-
Italyan sarkici, besteci, yapimci, komedyen, aktor, film yonetmeni ve TV sunucusu Adriano Celentano’nun 83.dogum gunu (6 Ocak 1938)


https://www.youtube.com/watch?v=Z9OS-IO9xj8
-
Ingiliz Hasta (The English Patient, 1996) filmi ile Akademi Odulu kazanan Ingiliz yonetmen Anthony Minghella’nin dogum gunu (6 Ocak 1954)

-
Ingiliz komedi aktoru ve yazari Rowan Atkinson’in dogum gunu (6 Ocak 1955)



-
Amerikali yazar ve roman yazari Elizabeth Strout’un dogum gunu (6 Ocak 1956)
“Bazen kendimi, Tennessee Williams'in Blanche DuBois icin yazdigi sekilde kederli hissediyorum : ‘Hep yabancilarin iyiligine bagimli oldum.’ Bircogumuz, pek cok kez yabancilarin iyiligi sayesinde kurtulmusuzdur;ancak bir sure sonra kulaga kamyon arkasi yazisi gibi klise gelir bu. Beni uzen de bu ; guzel ve dogru bir sozun cok SIK kullanildigi icin sonunda kamyon arkasi yazisi gibi yapay bir etki yaratmasi.” Benim Adim Lucy Barton

“I have sometimes been sad that Tennessee Williams wrote that line for Blanche DuBois, "I have always depended on the kindness of strangers." Many of us have been saved many times by the kindness of strangers, but after a while it sounds trite, like a bumper sticker. And that's what makes me sad, that a beautiful and true line comes to be used so often that it takes on the superficial sound of a bumper sticker.”
“Bir kadin kocasinin yaslanacagini, felc gecirecegini ve bir bakim evinde, bir sandalyeye yigilmis gibi oturacagini bile tahmin edebilir. Ama bir kadin, bir oglan cocugu buyutecegini, civarda guzel bir ev insa etmesine yardim edecegini, duzenli bir is olan podiatriye (ayak ve bilek sagligi) baslatacagini, sonra onu evlendirecegini, onun ulkenin bir ucuna tasinacagini ve bir daha asla, hatta canavar karisi tarafindan terk edildikten sonra bile evine geri donmeyecegini tahmin edemez. Hicbir kadin, hicbir anne bunu beklemez. Oglunun kendisinden calinmasini...” Kul Mevsimi

“A woman could even expect her husbandto get old and have a stroke and stay slumped in a chair at a nursing home. But awoman did not expect to raise a son, help him build a lovely house nearby, getstarted in a steady podiatry business, then have him marry and move across the country and never move home again, even when he found himself deserted by abeast of a wife. No woman, no mother, expected that. To have a son stolen away…”
-
1 Akademi (The Theory of Everything, 2014), 1 Golden Globe ve 1 BAFTA Odulu sahibi Ingiliz aktor Eddie Redmayne’nin dogum gunu (6 Ocak 1982)

-

“Karsindakinin gercegi sana acikladiklarinda degil, aciklayamadiklarindadir. Bu yuzden onu anlamak istiyorsan, soylediklerine degil, soylemediklerine kulak ver. Bir gercek her zaman bilinmek, ama ara sira soylenmek icindir.”
-
“Ask seni kendimden dahi korumayi ogretti bana. Beni, seninle birlikte uzak diyarlara gitmekten alikoyan sey, atesle temizlenmis o asktir. Ask, senin ozgurce ve erdemli bir sekilde yasamana imkan vermek icin icimdeki arzuyu olduruyor. SINIRLI ask, sevdigini sahiplenmek, SINIRSIZ ask ise sadece kendini ister. Gencligin safligi ve uyanisi arasina dusen ask kendini sahiplenme ile tatmin eder ve sarilmalarla buyur. Ama gokkubbenin kucaginda dogan ve gecenin sirlariyla inen ask, edebiyat ve olumsuzlukten baska hicbir seyle huzurlu olamaz; Ilahi varlik disinda hicbir seyin onunde hurmetle egilemez.” Halil Cibran, Kirik Kanatlar

“Amore mi ha insegnato a proteggerti persino da me stessa. È Amore, purificato dal fuoco, che mi trattiene dal seguirti nella terra più lontana. Amore uccide i miei desideri perchè tu possa vivere libero e virtuoso. L'amore limitato chiede il possesso dell'essere amato, ma quello illimitato chiede soltanto se stesso. L'amore che viene tra l'innocenza e il risveglio della giovinezza si soddisfa col possesso, e cresce con gli abbracci. Ma l'amore che nasce nel grembo del firmamento e discende con i segreti della notte non si accontenta di nient'altro che dell'Eternità e dell'immortalità; non sta in venerazione dinanzi a nient'altro che alla divinità.”
-

"Seni sevecegim, kirlarin ilk bahari sevdigi gibi. Ve senin icinde, gunes isinlarinin altindaki bir cicegin yasamini surdurecegim. Adini haykiracagim, ruhunun dilini dinleyecegim tipki kumsalin dalgalarin oykusunu dinlediği gibi. / I will love you like the prairies love the spring, I live in you and the life of a flower under the sun. I will sing your name as the valley sings the echo of the bells; hear the language of your soul like the beach listening the history of the waves."
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri