"Ulaştırma eski Bakanı Yaşar Topçu‘dan dün dinlediğim bu olaydan ders çıkarır. İşte, Yaşar Topçu‘nun anlattıkları:
“Yıl 1979, Süleyman Demirel de başbakan. Ben, hem Demirel'in avukatı, hem de Adalet Partisi'nin hukuk müşaviriyim. Başbakan, genel merkeze geldiğinde beni çağırtır, ‘ne var, ne yok' diye sorardı. Ben de partimize açılan davalar ve diğer hukuki konularda yapılanları anlatırdım.
Bir gelişinde yine ‘ne var, ne yok' dedi. O günlerde bir ilçemizdeki Asliye Ceza Mahkemesi'nden yazı gelmişti. Yazıda, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ‘maddi mahsusa' yani özel bir niteleme yaparak Başbakan'a söven bir kişinin tutuklandığı belirtiliyordu. Bunun cezası da ağırdı. Yazıda, suçtan zarar gören kişi olarak Başbakan Süleyman Demirel‘in, tutuklu kişiden şikayetçi olup olmadığı soruluyordu."
"HAKİM, SÖYLENENLERE ŞAŞIRDI*
Demirel‘e, bu durumu anlatınca, güldü, bir yandan da tutuklanan vatandaş için üzüldü. Bana aynen şunları söyledi:
‘Bu ülkenin vatandaşı durup durukken Başbakan'a hakaret etmez, sövmez. Biz farkında olmadan adama ne kötülük etmişizdir. O da canı yandığı için yaratana sığınıp sövmüş, basmıştır küfrü. Adamı içeri atarak, tutuklayarak cezalandırmanın ne gereği var.
Senden ricam, hemen partiden bir araba al, bana söven adamı cezaevinden çıkarttır. Bununla ilgili ne yapılması gerekiyorsa yapın.'
Adli tatile birkaç gün kalmıştı. O ilçeye gittim, müdahil dilekçemi verdim ve ‘suçtan zarar gören olarak duruşmaya katılmamıza karar verilmesini' talep ettim. Bu isteğimiz kabul edildi, mahkemede ‘Biz sanıktan şikayetçi değiliz. Başbakan'a söven sanığın tahliyesini istiyoruz. Başbakan da sanığın tahliyesine karar verilmesi yönünde benden talepte bulundu' dedim.
VATANDAŞA KÖTÜLÜK ETMİŞİZ*
O dönemde duruşmaya savcı da katılıyordu. Savcı da, hakim de isteğim karşısında adeta dona kaldılar ve duruşmaya ara verdiler. Az sonra, mübaşir, ‘hakim bey sizi rica ediyor' dedi. Odasına gittim, bana ‘Süleyman Bey nasıl bir adam böyle? Meğer kendisini çok yanlış tanımışım' dedi. Ben de, vatandaşın tutuklandığını öğrendiğinde Demirel‘in ‘Biz bu vatandaşımıza farkında olmadan ne kötülük etmişiz ki, adam bunaldı da öfkesini söverek giderdi. Git adamı kurtar da gel' dediğini belirttiğimde, böyle bir olayla ilk kez karşılaştıklarını anlattı ve vatandaşın tahliyesine karar verildi.”
Bundan sonra ne mi oldu? Serbest bırakılan vatandaş, Demirel‘in avukatı Yaşar Topçu'nun eline sarıldı, ağlayarak “Başbakanımdan özür diliyorum. Onun da ellerinden öperim. Keşke dilim kuruyaydı da o küfrü etmeseydim” diyordu."
Yer İmleri