Alıntı Originally Posted by TRENDHOUND Yazıyı Oku
İçinde yaşadığım bir anımı anlatayım ve bu anı ile mevcut kriz arasında bir bağlantı kurayım:
17 Ağustos 1999 tarihinde TR'de büyük bir deprem oldu bildiğiniz üzere. Depremden hemen önce Temmuz ayında 100 endeks 4.615'de zirve yapmıştı. Depremden sonra ise borsa alt üst oldu ve şu ankinden çok daha büyük bir satış dalgasına maruz kalıp 2 ay içinde 100 endeks 1.818'e kadar geriledi; böylece 3 ayda 4.615'ten 1.818'e TL bazında %61 düşmüş oldu (dolar bazında ise %75 gibi). 3 ay gibi bir süreçte %61'lik bir düşüş çok büyük oranlı bir düşüştür, hatta düşüş değil tam anlamıyla bir göçüştür. Tabii depremi takip eden 2 aylık süreçte hemen herkes anormal şekilde ümitsiz, her şeyi kapkara görüyordu; aynen şu an olduğu gibi. Beklentiler hep olumsuz yönde idi. Herkes borsa battığını, şirketlerin çok zor durumda olduğunu, ülkenin anormal zor bir durumdan geçtiğini, ekonomik tablonun kapkara olduğuna inanıyordu ve bu durumdan kurtulmanın uzun yıllar alacağına inanıyordu. Peki, depremden 3 ay sonra geçtikten sonra işler nasıl gelişti biliyor musunuz? Ekim 1999'da 1.818 de dibini yapan borsa, depremden 6 ay sonra tamamen silkindi ve şaha kalktı. Depremden 7 a sonra Mart 2000'de eski zirvesi olan 4.615'i tekrar yakaladı ve orada durmayıp yoluna devam etti. Onu takip eden 9 ay boyunca dev adımlarla çıkışını sürdürerek 100 endeks Ocak 2001'de 20.618'i görüp yeni bir tarihi zirve yaptı. Özetlersem, 1999 depremini takip eden 2 ayda borsa dibini buldu, dip çalışması 5 ay kadar sürdü, bunu takip eden 9 ay içinde de 20.618 e kadar çıktı. Demek ki 100 endeks 15 ayda 1818 den 20618 e tam tamına 11.3 katına çıkmış yani herkesin ümidini kestiği bir ortamda %1000'den fazla prim yapmış. Söyleyeceğim şey şudur: Mali tablodan ümitsiz olan kitle ne kadar büyükse borsa için o kadar iyidir ve bu kitlenin %80'lere çıkması da ideal bir durumdur.

Internet.

Durum ayni degil simdi maalesef. yarim trilyon dolar dis borc.