-
Hollandali ressam Matthijs Maris'in olum yildonumu (22 Agustos 1917)
A Corner of the Hague, 1860

Fairy tale, 1877
-
Amerikali korku ve bilim kurgu yazari Ray Douglas Bradbury'nin dogum yildonumu (22 Agustos 1920)

“Bir kulturu yok etmek icin kitaplari yakmaniza gerek yok. Insanlarin okumayi birakmasini saglayin. / Non devi bruciare i libri per distruggere una cultura. Basta far smettere alla gente di leggerli.”
"Sansliyiz ki onun gibi acayip kisiler cok SIK olmuyor. Onlarin bircogunu gec olmadan, daha tomurcukken nasil ayiklayacagimizi biliyoruz. Bir evi civisiz ve ahsapsiz insa edemezsin. Eger bir evin yapilmasini istemiyorsan, ahsap ve civileri sakla. Eger politik bakimdan mutsuz bir adam istemiyorsan, kaygilandiracak bir soruda ona iki bakis acisi verme, birini ver. Daha da iyisi verme. Birak savas gibi bir seyin var oldugunu unutsun. Eger Devlet yetersizse, havaleliyse ve vergi delisiyse, insanlarin Devlet uzerine endiselenmesindense birak boyle olsun. Huzur, Montag. Onlara yarismalar duzenle, en populer sarkilarin sozlerini, devletlerin baskentlerini veya Iowa'da gecen yil ne kadar misir yetistirildigini bilerek kazansinlar. Onlari patlamalarina neden olmayacak bilgilerle doldur, oyle lanet olasi 'olaylarla' tika basa yap ki, kendilerini bilgileriyle gercekten 'zeki' hissetsinler. Sonra dusunduklerini hissedecekler, hic kimildamadan hareket ettikleri hissine kapilacaklar ve mutlu olacaklar, cunku bu tur olaylar degismezler. Olaylarin baglantilarini kurmalari icin onlara felsefe veya sosyoloji gibi kaypak seyler verme. O zaman melankolik olurlar. Bugunlerde bir cok adamin yapabildigi gibi, TV duvarini ayirip tekrar birlestiren kisi, insani kaba, hayvansi hissettirmeden olculup bicilemeyecek olan evreni olcup bicmeye calisan kisiden daha mutludur. Biliyorum, ben denedim. Cehenneme kadar yolu var. Sen kuluplerini ve partilerini, akrobatlarini ve sihirbazlarini, gozupek adamlarini, jet arabalarini, motorsiklet helikopterlerini, seks ve eroini, otomatik refleksle yapilacak her seyi getir onlara." Fahrenheit 451

"Luckily, queer ones like her don't happen, often. We know how to nip most of them in the bud, early. You can't build a house without nails and wood. If you don't want a house built, hide the nails and wood. If you don't want a man unhappy politically, don't give him two sides to a question to worry him; give him one. Better yet, give him none. Let him forget there is such a thing as war. If the Government is inefficient, top-heavy, and tax-mad, better it be all those than that people worry over it. Peace, Montag. Give the people contests they win by remembering the words to more popular songs or the names of state capitals or how much corn Iowa grew last year. Cram them full of noncombustible data, chock them so damned full of 'facts' they feel stuffed, but absolutely `brilliant' with information. Then they'll feel they're thinking, they'll get a sense of motion without moving. And they'll be happy, because facts of that sort don't change. Don't give them any slippery stuff like philosophy or sociology to tie things up with. That way lies melancholy. Any man who can take a TV wall apart and put it back together again, and most men can nowadays, is happier than any man who tries to slide rule, measure, and equate the universe, which just won't be measured or equated without making man feel bestial and lonely. I know, I've tried it; to hell with it. So bring on your clubs and parties, your acrobats and magicians, your dare-devils, jet cars, motorcycle helicopters, your sex and heroin, more of everything to do with automatic reflex."
"Hayir, hic mutlu degildi. Mutlulugunu bir maske gibi takmisti. / No, non era felice. Egli portava la sua felicità come una maschera."
-
Isvecli ressam Anders Leonard Zorn'un olum yildonumu (22 Agustos 1920)
Summer fun, 1866

Woman in a boat, 1917
-
Cek ressam Vojtěch Antonín Hynais’in olum yildonumu (22 Agustos 1925)
The Judgement of Paris, 1892

A Girl, 1913
-
Turk sair Umit Yasar Oguzcan’in dogum yildonumu (22 Agustos 1926)
Ben senin en cok sesini sevdim
Bugulu cogu zaman, taze bir ekmek gibi
Once aska cagiran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en cok ellerini sevdim
Bir pinar serinliginde, kucucuk ve ak pak
Nice guzellikler gordum yeryuzunde
En guzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en cok gozlerini sevdim
Kah cocukca mavi, kah inadina yesil
Aydinliklar, esenlikler, mutluluklar
Hicbiri gozlerin kadar anlamli degil
Ben senin en cok gulusunu sevdim
Sevindiren, icimde umut cicekleri actiran
Unutturur bana birden acilari, guclukleri
Dunyam aydinlanir sen guldugun zaman
Ben senin en cok davranislarini sevdim
Gucsuze merhametini, zalime direnisini
Haksizliklar, zorbaliklar karsisinda
Vahsi ve magrur bir disi kaplan kesilisini
Ben senin en cok sevgi dolu yuregini sevdim
Tum cocuklara kanat geren anneligini
Nice sevgilerin bir pula satildigi bir dunyada
Sensin, her seyin ustunde tutan sevdigini
Ben senin en cok bana yansimani sevdim
Bende yeniden var olmani, benimle butunlesmeni
Mertligini, yalansizligini, dupdurulugunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

What I love most about you -
Your voice
it is like fresh bread
when you call me 'love'
I want to eat you then
Your hands
cool as spring water, small and white
in my hands when I wake up in the morning
Your eyes
sometimes sky blue, sometimes greenish
shining, mischievous, mirthful, flirting
their glances melt my heart
Your smiles
they grow fresh flowers inside me
they ease my pains, give me hope
Your attitude
merciful to the weak, you stand for justice
in your heart you are a tigress
Your heart
always full of love
brimming with motherhood
others sell love for a penny
you hold it above everything
Your thoughts
you live in me, you merge with me
you are honest, pure, faithful, loveful
I love you, love you, love you
always I love you...
-
Pulitzer Odullu Amerikali roman-kisa oyku yazari ve gazeteci Edna Annie Proulx’nun dogum gunu (22 Agustos 1935)

"Keske senden nasil vazgecebilecegimi bilseydim. / I wish I knew how to quit you.”

“Hicbir zaman yeterli vaktimiz olmayacak. / We will never have enough time.”
“Iyi dinle. Birlikte bir hayatimiİz olabilirdi. Cok guzel bir hayat. Kendi yerimiz olurdu. Ama sen bunu istemedin Ennis. Peki elimizde ne var ha? Brokeback Dagi! Her sey burada basladi, elimizde sadece o var sadece o! Hicbir seyi bilmesen de bunu bildigini umarim.”

“Tell you what, we could a had a good life together, a fuckin real good life. You wouldn’t do it, Ennis, so what we got now is Brokeback Mountain. Everthing built on that. It’s all we got, boy, fuckin all, so I hope you know that if you don’t never know the rest.”
-
Kariyerine 1960 yilinda 12 yasindayken, Sophia Loren'in kizi rolunu canlandirdigi Kizim ve Ben (La ciociara - Two Women) filmiyle baslayan Italyan aktris Eleonora Brown'in dogum gunu (22 Agustos 1948)

-
Kral (Elvis Presley), 22 Agustos 1956’da Umutsuz Ask (Love Me Tender / The Reno Brothers) filminin cekimlerine basladi.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri