şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

[ikare]

Sn.ikare mesajinizda hata var, tekrar okur düzeltme yaparsanız sanırım yanlış anlasilmaniza neden olmaz.

HTC Desire 816 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

Uyarınız için teşekkür ederim...

"Bilginin, eğitimin para etmediği, kurallara uymaya değil de uyanın cezalandırıldığı adaletsizliğin had safhada olduğu bir toplum batmaya mahkumdur."

Şeklinde olacaktı.

SM-A710F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

[M3RT85]

Verdiğiniz örnekte, veya genel olarak "gecekondu" tartışmalarında, çoğu kişinin bilmediği bazı detaylar var.
Genelde gecekondular elektriğin, suyun, yolun, medeniyetin olmadığı yerlere yapılır.
Bir insan dağın başına dört duvar örüp Robinson Crusoe hayatı yaşıyorsa, bunu keyfinden yapmaz. Mutlaka ki bu şartlarda yaşamaya mecbur kalmıştır.
Meyilli toprak patikaya yağmur yağdığında nasıl kaygan olur bilir misiniz?
Ayaklarınız kaydığı için yokuşu çıkamayıp evinize ulaşamadağınız oldu mu hiç?
Sanmıyorum... Neyse konumuza dönelim.
Hiçbir gecekondu bedava değildir.
Öncelikle arazi mafyası denen kişiler sana o dağın başını satar.
Elektriksiz susuz yıllarca yaşarsın..
Yavaş yavaş elektrik gelir, su gelir, henüz tam olarak senin olmayan yerden belediye emlak vergisi alır. (illegal kabul edilen bir durumdan legalmiş gibi vergi almak neyin kafasıysa)
Orası dağ başı olmaktan çıkıp zamanla "senin sayende" semt haline gelir ve değerlenir.
Bu değerlenmeyi fark eden belediye arsayı sana satmak için seni çağırır. Eğer satarsa çok çok şanslısın.
Çünkü senin "dağdan semte dönüştürdüğün" bu yer aşırı değerlenmişse belediye burayı asla sana satmaz.
Diyelim ki sattı. Bu sefer imar vermez. Ama "işini bilen memurlar" inşaata göz yumar.
Buraya kadar bir muhasebe yapalım. Arsaya iki kez para verdin, evine derme çatma bir kat çıkarken de bir kez.
Sonuçta üç kez "yolundun" ve elinde arsa tapusu + legal sayılmayan dandik bir ev var.
Gün geldi imar verdiler diyelim. Arsanın sağı solu traşlanır, küçültülür. 150 m2 yerin 90 m2 kalır.
50 yıllık çileden sonra arsayı müteahite verip doğalgazlı temiz pak bir dairede oturmaya başlarsın.
Peki sen çamurun ortasına gecekondu yaparken senin bu günkü konforunu yaşayan yok muydu?
Tabi ki vardı. şişlide 50 yıl önce havagazı kullanan kaloriferli daireler mevcuttu.
Tek fark, şişlideki adam parayı peşin verdi, konforu peşin aldı, gecekonducu ise çamurda sürünüp parayı taksit taksit verdi.
Sonuç?
Şişlidekinin bugün 1 dairesine karşılık aldığı rezidansın değeri, gecekonducunun "mahalle arası müteahiti"nden aldığı üç tane dairenin değeriyle eşit.
O zaman biz bu çileyi niye çektik?
Mecburiyetten beyim, mecburiyetten...

İçim parçalandı, şimdi hak verdim. Keşke daha çok yapsaymış!

[djoz]

Penceremin kuytusunda güvercin besliyorum.
yemleri yemek yerine biribirlerini gagalıyorlar.
Yazdığım yazıya yorum yapanları görünce onlar geldi aklıma.

İş yapmadan maaş alan memur, gecekonducuyu kıskanır..
Oturduğu yerden milleti kazıklayan esnaf, canı cebinde gezen taksicinin malının değerlenmesini kıskanır..
Doktor "ulan ben 6 yıl dirsek çürüttüm" der, 20 yıl para biriktirerek ev alan kişinin aldığı üç kuruş kirayı kıskanır..
Kimse kendi "götürdüklerini" görmez, kimse kendi "kolay kazandığı" parayı görmez, herkes başkasının ağzındaki lokmayı kıskanır..

Biraz olgun, biraz mantıklı, biraz da adil olalım..
Yem yemek yerine biribirini yiyen güvercinlerden farkımız olsun..

Bu arada hatırlatayım, kimse "sizin sandığınız gibi" gidip de pat diye etilerin veya suadiyenin göbeğine gecekondu yapmış değil.
Gecekondu yapılan yerler, daha önce de bahsettiğim gibi dağın başıdır.
Çok gözünüz kaldıysa, halen geç kalmış sayılmazsınız.
Buyrun arnavutköydeki tarlalar sizi bekliyor.
Taş çatlasa 20 bin liraya 100-150 m2 tarla alıp hemen gecekondunuzu yapabilirsiniz.
Elektriksiz susuz idare edin biraz nolacak.
Kışın çamurun içinde debeleniverin.
50 yıl sonra oralar çok değerlenecek, SABREDİN!

[thron]

Penceremin kuytusunda güvercin besliyorum.
yemleri yemek yerine biribirlerini gagalıyorlar.
Yazdığım yazıya yorum yapanları görünce onlar geldi aklıma.

İş yapmadan maaş alan memur, gecekonducuyu kıskanır..
Oturduğu yerden milleti kazıklayan esnaf, canı cebinde gezen taksicinin malının değerlenmesini kıskanır..
Doktor "ulan ben 6 yıl dirsek çürüttüm" der, 20 yıl para biriktirerek ev alan kişinin aldığı üç kuruş kirayı kıskanır..
Kimse kendi "götürdüklerini" görmez, kimse kendi "kolay kazandığı" parayı görmez, herkes başkasının ağzındaki lokmayı kıskanır..

Biraz olgun, biraz mantıklı, biraz da adil olalım..
Yem yemek yerine biribirini yiyen güvercinlerden farkımız olsun..

Bu arada hatırlatayım, kimse "sizin sandığınız gibi" gidip de pat diye etilerin veya suadiyenin göbeğine gecekondu yapmış değil.
Gecekondu yapılan yerler, daha önce de bahsettiğim gibi dağın başıdır.
Çok gözünüz kaldıysa, halen geç kalmış sayılmazsınız.
Buyrun arnavutköydeki tarlalar sizi bekliyor.
Taş çatlasa 20 bin liraya 100-150 m2 tarla alıp hemen gecekondunuzu yapabilirsiniz.
Elektriksiz susuz idare edin biraz nolacak.
Kışın çamurun içinde debeleniverin.
50 yıl sonra oralar çok değerlenecek, SABREDİN!

yani diyorsunuz ki hırsızlık zor iş, ev karanlık; sular kesik; çaldığın şey ne zaman para eder belli değil.
zor şartlar altında işgal etmişsin mekanı bir de devlet utanmadan bekletiyor seni...

cidden içim kan ağladı.


hırsızlığın herhangi bir türünün ( siyasi yolsuzluk, esnaf hilesi, gecekondu vs..) para ettiği sürece ülke ilerlemez

[Egeli]

Penceremin kuytusunda güvercin besliyorum.
yemleri yemek yerine biribirlerini gagalıyorlar.
Yazdığım yazıya yorum yapanları görünce onlar geldi aklıma.

İş yapmadan maaş alan memur, gecekonducuyu kıskanır..
Oturduğu yerden milleti kazıklayan esnaf, canı cebinde gezen taksicinin malının değerlenmesini kıskanır..
Doktor "ulan ben 6 yıl dirsek çürüttüm" der, 20 yıl para biriktirerek ev alan kişinin aldığı üç kuruş kirayı kıskanır..
Kimse kendi "götürdüklerini" görmez, kimse kendi "kolay kazandığı" parayı görmez, herkes başkasının ağzındaki lokmayı kıskanır..

Biraz olgun, biraz mantıklı, biraz da adil olalım..
Yem yemek yerine biribirini yiyen güvercinlerden farkımız olsun..

Bu arada hatırlatayım, kimse "sizin sandığınız gibi" gidip de pat diye etilerin veya suadiyenin göbeğine gecekondu yapmış değil.
Gecekondu yapılan yerler, daha önce de bahsettiğim gibi dağın başıdır.
Çok gözünüz kaldıysa, halen geç kalmış sayılmazsınız.
Buyrun arnavutköydeki tarlalar sizi bekliyor.
Taş çatlasa 20 bin liraya 100-150 m2 tarla alıp hemen gecekondunuzu yapabilirsiniz.
Elektriksiz susuz idare edin biraz nolacak.
Kışın çamurun içinde debeleniverin.
50 yıl sonra oralar çok değerlenecek, SABREDİN!

Saçmalama özgürlüğünü kullanmakta serbestsin . İllegal yapılan bir şeyi aklamaya çalışman komik duruyor.



Sent from my iPhone using hisse.net mobile app

[HISIM]

Vapura binip Istinye sirtlarina bir bakin.

Bence nelerin calindigini en iyi o sirt gosterir.

Doktor olmus, para kesiyor, kac yuzyil calisacakta oradan konut alacak ?

[HISIM]

Allah bu Erhan'i bildigi gibi yapsin.

Onun yuzunden diyelimki kelimesini yazamiyorum...

[watcher46]

Verdiğiniz örnekte, veya genel olarak "gecekondu" tartışmalarında, çoğu kişinin bilmediği bazı detaylar var.
Genelde gecekondular elektriğin, suyun, yolun, medeniyetin olmadığı yerlere yapılır.
Bir insan dağın başına dört duvar örüp Robinson Crusoe hayatı yaşıyorsa, bunu keyfinden yapmaz. Mutlaka ki bu şartlarda yaşamaya mecbur kalmıştır.
Meyilli toprak patikaya yağmur yağdığında nasıl kaygan olur bilir misiniz?
Ayaklarınız kaydığı için yokuşu çıkamayıp evinize ulaşamadağınız oldu mu hiç?
Sanmıyorum... Neyse konumuza dönelim.
Hiçbir gecekondu bedava değildir.
Öncelikle arazi mafyası denen kişiler sana o dağın başını satar.
Elektriksiz susuz yıllarca yaşarsın..
Yavaş yavaş elektrik gelir, su gelir, henüz tam olarak senin olmayan yerden belediye emlak vergisi alır. (illegal kabul edilen bir durumdan legalmiş gibi vergi almak neyin kafasıysa)
Orası dağ başı olmaktan çıkıp zamanla "senin sayende" semt haline gelir ve değerlenir.
Bu değerlenmeyi fark eden belediye arsayı sana satmak için seni çağırır. Eğer satarsa çok çok şanslısın.
Çünkü senin "dağdan semte dönüştürdüğün" bu yer aşırı değerlenmişse belediye burayı asla sana satmaz.
Diyelim ki sattı. Bu sefer imar vermez. Ama "işini bilen memurlar" inşaata göz yumar.
Buraya kadar bir muhasebe yapalım. Arsaya iki kez para verdin, evine derme çatma bir kat çıkarken de bir kez.
Sonuçta üç kez "yolundun" ve elinde arsa tapusu + legal sayılmayan dandik bir ev var.
Gün geldi imar verdiler diyelim. Arsanın sağı solu traşlanır, küçültülür. 150 m2 yerin 90 m2 kalır.
50 yıllık çileden sonra arsayı müteahite verip doğalgazlı temiz pak bir dairede oturmaya başlarsın.
Peki sen çamurun ortasına gecekondu yaparken senin bu günkü konforunu yaşayan yok muydu?
Tabi ki vardı. şişlide 50 yıl önce havagazı kullanan kaloriferli daireler mevcuttu.
Tek fark, şişlideki adam parayı peşin verdi, konforu peşin aldı, gecekonducu ise çamurda sürünüp parayı taksit taksit verdi.
Sonuç?
Şişlidekinin bugün 1 dairesine karşılık aldığı rezidansın değeri, gecekonducunun "mahalle arası müteahiti"nden aldığı üç tane dairenin değeriyle eşit.
O zaman biz bu çileyi niye çektik?
Mecburiyetten beyim, mecburiyetten...

Yapmayın Sayın djoz,bir laf vardır:hırsızın hiç mi suçu yok diye,o anlattığınız konular 1950-60 lı yıllarda İstanbul a göç edenler için geçerli olabilir,ama özellikle 80 sonrası göç edenler bu işin eninde sonunda rant olarak kendilerine döneceğini (kendi akraba ve hemşehrilerinin hayatına bakarak) bilen kişilerdi.Bunların sömürülmesi olayına gelirsek;en ufağından başlayarak suyun başında olanların ranttan pay almak istemesinden başka bir şey yok ortada,tipik ahbap-çavuş ilişkisi..yaşanan her türlü üzücü olayda ve uğranılan haksızlıklara empati yapmaya çalışan bir insanım ama kusura bakmayın,tek yeteneği oraya gelip devletin arazisine konup sonuç tada milyar tl lik birikim veya mala sahip olan insanlara hiç üzülmüyorum her şeyini düzgün yapmaya çalışan bir vatandaş olarak nerede yanlış yaptık diye de düşünüyorum maalesef...