismiyorum;
    Vermeye calistigimizdaysa hicbir şeye sahip olmadigimizi goruruz,
    Hicbir seye sahip olmadigimizi gordugumuzdeyse, kendimizi vermeye calisiriz,
    Kendimizi vermeye calistigimizdaysa, bir hic oldugumuzu anlariz,
    Bir hic oldugumuzu anladigimizdaysa, olmayi arzulariz,
    Olmayi arzuladigimizdaysa, yasamaya baslariz.



    Je suis mort parce que je n’ai pas le désir,
    Je n’ai pas le désir parce que je crois posséder,
    Je crois posséder parce que je n’essaye pas de donner ;
    Essayant de donner, on voit qu’on n’a rien,
    Voyant qu’on n’a rien, on essaye de se donner,
    Essayant de se donner, on voit qu’on n’est rien,
    Voyant qu’on est rien, on désire devenir,
    Désirant devenir, on vit.

  6. Sayisiz romantik romanlarin Amerikali yazari Janet Anne Haradon Dailey’nin dogum yildonumu (21 Mayis 1944)

    “Yedi yil once Valerie, Maryland'deki evinden ayrilmak zorunda kalmis, o gunden sonra onun adini bile anmayan buyukbabasi simdi olmustu. Valerie kisa bir sure icin bile olsa, ogluyla birlikte eve donmek ve Judd Prescott ile karsilasmak zorundaydi. Bu zoraki beraberligin tum rahatsiz edici yonlerine ragmen Judd, Valerie icin hala cekiciligini koruyordu. Oysa Valerie yedi yil once onun yuzunden evi terk etmisti ve Judd yillar sonra dahi bu kacisin gercek nedenlerden habersizdi.”



    “Seven years ago, Valerie had to leave his home in Maryland. Turned out of her grandfather's house, she had raised Tadd, her son, all alone. Now, after seven years, she had returned home for her grandfather's funeral--even though it meant confronting Judd Prescott again. Judd… who didn't know he was Tadd's father. The man was more compellingly attractive than ever--but if Valerie had learned one thing it was to stay away from Judd Prescott. If only Judd would stay away from her!”

  7. Lauren Bacall ve Humphrey Bogart 21 Mayis 1945 tarihinde Malabar Farm State Park'ta evlendiler.




  8. Amerikali aktor ve dizi oyuncusu (Lawrence Tureaud) Mr. T’nin dogum gunu (21 Mayis 1952)




Sayfa 4061/7020 İlkİlk ... 306135613961401140514059406040614062406340714111416145615061 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •