forumdaş özellikle 107500 geçilirse borsanın önü açılacak ayrıca dünkü sert yükselişte uzun süredir görmediğimiz para girişi yapmış yabancı ,bu konuda bir tahminin var mı?????yani yukarı doğru hareket için nedir beklenti???tşkler....
forumdaş özellikle 107500 geçilirse borsanın önü açılacak ayrıca dünkü sert yükselişte uzun süredir görmediğimiz para girişi yapmış yabancı ,bu konuda bir tahminin var mı?????yani yukarı doğru hareket için nedir beklenti???tşkler....
Sn Deniz43 affınıza sığınarak yazınızdan alıntı yaparak sormam gerekti
NET DÖVİZ REZERVİ(USD) 32,010,286
Piyasa verilerinden
25 Eylül 2019 Perşembe
Dış varlıklar 586,307,606
Dış yükümlülükler 22,889,805
Bankalar mevduatı 353,077,364
Kamu mevduatı 27,933,022
NET DÖVİZ REZERVİ(TL) 182,407,415
1USD 5.6984
Altın rezervi 16,452,947
Swap ile merkez bankasına 13,643,000
emanet gelen para
Swap hariç net rezerv(altın dahil)(USD) 18,367,286
Swap hariç net rezerv(altın hariç)(USD) 1,914,339
Aşağıda tabloda sizin söylediğiniz şekli ile verileri koydum
Merkez Altın aynı ama Swap 16 528 yerine , 13 640 olduğu için
Geri ödeme ile borcumuz azaldığından yani swap azaldığı için .
Bu durumda merkez iyi gidiyor diyebilir miyiz MB krizi iyi yönetmiş denebilir mi ?
Saygılar ,
http://eksiup.com/p/by19658727gr
AL / SAT / YAT / TUT yada Turşu kur tavsiyesi değildir, sadece FaL ve dedikodu.
Merkez Bankası net rezervlerinin -swaplar ve altın hariç- negatif bölgeden 1.9 milyar dolar artıya geçmesi olumlu tabii ki,ama yine de önümüzdeki 1 yıl içinde kısa vadeli borcu 179.2 milyar dolar olan bir ülke için bu rezervlerin çok düşük ve yetersiz olduğunu not etmek gerekiyor.
Cuma günü borsanın niye böyle sert bir yükseliş yaptığına dair herhangi bir haber ya da bilgi yok,Türkiye ekonomisiyle ilgili geleceğe ilişkin olumlu beklenti yaratacak alınmış bir tedbirler ve reformlar paketi de yok.Önceki sayfalardaki yazılarımda var,TUİK'in yayınlayacağı verilerden bağımsız olarak,ben sadece bu yıl değil ,gelecek yıl da Türkiye ekonomisinde -Eğer ülke için hikaye yaratacak bir gelişme olmaz ve buna bağlı olarak yurt dışından büyük çaplı bir para girişi olmaz ise- küçülmenin devam edeceğini öngörüyorum.Buna temel olan argümanlarımı ise burada tekrarlayayım:
-Geniş halk kitlelerinin gelir artışları enflasyonun çok altında kaldı,reel olarak satın alma güçleri eridi,bu da önümüzdeki dönemde halkın tüketim harcamalarının daha da azalacağının işaretini veriyor.Satın alma gücü eriyen halk sadece borç alarak ilave tüketim yapabilir,ama burada da 2 engel var:birincisi halkın kredi limitleri büyük ölçüde dolmuş durumda 417.2 milyar TL bankalara borcu var,bir bölümünün ise sicili geçmiş borçlarını ödemede temerrüde düştüğü için uygun değil.İkincisi ise şu anda işsizlik oranı Cumhuriyet döneminin en yüksek seviyelerinde ,bu da işi olanlarda da işini kaybetme korkusu yaratıyor ve borçlandığı takdirde işini kaybederse,borcunu ödeyemeyebileceği kaygısıyla borçlanmaktan uzak tutuyor.
-Yatırımlar son dönemde rekor seviyede %22 geriledi.Burada da olumsuzluğun devam etmesi bekleniyor çünkü şirketlerimiz aşırı borçlu,özellikle bu borcun kısa vadeli kısmı da çok yüksek,içeride talep çok düşmüş durumda,dışarıda da global ekonomik büyüme yavaşladığı ve ticaret savaşları nedeniyle global dış ticaret hacminde küçülme olduğu için dış talepte de düşme var(Özellikle ihracatımızın yarısından fazlasını yaptığımız başta Almanya Euro bölgesindeki ekonomik verilerin kötü bir şekilde gelmesi Türkiye ekonomisi için de olumsuz),şu andaki kapasitelerde atıl kullanılmayan bölüm var,karlılık beklentileri düşük,bu yüzden özel sektör yatırımlarındaki olumsuzluğun sürmesi bekleniyor.
-Yukarı da da nedenlerini ifade ettiğim gibi,ihracatı teşvik eden rekabetçi kurların da gerilemesiyle, geçen yıl ekonomideki küçülmenin daha da derinleşmesini engelleyen net ihracat katkısı ,baz etkisinin bitmesiyle, Eylül verisiyle birlikte ,geçen yıla göre dış ticarette artık açıkta azalma değil ,fazla göreceğiz.Bu nedenle bu sefer dış talebin ekonomideki küçülmeyi sınırlayan yastık etkisini de göremeyeceğiz.
Peki o zaman -ekonomide toparlanma beklentisi olmayan- borsamız Cuma günü bankalar liderliğinde niye sert yükseldi.Üstelik bu bankaların batmış,yeniden yapılandırılmış,ya da son ödeme tarihinin üzerinden 30 günden fazla süre geçmiş temerrüde düşmüş 500 milyar Tl'yi aşmış sorunlu kredisi varken.
Gözüme çarpan tek şey, hafta içinde Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'ın New York'ta yabancı büyük yatırımcılarla bir toplantısı vardı.Ekim ayında yılın dış borç geri ödemeleri açısından en yüklü olacağı ay öncesi(ticari borç geri ödemeleri hariç sadece finansal borç geri ödemeleri 7.7 milyar dolar),bunun yükünü azaltmak amacıyla,yabancı yatırımcılara kısa vadede girecekleri portföy yatırımlarıyla yüksek kazanç sağlayacakları bir öneride bulunmuş olabilir,bunun nasıl olacağı,detayları nedir bilmiyoruz..
Hergün borsayı takip eden ve hemen hergün işlem yapan (işlemlerim banka hisselerinde) biriyim, cuma günkü banka hisselerindeki yükselişin bir açıklaması olmadığını söyleyebilirim. Garanti - akbank gibi dev bankalar yüzde 7-8 arttı, böyle bir artış için hatırı sayılır bir haber lazım normalde. Bekledim ama daha gelmedi öyle bir haber. Bankalar ucuzdu, gelişmiş ülkelerde faizler eksi, gelişenlere para akacak vb. diyenler var ama bu bir günlük böyle bir yükselişi açıklamaz, yangından mal kaçırır gibi bir günde mi toplanır hisseler?
Üç ay önce garantinin 7-8 liradan yüzüne bakmıyordu kimse, şimdi on liradan kapıştılar.
Ancak Deniz beyin dediği gibi arkaplanda başka hesaplar vardır, fırıldak dönüyordur. Ya da ralli yaptırıp küçük yatırımcıyı borsaya çekmeye çalışıyorlar. Ben yüz bin üzerinde borsaya girmem.
Dolardan ilgiyi iyice uzaklaştırıyorlar.
[QUOTE=ugolnili;3773811]forumdaş kesinlikle ekonomi yönetiminde iyi bir yeri hakediyor ama siyasete girmek ister mi bilmem,bu tip birikimli insanlar siyasetten kaçıyor maalesef TR de maalesef...[/QUOTE
Denz 43 beyin çapında birini bende tanımadım. Bilgisi yüksekliği kadar mütevazi birisi . Bırada yazöası bizim için şans. Ancak ülkenin ve büroksasinin tepesinde olacak birisi. Hani kaht-ı rical derleşmiş devlet adamı yokluğu. Aslında ülkede var. Ancak büroksasi de yoklar. Kendilerinden istifade edilemiyorlar. Şu an kısıtlı bir çevreden oluşan bürokrasi. Merkez Bankası yöneticilerinin bir günde hepsinin alınarak kurumsal hafızalarının kaybolması zafiyetler gibi. Sadece duyulmak istenenler söylenebiliyor. gerçekte görünenler değil.
Yer İmleri