Yemekçi abime katılıyorum. Tebrik ederim.
Kendi hayatımdan çıkarak biraz analiz yapmak istiyorum. Yaşadıklarım ve tecrübelerim. Belki bu kadar yaşı olmayanlar var.
Kardeş 2000 yılında askerden geldim maaşım 450-500$ Şimdi 1000$.
1997 de evlendim evimde sabit telefon bile yoktu. Sabit telefonu 1 yıl sonra aldım. Elektrikli süpürge de yoktu. Bunu da 1 yıl sonra alabildim. Alamamıştım. Şu çalıdan yapılan bir süpürge vardı. Onunla süpürürdük evi. Sobalıydı ev yerli kömür yakardık. Adam yıkar giderdi elimde taşırdım. 2000 yılından sonra ithal kömür sibirya kömürüydü galiba öyle deniyordu 1 ton alırdım. Kozalak toplardım memleketten biraz da çalı çırpı tutuşturmak için. Şimdi doğalgazlı evde yaşıyorum. Tabi yıllık 1500-1800 tl gibi bir maliyeti oluyor. Ama kömürde o kadar ama her yer ısınıyor. Banyo da dahil. 24 saat sıcak su.
Şimdi evde 3 çocuk 3 bilgisayar var 3 süpürge var irili ufaklı farklı özellikte. Ev telefonu yine yok ama 4 cep telefon var. Acaba bizim çocuklar evlense ve evde süpürge olmasa bugün acayip karşılanır mı? Bilemiyorum.
Ecevit saat 00.00 de ekonomik kurul toplantısından çıktı serbest kur rejimi yok dedi. Saat 03.00 Derviş çıktı serbest döviz kuru dedi.
Ne o zaman aç kaldık ne şimdi. Porshe binmedik de Doğan S bindik işimizi gördü. Arabamız olmadığı zamanlar oldu. Ama hep şükrettik. Dolara hiç yatırım yapmadım. Bana ihanet gibi geldi. Altın,viop ve hisse dışında yatırımım olmadı.
Her zaman pazara çıkarım. Bugünde çıktım. 100 tl harcadım. Kayısı(1 kg), Erik (1 kg), Marul (1 adet), Domates (5 kg), Muz (1kg) , Semiz (1/2 kg), Ispanak (1kg), Patlıcan (1 kg), Bakla (1 kg), Soğan (3 kg), Patates (5 kg), ekmek vb aldım.
Hayat pahalı ben çocukken eti kurbandan kurbana görürdük. Ben kıyma alındığı hatırlamam. En çok balık isterdim annemden oda Hamsi. Genelde kışın 5-6 hafta alırdık.
Herkes zekatı tam verse toplumda ekonomik yapı biraz düzelir. Bir de bayanların iş hayatına girmesi ekonomik yapıyı ve toplum yapısını bozduğunu düşünüyorum. Belki bu çoğumuza ters gelebilir. Ama ben devleti yönetsem her aileden 1 kişiyi kamuya işe alırdım. Tabi vasıflı ise ve çalışmak isterse. Mesela eşlerden biri devlet memuru olabilir. Köyde kalmayı ve köyde yaşamayı teşvik ederdim. İyi ki değilim.
10 dairelik bir apartman oturuyorum. Param olmadığından değil.Hemen yanda bahçe var 50m2 falan. Komşulara dedim. Bahçeye bir şeyler dikelim. Onlar dediler biz dikmeyiz. Gittim 40 tl'ye fide alıp 30 biber 30 domates fidesi çilek, salatalık vb. diktim. Amaç bir ot it bitmesin. İki çocuklar bahçe işlerini görsün zor durumda kalırsa yapabilsin. Hatta balkonda saksıda bile yapıyorum. Ara sıra çocuklar çeşmeden su doldurup suluyoruz. Komşulara ikram ediyoruz tabi.
Küçükken köyde yaşarken hazır gıda yemezdik. Bazı şeyleri bayramlarda Ankara'dan-İstanbul'dan gelen çocuklarda görürdüm. Benim yüzüm güneşten kavlamış olurdu. Onların yüzü güneş görmemiş gibi bembeyaz. Ama kendimi hiç ezik hissetmedim. Bisikletim olmadı. Fazla oyuncağım da yoktu. Okula başlamamıştım bir plastik kamyon istemiştim alamamıştı Annem. Çok ağlamıştım. Şimdiki ben çocuklarıma onu alsam burun kıvırır. Uzaktan kumandalı olacak, elektrikli araç olacak vs.
Adam askeri ücretle çalışıyor ya da işsiz benden iyi cep telefonu var adama zekat versem, yardım etsem diyorum vicdanım el vermiyor. Yardım ederken gözümün görmediği tanımadığım kişilere yardım etmeyi tercik ediyorum. Sonra moralim bozulmasın diye. Üniversiteden sınıf arkadaşımın biri bu konuda bana yardım ediyor. Kendisi İstanbul'da yaşıyor. Aslında üniversitedeki sınıf arkadaşlarımızla grubumuz (wattsapp) var, yazışıyoruz, bazılarıyla da yazları buluşuyoruz. Siyasi düşüncesi önemli değil.
Demem o ki. Biz köy çocuğuyuz. Benim emsallerimden köyde yaşayan kalmadı. Hepsi büyük şehirlere gitti. Tabi ben de köyde yaşamıyorum. Ama köy hayatı bizi zorluğa alıştırdı. Zor şartlarda büyüdüm. Şimdi nesil zorluk görmeden yaşıyor. Ve rahatlar. Ben köye gitsem zorlanmam ama bizim çocuklar ya da kendi çocuklarınız köyde yaşayabilir mi?
Allah kimseyi işsiz bırakmasın. Ama çalışma azmi ve kuvveti versin. Tabi asgari ücretle geçinmek zor. Ama imkansız değil. Biraz çalışkansa ve çalışmayı seviyorsa yapabilir. Bir arkadaş vardı memur 5 çocuk babası. Cumartesi Pazar çorap satardı...Başka biri akşamları kahvede 6-11 arası çalışırdı. Sonra eşi de çalışmaya başlayınca oda bıraktı ek iş yapmayı. Ama hayat kolay değil. Özellikle yeni nesil için belki de bizim anne babamızda aynı şeyi düşünüyordu.
Tabi hep şükrettim. Aldığımız ve verdiğimiz her nefese şükürler olsun.
İnsanları siyasi düşüncesi, inanışı, hayat tarzı vs. nedeniyle yargılamayı bırakabilirsek ve aşağılamayı bırakabilirsek ülke olarak bir yerlere gelebiliriz. Bunu 28 Şubat'ı yaşamış ve mağdur biri olarak söylüyorum. O gün yaşananlara bakarsak çoğumuz bugün güler geçer. Hadi ya gerçekten yaşanmış mı der?
İnternet toplumu yanlış yönlendiriyor. Herkes köşe dönme peşinde. Onda var bende niye yok. Onun arabası var bizde neden yok. Onun bilmem nesi var biz de neden yok. Tüketim toplumu tamamen. Yok kardeşim ben hava atmayı sevmiyorum. Son model araba olması son model eşyalarım olmasın. Hatta onu alacağım beklentisi olsun. Daha mutlu olursun.
Siyasi düşüncenizi burada kabul ettirmeye çalışmayın. Din kimsenin tekelinde değil. Siz doğrusu yaşayın millete örnek olun. Hiç bir din kötülüğü emretmez.
Bırakın herkes istediği hayatı yaşasın.
Yer İmleri