Artan

112,20 10 16:19
243,20 10 16:20
14,43 9.98 13:55
12,58 9.97 16:20
3,64 9.97 16:19
Artan Hisseler

Azalan

1,20 -12.41 16:20
5,22 -10 16:20
88,20 -10 16:20
50,40 -10 16:19
389,75 -9.99 16:20
Azalan Hisseler

İşlem

7.696.180.980,64 16:20
6.172.164.912,45 16:20
6.109.320.546,89 16:20
5.632.670.733,00 16:20
5.617.081.211,42 16:20
Tüm Hisseler
Arama sonucu : 753 madde; 1 - 8 arası.

Konu: (kod rakamlar)==>izmir'in dağlarında çiçekler açar..

Hybrid View

Previous Post Previous Post   Next Post Next Post
  1.  Alıntı Originally Posted by STAH Yazıyı Oku
    yollamıştır 3-5 milyar dolarcık...



    Sayın stah
    ne diyelim biz de bir deyim vardır körlerle sağırlar birbirlerini ağırlar
    http://www.sabah.com.tr/fotohaber/gu...-kabir-dopingi
    "BİZ YERİMİZDE DURUYORUZ PİYASALARDA YERİNDE DURSUN EFENDİM" E.ÖZİNCE

  2.  Alıntı Originally Posted by hasan uludağlı Yazıyı Oku
    Sayın stah
    ne diyelim biz de bir deyim vardır körlerle sağırlar birbirlerini ağırlar
    http://www.sabah.com.tr/fotohaber/gu...-kabir-dopingi
    ben buna dikkat etmemiştim sv.hasan uludağlı..

    demek devletler arasında gelenek böyleymiş...

  3.  Alıntı Originally Posted by STAH Yazıyı Oku
    ben buna dikkat etmemiştim sv.hasan uludağlı..

    demek devletler arasında gelenek böyleymiş...

    Sayın Stah
    Sizin kalem ve bilgi birikimininiz benimkine göre yüksek
    ben avamdanım. Benim gibilere bunu anlatırken
    devletler arasında gelenek böyleymiş derseniz ben bilmem anlamam.
    Bu işleri bana "Al gülüm ver gülüm" ya da " Kendi aralarında top çevirmek"
    deyimleri ile anlatın lütfen
    "BİZ YERİMİZDE DURUYORUZ PİYASALARDA YERİNDE DURSUN EFENDİM" E.ÖZİNCE

  4.  Alıntı Originally Posted by hasan uludağlı Yazıyı Oku
    Sayın Stah
    Sizin kalem ve bilgi birikimininiz benimkine göre yüksek
    ben avamdanım. Benim gibilere bunu anlatırken
    devletler arasında gelenek böyleymiş derseniz ben bilmem anlamam.
    Bu işleri bana "Al gülüm ver gülüm" ya da " Kendi aralarında top çevirmek"
    deyimleri ile anlatın lütfen
    estağfurullah..

    değerli arkadaşım...o şekilde anlatmam, aslında yazacağım bir konunun başlığı idi...bir kısım yazdım..daha snra sildim...özet yazmak yerine daha detaylı yazmayı tercih ettim..

    konu şuydu;

    DİZ BAĞI NİŞANI verilmişti padişaha...karşılığında da nişan alınması gerekiyordu...aynı şimdi olduğu gibi...

    yalnız minik bir sorun vardı...Osmanlı da böyle nişan geleneği olmadığından verilecek bir şeyde yoktu haliyle....

    anında saraya bu işlerden anlayan bir adamını gönderdi ilgili ülke...

    kefere, 5-10 gün sarayda gezinerek gördüğü her şeyi armanın içine koydu ve bir arma tasarımı gerçekleştirdi..armanın üzerine işlenen şekiller mümkün olduğu kadar çok kalabalık olmalıydı ki kendi nişanlarına denk düşebilsin...

    sonunda o bildiğimiz arma ortaya çıktı...



    ve dediler ki..alın..bu da sizin armanız olsun...EMREDERSİNİZ diyerek kabul ettiler ki başka şansları yoktu zaten..

    hatta o zamanlar;

    Rusların Sinop baskınında (1853) binlerce şehit veren Osmanlı askerinin anısına bastırdığı madalyona “Avrupa, senin için öldüler- Sinop 1853” diye yazdırarak bütün Avrupa Birliği üyeleri ile birlikte İngiliz ve Fransız yöneticilerine yollamıştır.

    bir avuç Osmanlı ordusu şanlı Silistre direnişinde güçlü Rus ordusunu bozguna uğratınca bu defa “Senin için yendik Avrupa -Silistre-1854” yazılı madalyon hazırlatır ve dağıtır…

    Yetmez bunlar; Saint George hristiyan tarikatının üyesi bile olur. Kendisine diz bağı takılırken, “siz bundan sonra İsa yolunda çalışacak, bu uğurda her fedakarlığı göze alacak bir şövalyesiniz” denilmiştir.

    padişah ismini yazmıyorum...araştıran bulur...ama adama da hak vermiyor değilim...

    çünkü dünya yeraltı zenginliklerinin %30 sınırları içinde bulunan devleti İFLAS ETMEK üzere idi...

    ve nitekim iflas etti de...28 Muharrem 1399 = 20 Aralık 1881...MUHARREM KARARNAMESİ..

    özetle değerli arkadaşım, o bazılarının pek beğendikleri arma, bir keferenin kafasından çıkan ve sadece verdikleri nişana karşılık olarak dizayn edilmiş bir sembol kalabalığıdır..daha da önemlisi koskoca Osmanlı nın ACİZ DURUMA DÜŞÜRÜLMÜŞ ZAVALI BİR HASTA ADAMA olmasının simgesidir...

    şimdi bir düşün..keferenin biri gelecek..sarayda dolaşacak ve birtakım şekilleri bir araya getirdikten sonra KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN a diyecek ki..;

    alın bu sizin devlet armanız..ben kafama göre çizdim..bundan sonra arma olarak bunu kullanacaksınız itiraz istemiyoruz...

    hem de bu işleri ;

    Ben ki, Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Dulkadir Vilayeti’nin ve Azerbaycan’ın Acem’in ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke’nin ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve Diyarbekir'in ve Kürdistan'ın ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dâhi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezıd Hân'ın torunu, Sultan Selim Hân'ın oğlu, Sultan Süleyman Hân’ım.


    Sen ki, Françe vilayetinin kralı Françesko (François, Fransuva)’sun.


    diyen padişaha karşı yapacaksın...

    oyar adamı oyar...

    şimdi kalkmışlar ATATÜRK ün çizdiği sınırlar içinde osmanlı cılık tiyatrosu oynamaya çalışıyorlar...

    şu komediye bakar mısın..?

  5. yüreğine sağlık STAH iyi aydınlatıyorsun bizleri...

  6.  Alıntı Originally Posted by STAH Yazıyı Oku
    estağfurullah..

    değerli arkadaşım...o şekilde anlatmam, aslında yazacağım bir konunun başlığı idi...bir kısım yazdım..daha snra sildim...özet yazmak yerine daha detaylı yazmayı tercih ettim..

    konu şuydu;

    DİZ BAĞI NİŞANI verilmişti padişaha...karşılığında da nişan alınması gerekiyordu...aynı şimdi olduğu gibi...

    yalnız minik bir sorun vardı...Osmanlı da böyle nişan geleneği olmadığından verilecek bir şeyde yoktu haliyle....

    anında saraya bu işlerden anlayan bir adamını gönderdi ilgili ülke...

    kefere, 5-10 gün sarayda gezinerek gördüğü her şeyi armanın içine koydu ve bir arma tasarımı gerçekleştirdi..armanın üzerine işlenen şekiller mümkün olduğu kadar çok kalabalık olmalıydı ki kendi nişanlarına denk düşebilsin...

    sonunda o bildiğimiz arma ortaya çıktı...



    ve dediler ki..alın..bu da sizin armanız olsun...EMREDERSİNİZ diyerek kabul ettiler ki başka şansları yoktu zaten..

    hatta o zamanlar;

    Rusların Sinop baskınında (1853) binlerce şehit veren Osmanlı askerinin anısına bastırdığı madalyona “Avrupa, senin için öldüler- Sinop 1853” diye yazdırarak bütün Avrupa Birliği üyeleri ile birlikte İngiliz ve Fransız yöneticilerine yollamıştır.

    bir avuç Osmanlı ordusu şanlı Silistre direnişinde güçlü Rus ordusunu bozguna uğratınca bu defa “Senin için yendik Avrupa -Silistre-1854” yazılı madalyon hazırlatır ve dağıtır…

    Yetmez bunlar; Saint George hristiyan tarikatının üyesi bile olur. Kendisine diz bağı takılırken, “siz bundan sonra İsa yolunda çalışacak, bu uğurda her fedakarlığı göze alacak bir şövalyesiniz” denilmiştir.

    padişah ismini yazmıyorum...araştıran bulur...ama adama da hak vermiyor değilim...

    çünkü dünya yeraltı zenginliklerinin %30 sınırları içinde bulunan devleti İFLAS ETMEK üzere idi...

    ve nitekim iflas etti de...28 Muharrem 1399 = 20 Aralık 1881...MUHARREM KARARNAMESİ..

    özetle değerli arkadaşım, o bazılarının pek beğendikleri arma, bir keferenin kafasından çıkan ve sadece verdikleri nişana karşılık olarak dizayn edilmiş bir sembol kalabalığıdır..daha da önemlisi koskoca Osmanlı nın ACİZ DURUMA DÜŞÜRÜLMÜŞ ZAVALI BİR HASTA ADAMA olmasının simgesidir...

    şimdi bir düşün..keferenin biri gelecek..sarayda dolaşacak ve birtakım şekilleri bir araya getirdikten sonra KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN a diyecek ki..;

    alın bu sizin devlet armanız..ben kafama göre çizdim..bundan sonra arma olarak bunu kullanacaksınız itiraz istemiyoruz...

    hem de bu işleri ;

    Ben ki, Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Dulkadir Vilayeti’nin ve Azerbaycan’ın Acem’in ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke’nin ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve Diyarbekir'in ve Kürdistan'ın ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dâhi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezıd Hân'ın torunu, Sultan Selim Hân'ın oğlu, Sultan Süleyman Hân’ım.


    Sen ki, Françe vilayetinin kralı Françesko (François, Fransuva)’sun.


    diyen padişaha karşı yapacaksın...

    oyar adamı oyar...

    şimdi kalkmışlar ATATÜRK ün çizdiği sınırlar içinde osmanlı cılık tiyatrosu oynamaya çalışıyorlar...

    şu komediye bakar mısın..?
    Sayın stah
    Kara mizah tarzı komediyi neden bilmem hiç sevemedim.
    Neyse bize de bir arma ile diz bağı nişanı kalmış
    "BİZ YERİMİZDE DURUYORUZ PİYASALARDA YERİNDE DURSUN EFENDİM" E.ÖZİNCE

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •