Sayfa 4541/7020 İlkİlk ... 354140414441449145314539454045414542454345514591464150415541 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 36,321 - 36,328 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Fransiz Empresyonist ressam Gustave Caillebotte'nin dogum yildonumu (19 Agustos 1848)

    Giorno di pioggia a Parigi (Jour de pluie à Paris - Paris Street; Rainy Day, 1877)




    Les jardiniers, ca. 1875-1877



    https://www.youtube.com/watch?v=aGped5MmPNo

  2. Fransiz ressam Pierre Waidmann’in dogum yildonumu (19 Agustos 1860)

    Huy (Belgique), 1906




    Effet de neige, 1911


  3. Amerikali ressam George Wesley Bellows’un dogum yildonumu (19 Agustos 1882)

    Men of the Docks, 1912




    Cliff Dwellers, 1913 (Los Angeles County Museum of Art)


  4. Rumen ressam ve profesor Theodor Aman’nin olum yildonumu (19 Agustos 1891)

    Vlad the Impaler and the Turkish Envoys, 19th century




    Gypsy Girl, 1884


  5. Ingiliz filozof Gilbert Ryle'in dogum yildonumu (19 Agustos 1900)

    "Kafamin icinde bir melodi akip giderken, odalar arasindaki duvara kulagimi dayadigim zaman komsumun boguk boguk islik calmalarini isittigim sekilde, bir operatorun kafatasimin icine gomulu orkestrayi ortaya cikaracagini, ya da bir doktorun kafatasima stetoskopunu koyarak iceride sarip sarmalanmis bir muzik parcasini dinleyecegini hic kimse dusunmez."



    "No one thinks that when a tune is running in my head, a surgeon could unearth a little orchestra buried inside my skull or that a doctor by applying a stethoscope to my cranium could hear a muffled tune, in the way in which I hear the muffled whistling of my neighbour when I put my ear to the wall between our rooms."



    "Onlarin yurekleri memleketin kotu durumunun umutsuz oldugunu duyduklari zaman usulen carpar ama istahlari etkilenmemis olarak kalir ve yasamlarinin siradan akisi bozulmaz. Onlarin bir ordunun resmi gecidiyle gogusleri kabarir, ama onlar kendileri bu resmi gecit icinde olmaktan kacinirlar. Onlar daha cok tiyatro izleyicisine ve roman okuyucusuna benzerler ve elbette gercek sancilar, uzuntuler, titreme ve umutsuzluk cirpinislari, kizginlik, nese ve tiksinme hissederler ama bunlarin bir yalandan-inanma oldugunu tiyatro izleyicilerinin ve roman okurlarinin anlayabilmesi gibi bir fark vardir ortada."



    "Their hearts duly sink wheu they hear that their country's plight is desperate, but their appetites are unaffected and the routines of their lives are unmodified. Their bosoms swell at a march-past, but they avoid marching themselves. They are rather like theatregoers and novel readers, who also feel genuine pangs, glows, flutters and twinges of despair, indignation, exhilaration and disgust, with the difference that the theatregoers and novel readers realise that they are making-believe."

  6. Amerikali sair Ogden Nash’in dogum yildonumu (19 Agustos 1902)

    Bankalari ovmek icin yazildi bu siir.
    Para sikirtisi neymis gor, hele bir bankadan iceri gir!
    Bir de garip bir ses duyacaksin, ne kadin sesi o, ne su siriltisi,
    Bilirim, duymuslugun yok, o, binlik banknotlarin hisirtisi.
    Mermer konaklarda otururmus bankerler, haklari,
    Bosuna mi yillar yili ‘Milli Kalkinma’ diye bagirip cagirdiklari!
    Asil, bir usulleri var, ona borclular her seyi, o bir bozulmaya
    gorsun, bankalarin isi bitti:
    Kisacasi, paraya muhtac olanlardan gayrisina acilir kredi.
    Sizi bilmez miyim hic, anli sanli bankerler, nasil da kili kirk yararsiniz!
    Siz, ev kirasini odemek icin borc istemeye gelen vatandaslari
    kurus koklatmaksizin dehliyebilen milli kahramanlarsiniz.
    Evet. Siz, cocugum dogacak diye elli dolar borc istemeye
    gorsun bir dar gelirli,maymunlara zart zurt eden
    Tarzan edasiyle bakarsiniz suratina…



    This is a song to celebrate banks,
    Because they are full of money and you go into them and all
    you hear is clinks and clanks,
    Or maybe a sound like the wind in the trees on the hills,
    Which is the rustling of the thousand dollar bills.
    Most bankers dwell in marble halls,
    Which they get to dwell in because they encourage deposits
    and discourage withdrawals,
    And particularly because they all observe one rule which woe
    betides the banker who fails to heed it,
    Which is you must never lend any money to anybody unless
    they don't need it.
    I know you, you cautious conservative banks!
    If people are worried about their rent it is your duty to deny
    them the loan of one nickel, yes, even one copper engraving
    of the martyred son of the late Nancy Hanks;
    Yes, if they request fifty dollars to pay for a baby you must
    look at them like Tarzan looking at an uppity ape in the jungle…

  7. Perulu sair ve ressam César Moro’nun dogum yildonumu (19 Agustos 1903)

    Beliriyorsun…
    Yasam ortada
    Yagmur kokusu ortada
    Seni yaratiyor yagmur
    Kapimi caliyorsun
    Agac
    Kent yelken actigin deniz
    Adimlarinla basliyor gece
    Uzaklarda beliriyor yurek
    Alnina uzaniyor
    Bir buyu gibi isildiyorsun Altin dagi karli dag
    Sacinin gorkemli dumaniyla
    Gozlerinde gecenin hayvanlariyla
    Korlardan olusmus govdenle
    Parcalara boldugun geceyle
    Ellerinden dusen gece parcalariyla
    Gelisinin tutusturdugu sessizlikle
    Dalgalarla kabarmalarla
    Evlerin salinisiyla
    Isiklarin salinisiyla karanlikta
    Sozcuklerinle
    Irmaga benzeyen bir sokakla
    Geldin ve gittin bir an icinde
    Yasamimi aramaya basliyorsun
    Beklenen olumu
    Seni gondermenin yarattigi olumu
    Sessizlikleri bekleyisi
    Geldigin anda yasanacak gunu
    Golgelerle sariyorsun beni
    Beni isitiyorsun
    Bulundugun o fosforlu denizde boguyorsun beni
    Suskunluklarin oldugu yerde
    Soyut ve korkulu kavramini duyuyorum varliginin
    Seninle o kavram arasinda
    Mahserde yildizlar belirmeye basliyor
    Kaplan kukreyisleri ve yaslar arasinda
    Sevinc yaslari ve sonsuz agitlar arasinda
    Seni baglamak istedigim avunmada
    Govdenin yamacinda
    Isiyan ayaklarinda
    Ayaklarinin burclarinda
    Yeryuzu gecesinde
    Sana zincirlenmis o dilsiz gecede
    Kanina karismis gecede
    Yucelterek basinin sirca cicegini
    Gezegenleri ve trenleri kapsayan akvaryumda
    Dunyayi yayan birakan
    Ve denizleri dengede tutan gucte
    Ve isiltili beyninde
    Ve sonsuz sarilisimda benim
    Ve durmadan dogan sevgide
    Seni saran sevgide
    Ve silinmez izler birakan ayaklarinda
    Tarihin okunabilecegi yerde
    Evrenin geleceginde
    Ve senin varligina karismis
    Isikli gunlerimde



    Apareces
    La vida es cierta
    El olor de la lluvia es cierto
    La lluvia te hace nacer
    Y golpear a mi puerta
    Oh árbol
    Y la ciudad el rnar que navegaste
    Y la noche se abren a tu paso
    Y el corazón vuelve de lejos a asomarse
    Hasta llegar a tu frente
    Y verte como la magia resplandeciente
    Montaña de oro o de nieve
    Con el humo fabuloso de tu cabellera
    Con las bestias nocturnas en los ojos
    Y tu cuerpo de rescoldo
    Con la noche que riegas a pedazos
    Con los bloques de noche que caen de tus manos
    Con el silencio que prende a tu llegada
    Con el trastorno y el oleaje
    Con el vaivén de las casas
    Y el oscilar de luces y la sombra más dura
    Y tus palabras de avenida fluvial
    Ten pronto llegas y te fuiste
    Y quieres poner a flote mi vida
    Y sólo preparas mi muerte
    Y la muerte de esperar
    Y el morir de verte lejos
    Y los silencios y el esperar el tiempo
    Para vivir cuando llegas
    Y me rodeas de sombra
    Y me haces luminoso
    Y me sumerges en el mar fosforescente donde acaece tu estar
    Y donde sólo dialogamos tú y mi noción oscura y pavorosa de tu ser
    Estrella desprendiéndose en el apocalipsis
    Entre bramidos de tigres y lágrimas
    De gozo y gemir eterno y eterno
    Solazarse en el aire rarificado
    En que quiero aprisionarte
    Y rodar por la pendiente de tu cuerpo
    Hasta tus pies centelleantes
    hasta tus pies de constelaciones gemelas
    En la noche terrestre
    Que te sigue encadenada y muda
    Enredadera de tu sangre
    Sosteniendo la flor de tu cabeza de cristal moreno
    Acuario encerrando planetas y caudas
    Y la potencia que hace que el mundo siga en pie y guarde el equilibrio de los
    mares
    Y tu cerebro de materia luminosa
    Y mi adhesión sin fin y el amor que nace sin cesar
    Y te envuelve
    Y que tus pies transitan
    Abriendo huellas indelebles
    Donde puede leerse la historia del mundo
    Y el porvenir del universo
    Y ese ligarse luminoso de mi vida
    A tu existencia


    De profundis, ca. 1922




    Sin título, 1921


  8. Fransiz ressam William-Adolphe Bouguereau’nun olum yidonumu (19 Agustos 1905)

    Égalité devant la mort (Equality Before Death), 1848




    Nymphs and Satyr, 1873


Sayfa 4541/7020 İlkİlk ... 354140414441449145314539454045414542454345514591464150415541 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •