Sn. jondowes,
İlk tasarıda düşük faizli krediyi alabilmek için belirli bir süre düşük faizli mevduat yapmak gerekiyordu. Sistemin bu şekilde işleyeceğini varsayarsak X pek de öyle mevduat sisteminden ayrık bir işleyişe sahip olmayabilir.
Bu durumda X miktarda düşük faizli mevduat toplam mevduat piyasasından ayrıştırılamayacağından var olan sabit TL mevduat havuzu içinde düşük faizli mevduat arzını arttırdığı için mevduat faizlerine baskı yapmaz mı?
Örneğin 3 yıl sonra düşük faizli ev kredisi alabilmek için 100.000 kişi halihazırda 50.000TL lik mevduatının %15 yerine %7 ile yatırmaya razı oldu. (finansal okuryazarlığın düşük olduğu, faizin düşman olarak görüldüğü bir toplumda bunu kabul etme ihtimali olan büyük bir potansiyel ne yazık ki mevcut). Bu durumda düşük faizli mevduat arzı artacağından bu genel mevduat faizlerini baskılamaz mı?
Ayrıca her türlü süpriz mümkün. Örneğin bu düşük faizli mevduatın geriye kalan yüksek faizli mevduata olan baskısının şiddetini ve *geçişkenliğini* arttırmak için bu tür düşük faizli mevduatlara uygulanan ZK oranlarının bir gece ansızın düşürülmeyeceğini kim garanti edebilir?
Bu bağlamda aslen amacın %30 oranında konut piyasasını canlandırmak ama %70 oranında ise aba altından sopa ile mevduat faizlerine aşağı yönlü bir baskı yapmak olabileceğini düşünmüştüm.
Bu bakış açısı ile ilgili düşünceniz nedir?
Yer İmleri