Sayfa 256/774 İlkİlk ... 156206246254255256257258266306356756 ... SonSon
Arama sonucu : 6189 madde; 2,041 - 2,048 arası.

Konu: Referandumda Neden EVET

  1. #2041
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Böyle giderse orada-burada.
    Gönderi
    28,622
    Yaşıtları ülkücüler-solcu gençler inandıkları dava ugruna vuruşurken, kurşun atıp, kurşun yerken, idam sehpalarında asılırken, ortalarda hiç görünmeyen, kasımpaşada top peşinde koşan, eminesi ile zevku sefa peşinde koşan biri şimdi olmuş en vatansever, en kahraman adam...bizde yedik yani..sahiden o zamanlar hangi delikte saklıyordu bu kahraman...

  2. Yok böyle açık Mektu




    MHP'den istifa eden Genel Başkan Yardımcısı Atila KAYA'dan Erdoğan'a
    açık mektup!..

    Son derece dikkatle seçilmiş, seviyeli ancak yerin dibine batıran
    satırlar kaleme alınmış..

    Sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyorum!

    ******************

    Atila Kaya'dan Cumhurbaşkanına açık mektup:



    Sayın Cumhurbaşkanı;



    İkimiz de biliyoruz ki, ne sizin duymak istediğiniz ne de benim
    söylemek istediğim hitap budur.



    Sizin bir parti sözcüsü gibi meydanlarda dilendiğiniz “Devlet Başkanı”
    hitabıdır; benim gönlümden geçen ise, bağımsız Türk yargısının
    karşısına çıktığınız gün, onurlu bir Türk savcısının dudaklarından
    dökülecek olandır.



    Merak buyurmayınız; bulunduğunuz makamda halen AKP Genel Başkanı’ymış
    gibi davranmanıza dair söyleyecek sözüm yok. Zira, üzerine aldığı
    görevi “tarafsızlıkla” yerine getirmek için namusu ve şerefi üzerine
    ettiği yemini zevkle çiğneyebilecek tıynette bir insana etki edecek
    kudrette bir söz yok.



    Öte yandan; ‘Tarafsızlık’ı bir kavram olarak algılamanızı beklemek de
    -entelektüel düzeyiniz göz önünde bulundurulduğunda- size haksızlık
    olacaktır.



    Sayın Cumhurbaşkanı;



    Başkanlık hırsını bir zırh gibi üzerine geçirmiş psikolojinizin size
    söylettiği garip sözler ve yaptırdığı garip işler vardır.



    Nedamet getirip bunlardan kurtulmayı dilerseniz, sarayınızda
    Saraçoğlu’dan farklı uzmanları danışman olarak istihdam etmenizi
    tavsiye ederim.



    Zira sağlığınızı tehdit eden haller, otlarla şifa bulacağınız türden değildir.



    Bu kabilden bir hâl “Türk Tipi Başkanlık” lakırdısını dilinize
    pelesenk edişinizdir.



    Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Sizin neyiniz “Türk tipi” ki,
    başkanlığınız da “Türk tipi” olsun!



    Ne oldu ki; bırakın sahiplenmeyi hatta söylemeyi- “Türk” sözünü
    duymaya bile tahammülü olmayan, Anayasa’dan “Türklüğü” çıkartmayı
    siyasi gayretlerinin baş hedefi gören siz, “Türk Tipi” bir yönetim
    modelinden bahseder oldunuz? Kalkmış, “bizim tarihimizde,
    genlerimizde, geleneğimizde başkanlık sistemi var” diyorsunuz. Siz
    değil miydiniz; Türk Milleti’ni 36 etnik parçaya bölen. Şimdi,
    hangisinin tarihinden, geleneğinden bahsediyorsunuz?



    “Tarih”, “gelenek” yetmezmiş gibi bir de ırkçı duyguları okşamak için
    genlerden söz ediyorsunuz. Siz değil miydiniz onları ayakları altına
    alan.



    Biz sizi tanıyoruz. Siz, elinizden gelse, adında “Türk” geçiyor diye
    “türkü” bile söyletmezsiniz.



    Ama adadaki dostunuz ciddiye alırsa alınabilir, dikkat.Sayın
    Cumhurbaşkanı;“Bizim tarihimizde esas olan budur” dediniz ya… Hani,
    söyleseniz de bilsek: sizin tarihiniz hangisidir? Hangi milletin
    tarihidir?



    Türk tarihinde de, bu tarihin belli bir döneminden itibaren iman
    ettiğimiz Kur’an’da da esas, yönetimin şekli değil dayandığı ilkeler
    olmuştur. Bu ilkelerin uygulamaları da –ne yazık ki- sizin
    eylemlerinizle örtüştürebileceğimiz türden değildir.



    Mesela, siz; Mete Han’ın, Attila’nın, Bilge Kağan’ın Türk Milleti’ni
    36 etnik ve mezhebi parçaya ayırıp bunlardan bir kısmını
    aşağılayabileceğini düşünebilir misiniz? Mesela, siz; Sultan
    Alparslan’ın devleti 10 yıl gerçek Haşhaşîlere teslim edebileceğini,
    “ne istediler de vermedim” diyebileceğini, sonra da “saflığımdan
    yararlandılar” diye bir savunma geliştirebileceğini düşünebilir
    misiniz? Mesela, siz; Kılıçarslan’ın Haçlı Seferleri Projesi’nin
    eşbaşkanı olabileceğini, “kahraman haçlı askerlerin evlerine
    dönebilmeleri için dua ediyorum” diyebileceğini düşünebilir misiniz?
    Mesela, siz; Fatih’in “dindar ve kindar nesil” yetiştirmeyi
    hedefleyebileceğini düşünebilir misiniz? Mesela, siz; Yavuz’un
    “yargının vatana ihanetten başka derdi yok” diyebileceğini, Kanunî’nin
    yasalarla yap-boz oynayabileceğini düşünebilir misiniz? Mesela, siz;
    Abdülhamid’in “ben ülkemi pazarlamakla mükellefim” diyebileceğini
    düşünebilir misiniz? Mesela, siz; Atatürk’ün Anzavur için veya Şeyh
    Said için “yani ne istendi de 12 yıllık Başbakanlığım döneminde
    verilmedi” diyebileceğini düşünebilir misiniz? Mesela, siz; İranlı
    dolandırıcı bir tıfılın, o dilinizden düşürmediğiniz Osmanlı’nızı
    rüşvetle esir alabileceğini, Dahiliye Nazırı’nın onun önüne yatmaktan
    çekinmeyeceğini, rüşvet ve yolsuzluğun fetvalarla
    meşrulaştırılabileceğini düşünebilir misiniz?



    Yeri gelmişken; hani 21. Yüzyılın Kayserili Davud’u olduğunu düşünen
    birini Başbakanlık koltuğuna oturttunuz ya…



    Mesela, siz; Orhan Gazi’nin 14. Yüzyılın Kayserili Davud’unu
    medreseden çıkartıp devlet işlerinin başına oturtacağını düşünebilir
    misiniz?



    Yine yeri gelmişken; siz hiç Türk tarihinde vatan toprağını savaşmadan
    bırakıp da atasının türbesini sırtlayıp kaçan sonra bunun büyük bir
    zafer olduğunu söyleyen devlet adamı gördünüz mü?



    Mesela, siz; emperyalist güçler ve yerli maşaları tehdit ediyor diye
    Medine kahramanı Fahrettin Paşa’nın böyle bir yola başvurabileceğini
    düşünebilir misiniz?



    Sayın Cumhurbaşkanı;



    Bütün bu yapıp ettiklerinizin ardında hangi tarihten alınan ilham
    vardır? Söyleseniz de bilsek Allah aşkına. Belli ki, bu Türk tarihi
    olamaz. Zaten şahsınız ve bağlısı bulunduğunuz zihniyetin varlığıyla
    ilgili temel sorun kendinizi Türk tarihine ait hissetmeyişinizdir.
    Biliyoruz ki, ideolojik mensubiyetiniz buna engeldir. Sizin dâhil
    olduğunuzu düşündüğünüz şey, sömürgecilik sonrası Arap kimliği
    arayışından doğmuş olan İhvan’ın kurguladığı ideolojik bir tarih
    yorumu ve sınırları belirsiz ‘Dârü’l-İslam’ kavramıdır.



    İktidarınız boyunca etkilerine açık olduğunuz liberalizmin “şirket
    olarak tasarlanmış devlet” anlayışını da eklemek gerek. Bunları Türk
    tarihinde bulabileceğinizi sanmak –en iyimser yaklaşımla- Türk
    tarihine yabancılığınızın bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.



    Sayın Cumhurbaşkanı;



    Bu millet –ne yazık ki- ideolojik tercihlerinizin bedelini ödemek
    durumunda kaldığı gibi, kendisini dünyanın merkezinde gören egonuzun
    bedelini de ödemek durumunda kalmaktadır. Siz her fırsatta bunun
    hazzını tadarken, millete acı sonuçlarına katlanmak düşmektedir.
    Örneğin; bir bürokratın vatanseverliğine kefil olup –hatta edep
    sınırlarını zorlayarak- sahiplenirken bir başkasını vatana ihanetle
    itham etmek sizin harcınızdır ve ancak bu çerçevede anlamlıdır.



    Terör örgütünün kontrolünde, vatan toprağını bırakıp sandukayı taşıdı
    diye birisine meydan muharebesi kazanmış komutan muamelesi
    gösterdiniz. Bıraksaydınız bu kadarını Merkez Bankası bile yapardı.
    Oysa ondan diğerinin tırnaklarına gösterdiğiniz ilgiyi esirgediniz ve
    onu vatana ihanetle suçladınız.



    Sayın Cumhurbaşkanı;



    “Vatana ihanet” sizin kullanmayı sevdiğiniz bir itham. Peki, kendi
    atadığınız kadrolardan bu kadar vatan haininin nasıl çıkabildiği
    sorusuna da verecek bir yanıtınız var mı?



    Hem bu kadar isabetsiz atamalar yapıp hem de her şeyi en iyi
    bildiğinizi, ülkeyi en iyi şekilde yönetebildiğinizi nasıl
    savunabiliyorsunuz? Eğer işbirliği içinde olduklarınızın gerçek
    yüzlerini anlamanız en az on yıl sürüyorsa, siz de güvende değilsiniz,
    ülke de sizden emin değil demektir.



    Bu sorgulamaları yapanları “Ankara’dan kuru sıkı atmakla”
    eleştiriyorsunuz, her önünüze çıkana “delikanlılık” dersi veriyorsunuz
    ya, hadi siz -Kabe’yi bile bir orduyla tavaf edişinizde gördüğümüz- o
    dillere destan cesaretinizle cevap verin.



    Sayın Cumhurbaşkanı;



    Sahip olmadığınız şeyin kıymetini bilemezsiniz. Siz hiçbir zaman
    ‘Tarih’ veya ‘Devlet’ bilincine sahip olmadınız.



    Edindiğiniz ideolojik formasyon buna uygun değildi ve bu formasyonu
    koruduğunuz sürece de olamayacaksınız. Sizin gözünüzde ‘Ülke’, İslam
    tarihi boyunca bile sınırları belirlenememiş olan muhayyel “Darü’l
    İslam” olduğu için, kendinizce Müslüman gördüklerinizin ideolojik
    çıkarı uğruna onu kesip biçmekten çekinmeyeceksiniz.



    Bu işe “çözüm süreci” demeye sadece diliniz varmayacak, gönlünüz de
    ona eşlik edecektir.



    Siz, başkanlığınızı ‘Millet’ kavramından türetemeyeceğiniz için,
    ‘Başkanlık’ kavramından millet türetebileceğinizi sanıyorsunuz.



    Böyle yaparsanız, “milletiniz” sadece “evde zor tuttuklarınız” olacaktır.



    Sayın Cumhurbaşkanı;



    ‘Tarih’ bilincine sahip olmayışınızla özlemini duyduğunuz “dindar ve
    kindar nesil” arasındaki ilişkiye dair de bir şey söylemek isterim:
    ‘Tarih’ bilinci olmayanda –‘Din’i tarihselliği içinde
    kavrayamayacaklarından- gerçek anlamda bir ‘Din Bilinci’ de olamaz.



    İnsanları tarihlerine yabancılaştırıp hatta “düşman” kılarak “dindar
    nesil” yetiştiremezsiniz. Hz. Peygamber örneğinde gördüğümüz İslam,
    Cahiliyye’ye bile böyle yaklaşmamıştır.



    Çevrenizde bunları sorup öğrenebileceğiniz çok insan vardır. Eğer
    günün birinde bu ülkede –kefen giymiş partizanlar değil de- gerçekten
    dindar bir nesil yetişirse; onların dilinde arzuladığınız şekilde
    anılmayacaksınız.



    Zira onlar cihadın en üst derecesinin zalim sultan karşısında hakkı
    söylemek olduğunu bileceklerdir; onlar, Tanrı’nın, kullarının
    ellerinin dolu mu boş mu olduğuna değil, kirli mi temiz mi olduğuna
    baktığını bileceklerdir; onlar, haram yemenin fetvadan kılıfı
    olamayacağını bileceklerdir; onlar, bir devletin küfr ile değil zulm
    ile çökeceğini bileceklerdir; onlar, ‘Adalet’in en üst değer olduğunu
    ve sadece Müslümanlar için değil bütün insanlar için olduğunu
    bileceklerdir.



    Gerçekten “dindar” olan insanda “kin” bulunmaz; biz, sizin sözünüzü
    sadece maksadımızı anlatmak açısından kullanalım: Eğer, o görmeyi çok
    arzuladığınız “dindar ve kindar nesil” gerçekten dindar olursa,
    minnetinin değil kininin konusu olmayı da göze almış olmalısınız.



    Sayın Cumhurbaşkanı;



    Günü geldiğinde hangi tarihte, nasıl anılırsınız bilemem ama Türk
    tarihinde utanılmayacak bir yer edinmek isterseniz, nedamet getiriniz.
    “Türk Tipi Başkanlık”ı savunmaya hakkınız olsun istiyorsanız,
    öncelikle siz “Türk Tipi” olmayı denemelisiniz.



    O müthiş egonuz milletin her ferdini kefen giymiş partizanlara
    dönüştürebileceğinizi düşündürtmesin size.



    Bakın, anlayasınız diye Osmanlıca söylüyorum:“Ne mümkün zulm ile bidâd
    ile imhâ-yı hürriyet Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten”.



    Atila Kaya



    __._,_.___


    hisse.net kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

  3. #2043
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Böyle giderse orada-burada.
    Gönderi
    28,622
    O dua meselesi şu...Irakta Rabiaların ırzına geçen Abd askerleri ülkelerine sag salim dönsünler diye dua ediyorum diye 2004 yılında Newyork Times de bir makale yazıyor rte oradaki ifadesi...eee BOP eşbaşkanı olmak zor zanaat...

  4.  Alıntı Originally Posted by cemal31 Yazıyı Oku
    Yaşıtları ülkücüler-solcu gençler inandıkları dava ugruna vuruşurken, kurşun atıp, kurşun yerken, idam sehpalarında asılırken, ortalarda hiç görünmeyen, kasımpaşada top peşinde koşan, eminesi ile zevku sefa peşinde koşan biri şimdi olmuş en vatansever, en kahraman adam...bizde yedik yani..sahiden o zamanlar hangi delikte saklıyordu bu kahraman...
    http://www.trt.tv/izle/254897/sevda-...adinda-1-bolum

    yasi kucuk olanlar birde sadece sloganlarla konusanlar bilmezler.

    bu dizi kim hangi yontemlerle bu ilke icin ne yapti turkiyenin 80 darbesine gittigi yolda, izleyin gorun

  5. #2045
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Böyle giderse orada-burada.
    Gönderi
    28,622
     Alıntı Originally Posted by Yatirimciali Yazıyı Oku
    http://www.trt.tv/izle/254897/sevda-...adinda-1-bolum

    yasi kucuk olanlar birde sadece sloganlarla konusanlar bilmezler.

    bu dizi kim hangi yontemlerle bu ilke icin ne yapti turkiyenin 80 darbesine gittigi yolda, izleyin gorun
    Biz tv dizilerine değil, o dönemi yaşayanlara bakarız, sen trt dizileriyle idare et..Ha illaki gerçek birşeyler görmek istiyorsan ülkücüler filmini izle yada güneydoguda destan yazan Osman Pamukoğlu nun kan uykusunu izlede, Türkiye seninle gurur duyuyor dediğiniz, çok sevdiğiniz barzaninin ne oldugunu gör...

  6. #2046
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    Böyle giderse orada-burada.
    Gönderi
    28,622
    https://www.youtube.com/watch?v=4vR4qoJTofU

    Dizi filmlere değil, gerçeklere bak, gör barzani sever akp nin gerçek yüzünü...

  7. sinan oğan'a yozgat'ta saldırı.

    polis havaya ateş açtı !
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  8. #2048
    UNUTMAYALIM DİYE!
    BİZ UNUTMADIK,SİZLER DE UNUTMAYIN!
    BU GÜNLERE KOLAY GELMEDİK...
    Eski Türkiye'den Yeni Türkiye'ye...! Eski ve Yeni Türkiye farkı.!


Sayfa 256/774 İlkİlk ... 156206246254255256257258266306356756 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •