Sayfa 8/16 İlkİlk ... 678910 ... SonSon
Arama sonucu : 123 madde; 57 - 64 arası.

Konu: 2. Abdulhamid ve serveti

  1. İnsider Trading ve II. Abdülhamit

    Anlaşılacağı üzere; II. Abdülhamid, koyun ve hububat tüccarlığı, arsa spekülatörlüğü, borsa oyunculuğu gibi ticari işlere ilave olarak, üzerinde taşıdığı İslam Halifesi unvanına rağmen, İslam Dini tarafından yasaklanan faiz işine de bulaşmıştır.




    Bu paragraf ve devamı da bu forumun ana amacıyla örtüşmüş.

  2. DUYUN-U UMUMİYE
    Osmanlı 1854 yılında Kırım Savaşı
    Dolaysıyla borç almaya başladı.
    Faizli Borç işi Müslüman Osmanlı’nın
    hoşuna gitti.
    Avrupa’da para boldu.
    Para Osmanlı’ya aktı.
    1873 yılında Avrupa’da borsa krizi patladı.
    Para akışı durunca,
    Osmanlı mantarladı.
    Zira paralar yatırıma değil tüketime gitmişti.
    Sadece İstanbul’da 400 civarında,
    Yalı, köşk ve konak yapılmıştı.
    Dolmabahçe, Çırağan, Beylerbeyi,
    Yıldız, Ihlamur, Küçüksu Sarayları da çabası.

    ****
    1875 yılında borç 200 milyon sterlin idi.
    Senelik faizi 11 milyon sterlin idi.
    Devletin tüm gelirleri 18 milyon sterlin idi.
    Ayakta kalmak için tüm gelirlerin %60’ı
    Faize gitmeliydi.
    1881 yılında Muharrem kararnamesi ile,
    Osmanlı Devleti battığını ilan etti.
    6 üyeli bir sistem kuruldu.
    7. üyede Galata Tefecilerinden geldi.
    Duyunu-u Umumiye kuruldu.
    Borçun büyüklüğünü anlamak için,
    Bugünkü İstanbul Lisesi binasına bakın.

    ****
    Devlet içinde devlet kuruldu.
    Osmanlı maliyesinin içinde,
    Haciz memurları oturuyordu.
    Zaman içinde devlet gelirlerinin % 27’ni
    Tahsil etmeye başladılar.
    Tuz, içki, tütün, ipek, balık gelirleri
    Duyun-u Umumiye ye bırakıldı.
    Tabii tüm demiryolları geliri gibi,
    Tamamı Duyun-u Umumiye ye giden işler vardı.

    ****
    Bunu niye yazdım.
    2016 Ocak ayındayız.
    Dış borcumuz 400 milyar dolar.
    Merkez Bankası karşılığı 80’lerden,
    28 milyara düşmüş durumda.
    İhracat hızla düşüyor.
    Turizm çöküşe gidiyor.
    Ülkede Terör var.
    Zira Duyun-u Umumiye borçları,
    Tam 100 senede ödendi.
    Bu da 7 nesil demek.

    T.A. dan alıntıdır

    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  3. 90 YILLIK ENKAZ- EKONOMİ
    90 yıllık enkazı kaldırdık demiş.
    Dün bu işin idari kısmını anlattım.
    Osmanlı’nın bazı bölgeleri işgal altında idi.
    İşin dramı şuydu.
    Osmanlı, işgalci İtalyan Askerlerinin maaşlarını,
    Her ay düzenli ödüyordu.
    Ama Osmanlı subayları üç ayda bir maaş alabiliyorlardı.
    İttihat ve Terakki’nin Rumeli’de bu kadar gelişmesinin,
    Esas sebebi budur.

    ++++
    Bu beyanat tamamı ile aldatmaca.
    Bence bu iş cehaletten öte.
    Karalama, iftira ve Fitne.
    Yönetemeyenlerin fitnesi.

    ++++
    Şimdi gelelim işin ekonomisine.
    Bu kısmı ben bu sayfada sayısız defa yazdım.
    Osmanlı Devleti 1854 yılından itibaren borç aldı.
    Aynı bugün gibi Avrupa’da para fazlası vardı.
    Osmanlı yüksek faize razı olunca,
    Bu paralar İstanbul’a aktı.
    Bu gelen paralar üretimde kullanılmadı.
    İstanbul civarında paşalar, vezirler,
    Yalılar, Köşkler, Konaklar, Saraylar yaptırdılar.
    Tam 400 yapı.
    Osmanlı 130 milyon para alabilmişti.
    Ama borç 240 milyon ödendi.
    Tefeci usulü.

    ++++
    Osmanlı’nın parasal batışı şu şekildedir:
    30 Ekim 1875 tarihinde Ramazan Kararnamesi yayımlandı.
    Özeti: Biz faizleri ödeyemiyoruz.
    Bu tarihten sonra Batı Osmanlı’ya desteğini kesti.
    Ondan dolayı 93 harbini kaybettik.
    Bu arada Avrupa'da, parasını Türk tahvillerine
    Yatırmış olan yüz binlerce kişi battı.
    20 Aralık 1881 tarihinde ise Muharrem Kararnamesi yayımlandı.
    Özeti : Biz hiçbir şey ödeyemiyoruz.
    Yani iflas.
    Sultan II. Abdülhamit dönemi.

    ++++
    Bunun içi Duyun-u Umumiye kuruldu.
    11 yaşında İEL’e yatılı girdiğimde,
    İlk öğrendiğim bu konu:
    Duyun-u Umumiye, idi.
    Okul içinde dev kasalar vardı.
    Okul idaresi o tarihlerde kasaları
    Erzak deposu olarak kullanırdı.
    Kaşar peyniri tekerleri oraya konurdu.
    Kasadan o kaşarları çalmak,
    Tüm talebelerin ortak hayali idi.

    ++++
    Osmanlı Devleti borçlu olduğu altı ülke ve
    Galata bankerlerine 35 çeşit vergiyi devretti.
    Yani hükümranlığını devretti.
    Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir ayıp oldu.
    Devlet, vergi toplamayı devretmez.
    Bu bir utançtır.
    Cumhuriyet, o borçları 1954 yılına kadar ödedi.
    1854 yılında alınan borçlar 1954 yılında bitti.
    Evet, ortada enkaz vardır.
    Cumhuriyet Osmanlı enkazını ödemiştir.

    ++++
    Yönetemeyenlerin fitnesi:
    Bugün Türkiye 680 milyar dolar borçlu.
    Bunlar gittiklerinde,
    Bizler o borçları kaç senede ödeyeceğiz?

    ++++
    Merak eden için yazayım:
    Devredilen 35 vergi:
    Adet-i Ağnam • Adet-i deştbani • Arus Resmi • Aşar • Avârız • Bac-i pazar • Bedl-i askeri • Bennak Resmi • Cizye • Cürm-ü cinayet • Çift resmi • Damga resmi • Gümrük resmi • Haraç • İhtisab • İspenç • İştirâ • Maktu • Mururiye resmi • Müskirat resmi • Nüzul • Otlak resmi • Rav akçesi • Resm-i bostan • Resm-i dönüm • Resm-i ganem • Resm-i hınzır • Resm-i mücerred • Resm-i sicill • Rusum-e-eflak • Selamet isni • Tapu resmi • Tekalif-i örfiye • Temettü Vergisi • Tuz resmi • Zakat

    ++++
    Şimdi geleyim Fotoğrafa:
    Duyun-u Umumiye binasında çalışan,
    Çaycılar ve kahveciler.
    Çalışan kişi sayısını hesap edin.

    T.A. dan alıntı


    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  4. #60
    imf=duyun-u umumiye

  5. Osmanlı Nasıl Battı

    Osmanlı döneminde Galata'da sarraflar vardı.
    Bütün saray ahalisini, bakanları, paşaları,
    Bunlar finanse ederdi.
    Birde devlette iyi bir post kapmak isteyen,
    Üst düzey memurlar vardı.
    Bunların yüzünden Osmanlı belini düzeltemedi.
    Osmanlı'nın batışında bunların katkısı çoktur.

    ++++

    Bu devlet memurları devleti soyarlardı.
    Hem de öyle böyle değil.
    Bir devlet memuru bir vilayete vali olmak istiyor.
    Vali olmak için iki kişiyi ayarlaması lazım.
    Bir kişi saraydan, bir de sarraf bulmak lazımdı.
    Vali adayı saraydan adamını buluyor.
    Vali olmak istediği şehri söylüyor.
    Sarayın adamı o şehrin fiyatını söylerdi.
    Al takke ver külah bir paraya anlaşıyorlar.
    Vali olacak adamda para yok.
    Gidiyor sarrafı buluyor.
    O parayı sarraftan alıyor.
    Saraya parayı ödeyerek tayin oluyordu.

    ++++

    Vali peki parayı nereden kazanırdı.
    O şehrin vergi toplama işi ihaleye çıkardı.
    Buna İLTİZAM denirdi.
    Bu ihale genelde para veren sarrafta kalırdı.
    Zira vali ihaleye başkasını sokturmazdı.
    Sonuç olarak şehrin tüm vergisi 10.000 liraya ihale olurdu.
    Yani sarraf devlete 10.000 öderdi.
    Gelelim halktan para toplamaya.
    Vali para toplamak için tüm adamlarını şehre salardı.
    Her türlü baskı yapılırdı.
    Şehirden toplanan para bazen 50.000 lirayı bulurdu.
    Bu parayı vali ile sarraf paylaşırdı.
    Sonunda zengin valiler Osmanlı'yı batırdı.

    T.A. dan alıntı
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  6. RAMAZAN KARARNAMESİ ÖNCESİ
    Dün Kozmopolitik.com.tr ‘de bir yazı yazdım.
    Konu:
    Osmanlı’da Ramazan Kararnamesi.
    Konuyu okumayanlar için özetleyeyim.
    Osmanlı Tahvilleri iyi faiz verdiği için,
    Aracı kurumlar vasıtasıyla,
    Avrupa’da satılmıştı.
    Birçok Avrupalı bu tahvilleri almıştı.
    Bu borçlanma çarkı 20 sene sürdü.
    Ama deniz bitmişti.
    İyi faiz getirdiği için Osmanlı devlet adamları da,
    Bu tahvilleri almıştı.
    ++++
    Bugün de bu olayın devamını anlatayım.
    Tahvillerin üzerinde faiz kuponları vardı.
    Bu faizleri ödeyecek kasada para yoktu.
    25 Ekim 1875 Pazartesi günü,
    O zaman ki ismi ‘’Meclis-i Vükela’’ olan
    Osmanlı Bakanlar Kurulu toplandı.
    Çare arandı.
    Faizleri ödenemediği zaman,
    Bütün itibar bitecekti.
    Bir daha da borç bulmak hayal olacaktı.
    Ama kasada parada yoktu.
    Sonunda al takke ver külah,
    Faizlerin yarısının ödenmesine karar verildi.
    ++++
    Açıklama 30 Ekim 1875 Cumartesi yapılacaktı.
    Bütün bakanlar Kuran-ı Kerime el bastılar.
    Bu konu sırdı.
    Kimseye bir şey söylenmeyecekti.
    Başka görüşülecek konular vardı.
    Bakanlar diğer konuları görüşmek istemediler.
    On dakika sonra salonda kimse kalmamıştı.
    ++++
    Bakanların hepsi,
    Aracı bankalara gitmişti.
    Hepsi tahvillerini satmak istiyordu.
    O zamanın bankerleri;
    Osmanlı Bankası, Galavany, Zarifi,
    Köçoğlu, Zografos’un büroları,
    Osmanlı Bankanlar Kurulu gibiydi.
    Bütün bakanlar Karaköy’de idi.
    Bakanları tam kadro Karaköy’de,
    Görenler şaşırdı.
    Dedikodu yayılmıştı.
    Basın mensupları ertesi gün,
    Sadrazama sordular.
    Bu olay doğru mu?
    Sadrazam Mahmut Nedim Paşa cevap verdi:
    ‘’Oruç ağzımla söylüyorum.
    Bu haber yalandır.
    Osmanlı devleti güçlüdür.
    Borçlarını günde öder.
    Bunu dış mihraklar çıkarıyor.’’
    ++++
    30 Ekim 1875 Cumartesi günü,
    Ramazan kararnamesi açıklandı.
    Deprem büyük oldu.

    T.A. dan alıntı
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  7. #63
    battı tamam peki
    küçük bir beylikken tüm dünyaya hükmeden 600 yıllık medeniyet nasıl kuruldu
    o kuruluştaki ruh neydi
    doğrular neydi
    mister British gerçi sen daha çok İngiliz tarihini bilirsin ama araştır bakalım

  8. Ramazan Kararnamesi

    Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan,
    onur duyuyoruz.
    Cumhuriyet ortak gururumuz.
    Geçmişimiz Osmanlı Devleti.
    Onunla da onur duyuyoruz.

    ++++

    Son zamanlarda bir takım Osmanlı tacirleri çıktı.
    Sürekli Cumhuriyet’e vurup Osmanlı’yı şişiriyorlar.
    Osmanlı devleti hepimizin.
    İyi dönemi de var, kötü dönemi de var.
    Gerçek olmayan şişirmeler Osmanlı’ya zarar veriyor.

    ++++

    Şimdi gelelim Osmanlı çok iyi gidiyordu.
    Cumhuriyet yüzünden battı palavrasına.
    Osmanlı 1854 yılından itibaren borç almaya başladı.
    Bu paralar sanayi ve eğitimde kullanılmadı.
    İsrafa gitti.
    Padişahlara çok büyük saraylar yapıldı.
    Paşalara 300 civarında köşk ve yalı yapıldı.
    Beyoğlu, Adalar, Boğaziçi ve Erenköy’e gitti.

    ++++

    Yanlış olan borç ile israf yaşanması idi.
    Osmanlı 42 defa borçlandı.
    İlk borçlanma 1854 yılında yapıldı.
    Yüzde altı faizle 5 milyon İngiliz Lirası alındı.
    Arkası da çılgınlar gibi gitti.
    Şimdi burada bir skandalı yazmakta yarar var.
    Normalde borçlanan Osmanlı Hazinesi idi.
    Ama her borçlanmada padişah ailesine rüşvet giderdi.
    Devletin borçlanması ile padişahın ne alakası var?
    Diye soran çıkar.
    Zaman içinde Osmanlı Borçlarını ödemeyince,
    Yeniden borçlanamaz hale geldi.
    Bunun üzerine belli gelirin toplanması tefecilere rehin edildi.
    Örneğin Mısır devletinden gelen yıllık para rehin edildi.
    Zira rehin edilen vergiler ancak padişah iradesi ile
    Rehin edilebilirdi.
    Tabii padişaha para giderken,
    Üst düzey paşalara da bir pay giderdi.
    Sadrazam Mahmut Nedim Paşa çok zengin oldu.
    Bu işi bağlayan Zarifi ve Hristaki isimli aracılar vardı.
    İşe bu kadar kişi karışınca faiz yüzde yirmilere geliyordu.

    ++++

    Sultan Abdülaziz ve Ulah asıllı anası Pertevniyal Sultan’ın
    Harcamaları kontrolsüzdü.
    Padişahın sadrazamdan beklentisi para bulması idi.
    Saray harcamalarına para dayanmıyordu.
    Sarayda 2,500 kişiye yemek çıkıyordu.
    Sadrazam Mahmut Nedim Paşa işi tefecilerden para bulmaktı.
    Padişaha söz verdiği parayı bulamayınca,
    31 Temmuz 1872 günü azledildi.

    ++++

    Yerine Mithat Paşa getirildi.
    Paşa iyi bir vali idi.
    Ama tefecilerden para bulma kabiliyeti yoktu.
    Pertevniyal Sultan sık sık oğluna kızıyordu:
    ‘’Bu adamları sadrazam yapıyorsun.
    Beş kuruş para bulamıyorlar.
    Para bulamayanı kov.
    Para bulan gelsin otursun o koltuğa.’’
    26 Ağustos 1875 günü Mahmut Nedim Paşa tekrar
    Sadrazam oldu.
    İlk iş padişaha para bulmak oldu.

    ++++

    Ama arkasından bir felaket geldi.
    Osmanlı Hazinesinde para yoktu.
    Osmanlı Tahvilleri Avrupa’da tutuluyordu.
    Zira en yüksek faizi Osmanlı veriyordu.
    Avrupa’da çok kişi bunları almıştı.
    Osmanlı Devletinde ise deniz bitmişti.
    30 Ekim 1875 günü Ramazan kararnamesi açıklandı.
    Osmanlı Devleti tahvillerin faizini ödeyemiyordu.
    Sonunda yarısını ödeme noktasına gelindi.
    Bu haber Avrupa Borsalarını etkiledi.
    Avrupa’da intihar eden çok oldu.
    Zira Osmanlı Maliyesi iflas etmişti.
    Daha Cumhuriyet’in kuruluşuna 48 yıl vardı.
    Mustafa Kemal Atatürk doğmamıştı.
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

Sayfa 8/16 İlkİlk ... 678910 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •