-
" 10 Metrelik dev goril, Kafatasi Adasi'ndan sag kurtuldu. "
Merian C. Cooper’in yonettigi, Fay Wray, Robert Armstrong ve Bruce Cabot’in rol aldigi macera-gerilim King Kong, 2 Mart 1933'te New York Radio City Music Hall ve RKO Roxy (Center Theatre) gosterime girdi.
-
Misir'in Luksor kentindeki unlu Krallar Vadisi'nde firavun Tutankamon'un mezarini kesfeden Ingiliz arkeolog Howard Carter'in olum yildonumu ( 2 Mart 1939 )
-
Amerikali rock and roll ( sairi ) sarkicisi, The Velvet Underground'in eski uyesi Lewis Allen 'Lou' Reed'in dogum yildonumu ( 2 Mart 1942 )
Bir kez atesten gectiysen
alcak gonullugu ogrenirsin
ve kurtulursun kusku labirentinden
alcak gonullugu ogrenmezsen
isiklar seni kor edebilir
kimse buna inanmasa da
kibiri,siziyi asarsin
pesini birakmayan bir gecmisi de
ve en iyisi sansa umut baglama
gec atesin icinden kavus isiga…

When you pass through the fire, you pass through humble
You pass through a maze of self doubt
When you pass through humble, the lights can blind you
Some people never figure that out
You pass through arrogance, you pass through hurt
You pass through an ever present past
And it's best not to wait for luck to save you
Pass through the fire to the light…
https://www.youtube.com/watch?v=OfMg3Ivec18
-
Amerikali roman yazari Peter Francis Straub’in dogum gunu ( 2 Mart 1943 )

“ New England'da bir ozel okulda iki cocuk arasinda yasamlarini sonsuza dek degistirecek bir arkadaslik sekillenir. Del Nightingale ve Tom Flanagan sadist okul mudurunun gozetimindeki ezici zorbalik ve dehset duzeninden sag cikmaya mucadele ederlerken Del, Tom'u kendi sihirbazlik dunyasiyla tanistirir. Ama okuldan kurtulup yaz tatillerini Del'in amcasinin gol kiyisindaki arazisi Shadowland'de beraber gecirdiklerinde, hobileri birdenbire cok daha ugursuz bir havaya burunur. Shadowland'in esrarini ve barindirdigi dehseti arastirdiklari bir yazdan sonra, artik hicbir sey eskisi gibi olmayacaktir. ” Golgeler Diyari

“ In a private school in New England, a friendship is forged between two boys that will change their lives for ever. As Del Nightingale and Tom Flanagan battle to survive the oppressive regime of bullying and terror overseen by the sadistic headmaster, Del introduces Tom to his world of magic tricks. But when they escape to spend the summer holiday together at Shadowland - the lakeside estate of Del's uncle - their hobby suddenly takes on much more sinister tones. After a summer exploring the mysteries and terrors of Shadowland nothing will be the same. ”
-
Turk yazar ve gazeteci Ahmet Altan'in dogum gunu ( 2 Mart 1950 )
" Bir kadinla konusmak, ici bin bir cesit sus esyasiyla dolu bir dukkana girmek gibi gelir bana, o kadar degisik konulari, dedikodulari, gizli kucuk kiskancliklari, kendileriyle ilgili dertleri vardir ki almayacagin ama dokunmaktan, kaldirip bakmaktan SIKILMAYACAGIN kucuk sus esyalariyla oynamaya benzer onlarla konusmak. Zorla kendini anlatip onlari SIKMAZSAN saatlerce seni oyalayacak konularda konusurlar. " Son Oyun

" Per me parlare con una donna è come curiosare in un negozio di souvenir pieno di gingilli. Con loro ci sono così tante cose di cui chiacchierare – pettegolezzi, segreti, gelosie e problemi personali – che conversare con loro è come giocare con piccoli ninnoli: puoi toccarli e guardarli senza annoiarti e senza essere costretto a comprarli. Se non le annoia forza di parlare di te stesso, puoi divertirti per ore. "
-
Amerikali sarkici, soz yazari, aktor ve kurucusu oldugu kendi ismini tasiyan rock muzik grubu Bon Jovi'nin solisti ( John Francis Bongiovi ) Jon Bon Jovi'nin dogum gunu ( 2 Mart 1962 )

-
Robert Wise’in yonettigi, Julie Andrews ve Christopher Plummer’in rol aldigi, tum zamanlarin en populer muzikal filmlerinden biri, Neseli Gunler ( The Sound of Music ) 2 Mart 1965’de New York’ta gosterime girdi.


-
Amerikali bilim kurgu - fantezi roman yazari ve editor Ann Leckie'nin dogum gunu (2 Mart 1966 )

" Eglencelerin neredeyse tamami ya zafer ya da felaketle sonuclanir; ya mutluluga ulasilir ya da tum umutlarin yok eden bir yenilgi yasanir. Ama daima, sonun ardindan yasanan seyler de vardir; daima ertesi sabah ya da bir sonraki gun, degisimler, kazanclar ve kayiplar olur. Hep bir adim daha ilerisi. Ta ki hicbirimizin kacamayacagi gercek son gelene kadar. Ama o son bile kucuktur, bize ne kadar buyuk gorunse de. Hala diger herkes icin ertesi sabah vardir. Evrenin geri kalan enginligi icinde o son hic yasanmamis gibidir. Her son keyfidir. Her son baska bir acidan bakildiginda aslinda son degildir. "

“ Entertainments nearly always end with triumph or disaster—happiness achieved, or total, tragic defeat precluding any hope of it. But there is always more after the ending—always the next morning and the next, always changes, losses and gains. Always one step after the other. Until the one true ending that none of us can escape. But even that ending is only a small one, large as it looms for us. There is still the next morning for everyone else. For the vast majority of the rest of the universe, that ending might as well not ever have happened. Every ending is an arbitrary one. Every ending is, from another angle, not really an ending. ”
" Koridorun duvarlari ve yerleri de iskele bolmesi gibi yasinive kotu kullanimi gosteriyordu. Ikisi de onurlu bir askeri geminin temizlenmesi isteyecegi siklikta temizlenmiyordu. Ama renkli celenkler duvarlari aydinlatiyordu. Bayrama uygun celenkler. On adim sonra yuruyus tempomu bozmadan, 'Kaptan,' dedim. ‘ Bunun Cinsel Organ festivali oldugunu anliyorum. Ama cinsel organ dediginizde tum cinsel organlardan bahsedilmiyor mu ? Yani sadece tek bir turunden degil, degil mi ? ‘ Her attigim adimda koridorun sonuna kadar uzanan duvarda asili kucuk penisleri goruyordum. Parlak yesil, ates pembesi, elektrik mavisi ve ozelikle goz yakici tonda bir turuncu. " Kudret

" The walls and floor of the corridor, like the docking bay, showed their age and ill-use...But colorful garlands brightened the walls. Seasonally appropriate garlands. 'Captain,' I said after ten steps, without breaking stride. 'I do understand that this is the Genitalia Festival. But when you say genitalia, doesn’t that usually mean genitals generally ? Not just one kind ? ' For all the steps I’d taken, and as far down the corridor as I could see, the walls were hung with tiny penises. Bright green, hot pink, electric blue, and a particularly eye-searing orange. ”
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri