Eskiden ben de aynı hayali kurardım. sonra fikrim değişti.
Şehirden uzak bir yerde yaşayabilen adam çalışmıyordur.
Çalışmayan adam da şehrin birçok stresli yönünü ekarte etmeyi başarır zaten.
Ben hafta sonları hınca hınç kalabalığın içine asla girmem, kabuğuma çekilirim, hafta içi gezerim.
Hafta içi de iş saatlerinde trafiğe çıkmam. Sakin vakitlerde yolculuk ederim.
Misal bugün boğaz mahşer gibi kalabalıktı. Yarın bayram tatili, yine kalabalık olabilir. Ama öbür gün rahatım, gider sakin sakin balığımı tutarım.
Kırsalı ben de severim, ama şehrin nimetlerinden kolay kolay vazgeçemem.
Düğmeye bas, sıcak su aksın. Düğmeye bas, ev ısınsın.
Doğalgaz büyük nimettir, köylerde kışın soba dumanından nefes alamazsınız.
Evimin 5-6 bina ötesi hipermarket, az daha ötesi şok, A-101, bim. Biraz daha yürüyünce carefour ve migros.
Bakkal mesafesinde 3 tane fırın.
Çocuğunuz varsa, tahminen 7-8 farklı üniversiteye tek vesaitle gitme imkanı.
10-15 dakikada ulaşabileceğiniz 3-4 farklı devlet hastanesi. bir o kadar özel hastane.
Caddeye çıkınca yürüme mesafesinde 5-6 farklı dişçi.
Bir sürü eczane olduğu için her gece illa ki biri nöbetçi.
Sayısız lokanta ve fast food dükkanı.
Benim gözümde şehir böyle güzel bir şey.
Sabah-akşam 1'er saat boyunca öndeki aracın stoplarını seyredip trafikte baygınlık geçiren adam için farklı olabilir. Bilemem.
O adam zaten şehire prangalarla bağlıdır, gidemez.
Yer İmleri