
Originally Posted by
selimtogrul
“Kim bir iyilik yaparsa, ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez†(En-am, 6/160)
Diye buyurulmakta Yüce kitabımızda…
Buradan hareketle aslında çıkış noktamızın yapılanın bir iyilik mi yoksa bir kötülük mü olduğu nu düşünürsek, yaklaşık 2 seneden beri sadece adını bildiğim soyadını dahi sormaya gerek görmediğim bir zatı herhangi bir şeyle itham ettiğiniz kanaatine vardım. Doğru söylemek gerekirse önce hiddetlendim. Sonra bu hiddetimin gereksiz ve yersiz olduğunu düşündüm. Kaldı ki bu 2 senelik süre içersinde şahsi olarak birçok kez fikrine başvurduğumda edindiğim bilgilerin zaman içinde doğruluk payının yüksek seviyede tuttuğunu görmekte içimde hayranlıkla beraber bir merak duygusu uyandırdı. Nasıl yapıyordu da buluyordu söyledikleri şeyleri
Merakımı gidermek için daha derine inince, daha öncede gözümün önünde yaşanan olaylara farklı bir disiplinle bakmayı öğrendim. Hepimizin gözünün önünde yaşanan olayların perde arkasına bakmayı, olayların oluş şeklinden bir sonraki aşamada ne olacağına dair öngörülerim gelişmeye başladı. Hatta birkaç kez benimde şahsi öngörülerimin başkalarına verdiğim bilgiler neticesinde gerçekleştiği farkettim.
Buraya kadar olan bölümden sanırım sizlerde benim gibi bazı öngörülerde bulunmaya başladınız.
Haksız sayılmazsınız. Farkında olmadan takip etmeye başladığınızda tıpkı çatal bıçak kullanmayı öğrenmek ya da bisiklete binmeyi öğrenmek gibi olduğunu farkediyorsunuz. Bir iki denemeden sonra bunu kendinizinde yapabildiğini becerebildiğinizi görüyorsunuz. Aslında bu beceriyi yada adını siz koyuverin bu kehanette bulunma deneyimini edinmek bile başlıbaşına büyük bir güç.
Güç dedim değil mi. ,
Dilim sürçmüş olabilir mi?
Hayır sürçmedi. Bilerek kullandığımı söylemek zorundayım. Elinizde bir güç olduğunun farkına varın istedim.
İşte biri, yada birilerinin tetikçisi, veya sizin uyanmanızı istemeyen, oradan buradan uçacak, kaçacak diyerek sizlerin yıllarca biriktirdiğiniz, belki de çoluğunuzun çocuğunuzun rızkından kesip kenara ayırdığınız alınterinizi ele geçirmenin planlarını yapan az çok okuma yazma bilen, ama ne demek istediğini açıkça yazamayacak kadar cesaretsiz, basiretsiz ve karaktersiz tiplemeler son zamanlarda türemeye başladı bulunduğumuz şu küçük topluluk içerisinde.
Kaç kişiyiz ki zaten şurada bir ben, bir sen , bir de o işte .
Hepi topu toplasan kırk kişiyi bulmayız.
Zaten asıl mesele de o “Biz kırk kişiyiz, kırkımızda birbirimizi bilirizâ€
Sevgili üstadım,
Yaptığınız işe dair öğrenecek yeni şeyler, yeni açılımlar bulabiliyorsanız, eğitim ve koçluk imkanları sayesinde gelişme fırsatınız varsa, yaptığınız işe, yere karşı sadakat hissediyorsanız ve yaptığınız iş de sizi rahatsız etmiyorsa, doğru işi yapıyor olmanız muhtemel
Saygılarımla...
(Hafta sonu mazeretimden dolayı yoktum. Umarım farkı kapatırız... Nerde kalmıştık....)
Yer İmleri