-
Portekiz asilli Amerikali roman ve oyun yazari John Dos Passos’un dogum yildonumu (14 Ocak 1896)
(Bir cinayet ve gasp olayi ile ilgili olarak suclanan ve 7 yillik mahkumiyet sonrasinda 23 Agustos 1927'de idam edilen iki Italyan gocmeni Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti icin yazdigi siir)
Onlar olu simdi
bu bir siir degil,
bu, gri mapus elbiseleri icinde iki adam,
biri yedi yildir islememis elinin hasta canina bakiyor.
bilir misin bir yilin kac cektigini
ya da
bir gun yirmi uc saatken mapus doseginde
parmakliklar bogarken insanin hayallerini
kac saat var bir gunde?
bilir misin hucredeki insanin hayallerini?
onlar olu simdi.
yine kazandi zift kokulu carklar,
yandi tum bedenleri.
etleri Massachusetts’in mavi gogune,
hayalleri ruzgara karisti.
“onlar olu simdi” diyerek
Vali’nin sekreteri durttu Vali’yi,
“onlar olu simdi” diyerek
yuksek mahkeme yargici durttu kendisini,
“onlar olu simdi” diyerek
universite rektoru durttu nefretini.
tum olulerin yuzunde kuru bir gulumseme belirdi;
oldu beyaz yakali,
ipek sapkali,
redingotlu adam.
atlayip otomobillerine,
gezdiler bir uctan bir uca Boston sokaklarini.
artık ozgur hayalleri,
uzakta artik o zift kokan hucre.
sesleri, dillerine yabanci on binlerin nefesinde yankilandi
ve ayni sarkiyi hep bir agizdan soyledi on binler.
sarki ciglik olup patlatti Massachusetts’in kulak zarini.
simdi varsa cesaretin buna siir de!


Questa non è una poesia
Sono due uomini in grigie casacche di detenuti.
Un uomo siede guardandosi la carne malata delle mani
– mani che non hanno lavorato per sette anni.
Ma tu lo sai quant’è lungo un anno?
Lo sai quante ore ci sono in un giorno
quando il giorno è ventitré ore su una branda in una cella
in una cella in una fila di celle in un braccio di file di celle
tutte vuote del soffocante vuoto di sogni?
Tu li conosci i sogni di uomini in carcere?
Ora sono morti
I neri automi hanno vinto.
Loro sono completamente bruciati.
Le loro carni sono passate nell’aria del Massachusetts
i loro sogni sono passati nel vento
“Ora sono morti”, dà di gomito la segretaria
del governatore al governatore
“Ora sono morti”, dà di gomito il giudice della Corte d’Appello
al giudice della Corte Suprema
“Ora sono morti”, dà di gomito il rettore dell’università
al rettore dell’università
Una risata secca sale da tutti i morti,
morti in colletto bianco, morti in cappello da seta;
morti in mantello.
Salgono e scendono dalle automobili
respirano a fondo con sollievo
mentre vanno su e giù per le strade di Boston.
Essi sono liberi dai sogni
Dai sudici panni del carcere
Le loro voci esplodono in mille linguaggi
cantando una canzone
da far scoppiare i timpani al Massachusetts.
Scrivici su una poesia se te la senti!
-
Ingiliz yazar, matematikci, fotografci, ve Alice Harikalar Ulkesinde ile taninan Lewis Carroll'in (Charles Lutwidge Dodgson ) olum yildonumu (14 Ocak 1898)
"Gelen, Beyaz Tavsan'di; agir agir Alice'e dogru yuruyor, bir yandan da bir sey yitirmis gibi cevreyi kolacan ediyordu; Alice, onun kendi kendine, ''Ah Duses! Dusesim! Vah benim sevgili patilerim! Vaah benim kurkum, vah biyiklarim! Boynumu vurduracak. Sansar ne kadar sansarsa ben de o kadar eminim bundan! Acaba nerede dusurdum ki onlari?'' dedigini duydu. Alice, onun yelpazeyle beyaz eldivenleri aradigini hemen anlamisti; bir iyilik yapmak istegiyle o da aranmaya basladi, ama ortalıkta hicbirinden iz yoktu. Golcukte yuzdugunden bu yana her sey degismise benziyordu; cam masa, kucuk kapili kocaman dehlizde butun butune silinmisti." Alice Harikalar Ulkesinde

"Era il Coniglio bianco che tornava trotterellando bel bello e guardandosi ansiosamente intorno, come avesse smarrito qualche cosa, e mormorando tra sè: «Oh la duchessa! la duchessa! Oh zampe care! pelle e baffi miei, siete accomodati per le feste ora! Ella mi farà ghigliottinare, quant'è vero che le donnole sono donnole! Ma dove li ho perduti?»Alice indovinò subito ch'egli andava in traccia del ventaglio e del paio di guanti bianchi, e, buona e servizievole com'era, si diede un gran da fare per ritrovarli. Ma invano. Tutto sembrava trasformato dal momento che era caduta nello stagno; e la gran sala col tavolino di cristallo, e la porticina erano interamente svanite." Alice nel paese delle meraviglie
-
Liberetosunu Luigi Illica ve Giuseppe Giacosa’nin yazdigi, Giacomo Puccini'nin Tosca operasi ilk kez 14 Ocak 1900’de Roma, Teatro dell'Opera’da sahnelendi.

-
Amerikali ozgurlukcu sosyalist, siyaset felsefecisi, hatip ve yazar Murray Bookchin'in dogum yildonumu (14 Ocak 1921)
"Toplumsal adaletsizligi ortadan kaldirabiliriz, ama toplumsal ozgurluge ulasamayiz. Siniflari ve somuruyu ortadan kaldirabiliriz, ama hiyerarsi ve tahakkumun kisitlamalarindan kurtulamayiz. Bir seytan cikarma ayini yapiyormuscasina pis islerimizden mal kazaniminin ve birikimin ruhunu def edebiliriz, fakat yine de icimizi kemiren bir sucluluk duygusunun, duyumsalliginin ahlaksizliga duyulan analiz edilmesi guc bir inancin ve feragatin yuku altinda ezilmeye devam ederiz." Ozgurlugun Ekolojisi

"We may eliminate social injustice, but we will not achieve social freedom. We may eliminate classes and exploitation, but we will not be spared from the trammels of hierarchy and domination. We may exorcize the spirit of gain and accumulation from our psyches, but we will still be burdened by gnawing guilt, renunciation, and a subtle belief in the "vices" of sensuousness."
"Ne kadar iyi dusunulmus olursa olsun kucuk adimlar evrensel, kuresel ve feci bir hal almis problemleri kismi olarak dahi cozemez. Eger kısmı 'cozumler' denen birsey varsa bu sadece ekolojik krizin sabit dogasini gizlemek icin kullanilan makyaj malzemesidir. Onlar bu suretle halkin dikkatini ve teorik icyuzunu, gerekli degisikliklerin derinligi ve genisligi hakkindaki yeterli kavrayisdan alikoyarlar."

"Nor do piecemeal steps however well intended, even partially resolve problems that have reached a universal, global and catastrophic character. If anything, partial ‘solutions’ serve merely as cosmetics to conceal the deep seated nature of the ecological crisis. They thereby deflect public attention and theoretical insight from an adequate understanding of the depth and scope of the necessary changes."
-
Japon roman ve oyun yazari (Kimitake Hiraoka) Yukio Mishima’nin dogum yildonumu (14 Ocak 1925)
“Beni ask konusunda, yani ugrunda olmeye degecek, insani bitirip tuketen ask konusunda gizliden gizliye dusunmeye yonelten deniz oldu. Evet, kesinlikle deniz.Tanri'nin gunu celik bir gemide kapali kalan bizler icin, deniz tipki kadin gibidir. Durgunlugu ve firtinalariyla, kaprisleriyle, batan gunesi yansitan gogsunun guzelligiyle bu benzerlik ortadadir. Daha da otesi, denizin uzerine uzanan ve denizin uzerinde gidip gelen, yine de denizin kendini vermeyi reddettigi bir geminin icerisindesiniz. Altinizdan akip gecen sonsuz miktardaki bu su, susuzlugunuzu gideremez. Doga, denizciyi kadina benzeyen bu unsurlarla sarmalar da, denizci yine kadinin sicak, diri govdesinden oldugu kadar uzak kalir denizden.” Yukio Misima, Denizi Yitiren Denizci

“It was the sea that made me begin thinking secretly about love more than anything else; you know, a love worth dying for, or a love that consumes you. To a man locked up in a steel ship all the time, the sea is too much like a woman. Things like her lulls and storms, or her caprice, or the beauty of her breast reflecting the setting sun, are all obvious. More than that, you’re in a ship that mounts the sea and rides her and yet is constantly denied her. It’s the old saw about miles and miles of lovely water and you can’t quench your thirst. Nature surrounds a sailor with all these elements so like a woman and yet he is kept as far as a man can be from her warm, living body.”
-
1 Akademi (Sebeke - Network, 1976), 3 Golden Globe, 1 Emmy ve 1 BAFTA Odulu sahibi Amerikali aktris (Dorothy) Faye Dunaway’in dogum gunu (14 Ocak 1941)



-
Amerikali gerilim, korku ve kurgu yazari Richard (Carl) Laymon'in dogum yildonumu (14 Ocak 1947)
"Deniz kenarinda, sevimli bir tatil beldesi olan Boleta Korfezi eski rahat, sakin halini kaybetmistir. Sebebi aciklanamayan bazi kaybolma olaylari yazin keyfini cikaranlarin ustune karanlik bir golge gibi coker. Tatilcilerin dolastiklari mekanlar agzi bozuk serseriler tarafindan isgal edilmistir.
Bir sure sonra Boleta Korfezi kendini savunmaya baslar. Bolgedeki yasadisi olaylarin ardinda bu serserilerin bulundugunu dusunen gencler, siddete siddetle karsilik verme karari alirlar. Tanya adinda karizmatik bir liderleri olan gencler, serserileri dovmeyi yeterli gormeyip daha agir cezalar uygulamak amaciyla, terkedilmis bir barakada toplantilar yapmaya baslarlar; bu mekan onlari kayip olaylarinin ardindaki gercege goturecektir."

"The seaside resort of Boleta Bay is not the carefree place it used to be. A series of unexplained disappearances has brought misery and fear to local families, casting, a dark shadow over the summer. And to add to the atmosphere of unease and foreboding, the tourists who throng the arcades and stroll along the board walk now have to pick their way through a growing army of leering, foul-mouthed bums who infest the dilapidated buildings of Boleta Bay's promenade.
But now Boleta Bay is fighting back. Convinced that the loathsome down and outs, nicknamed 'trolls', have been abducting its citizens for their own grim purposes, a gang of local teenagers decide to wreak their own violent revenge on what they see as a hive of murderous parasites. Led by the charismatic Tanya, the gang soon graduate from simple beatings to other, more ambitious forms of punishment. And as they grow more daring, their campaign inexorably leads them to the old abandoned Funhouse, where the appalling truth about the disappearances awaits them."
-
Amerikali suc gerilim romanlari yazari John Lescroart'in dogum gunu (14 Ocak 1948)
"Tabii ki adaletin gozu kordu falan ama guclu insanlari gereksiz yere kiskirtmamak basit bir sagduyu ornegiydi. / Of course justice was blind and all that, but in fact it was simple prudence not to needlessly antagonize powerful people." Hasat Zamani

"Ozellikle hukuk, ayni suctan dolayi, sectiginiz insanlari tutuklayip, digerlerini tutuklamayacaginiz bir arac degildi. / And the law was specifically not a tool that you used selectively to arrest some people but not others who did the same thing."
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri