-
Sam Mendes’in yonettigi, Daniel Craig, Léa Seydoux ve Christoph Waltz’in rol aldigi, 24.James Bond filmi Spectre, 26 Ekim 2015’te Ingiltere ve Irlanda’da vizyona girdi.
-
Engerek yilani bakti bir gun haline, dedi, adamakilli kocamisim
dis mis kalmamis bende
bu yasami degistirmek gerek.
Kim bilir, pisman olmustu belki de
Yarasaya dedi ki : "Hani suralarda rahibelerin bostani var ya,
bir basima oraya cekilecegim,
artik benim icin en iyisi cile doldurmak
son nefesimin cikacagi gune dek.
Hem bu benim en davranisim olur, fena mi,
yaptigim butun kotulukleri de oderim.
"Anliyorum, dedi ona yarasa
aklin yanlislarini duzeltmeye yeter vicdan azabı duymak
Ama halk arasinda sactigin zehir
oldugu gibi kalacak, vicdan azabi duy, duyma!

Appena che la Vipera s'accorse
d'esse vecchia e sdentata, cambiò vita.
S'era pentita? Forse.
Lo disse ar Pipistrello: — Me ritiro
in un orto de monache qui intorno,
e farò penitenza fino ar giorno
che m'esce fòri l'urtimo sospiro.
Così riparerò, con un bell'atto,
a tanto male inutile ch'ho fatto...
— Capisco: — je rispose er Pipistrello —
la crisi de coscenza è sufficente
per aggiustà li sbaji der cervello:
ma er veleno ch'hai sparso fra la gente,
crisi o nun crisi, resta sempre quello.
Trilussa (Carlo Alberto Salustri)
-
Pinocchio: Sen istedigin gibi ot, Agustosbocegi. Benim de bildigim bir sey varsa, yarin sabah safakla buradan gidecegimdir. Cunku burada kalirsam, butun cocuklarin basina gelen sey gelecek basima, yani okula gonderecekler beni ve istesem de, istemesem de ders calismam gerekecek. Bense, ictenlikle soyleyeyim sana, ders calismak icin en kucuk bir istek bile duymuyorum; kelebek kovalamakla, agaclara tirmanip yuvalardaki kus yavrulariniı toplamakla daha cok eglenirim.
Agustosbocegi: Zavalli küçük budala! Boyle yaparsan buyuyunce tam bir esek olacagini ve herkesin senin kucuk gorecegini bilmiyor musun?
Pinocchio: Sus, som agizli Agustosbocegi! diye haykirdi Pinokyo.
Agustosbocegi: Okula gitmek hosuna gitmiyorsa, nicin bir sanat ogrenmiyorsun, hic olmazsa, ekmegini namusunla kazanmak icin?
Pinocchio: Nicin, soyleyeyim mi? diye karsilikk verdi sabrı tukenmeye baslayan Pinokyo. Dunyadaki butun sanatlar, isler arasinda yalniz biri hosuma gidiyor.
Agustosbocegi: Hangisi acaba bu?
Pinocchio: Yemek, icmek, uyumak, eglenmek ve sabahtan aksama kadar basiboş yasamak sanati.

Pinocchio: Canta pure, Grillo mio, come ti pare e piace: ma io so che domani, all'alba, voglio andarmene di qui, perché se rimango qui, avverrà a me quel che avviene a tutti gli altri ragazzi, vale a dire mi manderanno a scuola, e per amore o per forza mi toccherà a studiare; e io, a dirtela in confidenza, di studiare non ne ho punto voglia, e mi diverto più a correre dietro alle farfalle e a salire su per gli alberi a prendere gli uccellini di nido.
Il grillo: Povero grullarello! Ma non sai che, facendo così, diventerai da grande un bellissimo somaro, e che tutti si piglieranno gioco di te?
Pinocchio: Chetati, Grillaccio del mal’augurio!
Il grillo: E se non ti garba di andare a scuola, perché non impari almeno un mestiere, tanto da guadagnarti onestamente un pezzo di pane?
Pinocchio: Fra tutti i mestieri del mondo non ce n'é che uno solo, che veramente mi vada a genio.
Il grillo: E questo mestiere sarebbe?
Pinocchio: Quello di mangiare, bere, dormire. divertirmi e fare dalla mattina alla sera la vita del vagabondo.
-
-
27 Ekim Dunya Gorsel Isitsel Miras Gunu / Giornata Mondiale del Patrimonio Audiovisivo


-
Italyan besteci, keman virtuozu, gitarist ve kompozitor Niccolò Paganini’nin dogum yildonumu (27 Ekim 1782)

“Non sono bello, ma quando mi ascoltano, le donne cadono tutte ai miei piedi“
(Yakisikli biri degilim ama keman calinca butun kadinlar ayagima kapaniyor.)
https://www.youtube.com/watch?v=WV5wDqJ5WU4
-
Ingiliz kadin yazar Enid Bagnold’un dogum yildonumu (27 Ekim 1889)

“Bir baba bebegini hep kucuk kadin haline getirir. Bir kez kadin oldu mu da geriye dondurmeye calisir.”

“Insanin zevki her sabah yeniden dogar.”
-
Modernizm ve Romantizm akiminin uyelerinde Galli sair Dylan Marlais Thomas’in dogum yildonumu (27 Ekim 1914)

Gozyaslarim sessiz suruklenmeleri gibidir
Bir kac buyulu gulden petallerin,
Ve butun kederlerim yarigindan akar
Hatirlanmayan karlarin ve goklerin
Sanirim, degmis olsaydim yeryuzune,
Parcalanacakti;
O kadar acikli ve guzeldir,
O kadar urkek bir ruya gibi.

Le mie lacrime sono come il quieto cadere
di petali da qualche magica rosa,
e il mio dolore scorre dalle crepe
di cieli e nevi di cui non è memoria.
Se toccassi la terra
credo che andrebbe in polvere;
è così triste e bello,
così tremulamente come un sogno.

Bir sehri yikti kagidi imzalayan el
Solugu kesti bes egemen parmak
Ciftlestirdi oluler evrenini, bir ulkeyi boldu
Bes kral bir krali olume gorurdu
Egik bir omuza uzanan guclu el
Tebesirle kenetlenmis parmak eklemleri
Cinayetlere bir son veriyor
Gorusmelere son veren kalem
Bir hastaligi cogaltiyor guclu el
Agustos bocegiyle birlikte aclik ve kitlik
Karalanmis bir imzayla buyuktur
Insanlara hukmeden el
Krallar oluler sayar, yaralari yumusatamaz
Ve alnini oksayamaz kimsenin
Gokyuzu ve sefkat ellerin emrindedir
Ama gozyasi yoktur ellerin.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri