Belcika dogumlu Fransiz ressam Charles de Groux'nun dogum yildonumu (25 Agustos 1825)
L'adieu, 1853
La Bénédicité, 1861
|
|
Fransiz ressam Théodore Géricault, 1818 yilinda tamamladigi (Radeau de la Méduse) Medusa'nin Sali tablosunu ilk kez 25 Agustos 1819'da Paris, Salon de Peinture et de Sculpture'da sergiledi.
Belcika dogumlu Fransiz ressam Charles de Groux'nun dogum yildonumu (25 Agustos 1825)
L'adieu, 1853
La Bénédicité, 1861
Madenciler, kumarbazlar ve California Gold Rush'in diger romantik figurlerini iceren kisa siir ve yazilariyla taninan Amerikali yazar ve sair Francis Bret Harte'in dogum yildonumu (25 Agustos 1836)
Saglam okyanus esintisi nerede
Kukreyen denizlerin spreylerini tahrik eder
Bu Cliff-House balkonlari
Where the sturdy ocean breeze
Drives the spray of roaring seas,
That the Cliff House balconies
"Bir dudak asla gulumsemelere opulemeyen aciyla kavisli degildir."
"Sansla ilgili tek emin sey degisecegidir."
Hollandali ressam Jacob Hendricus Maris'in dogum yildonumu (25 Agustos 1837)
Ship on the Scheveningen Beach, 1885
Village near Schiedam, 1890s
Ingiliz ressam Kate Elizabeth Bunce'in dogum yildonumu (25 Agustos 1856)
The Chance Meeting, 19th century
The Keepsake, 1898 – 1901
Fransiz ressam Gustave Paul Alexandre Surand'un dogum yildonumu (25 Agustos 1860)
Saint Georges et le monstre, 1888 (Musée d'Art du comté de Los Angeles)
Orphée charmant les animaux, XIXe siecle
Arjantinli ressam Martín Malharro'nun dogum yildonumu (25 Agustos 1865)
The Tiller, 1901
Las Parvas, 1911
|
|
Italyan asilli Fransiz sair, yazar ve sanat elestirmeni Guillaume Apollinaire'nin dogum yildonumu (25 Agustos 1880)
Bardagimda sarap, bir alev gibi titriyor.
Bakin kayikci agirdan bir sarki tutturmus.
Ay isiginda yedi kiz gormus, oyle diyor;
Yesil saclari ta topuklarini bulurmus.
Kalkin, turkuler soyleyin, oynayin yan yana;
Kayikcinin sarkisinii duymayayim gayri;
Butun sarisin kizlari getirin yanima;
Saclari orulmus durgun bakisli kizlari.
Ren sarhostur, sularina asmalar vuran Ren;
Uzerinde gecelerin altini serili.
Yazi buyuleyen yesil sacli perilerden
Bahseder olu bir ses, son nefesinde gibi.
Bir kahkaha gibi kirilir kadehim birden.
Buyuk bir caddesinde Kolonya'nin
Bir gider bir gelirdi aksam vakti.
Herkese comert, sirin, cana yakin;
Bitince kaldirim gider icerdi,
Basik meyhanelerde yorgun argin.
Kuru tahtalarda yatmaya razi,
Alyanak kumral bir oglan yuzunden;
Bir Yahudi, sarimsak kokar agzi,
Cin donusu Sanghay kerhanesinden
Cikarip getirmisti kizcagizi.
Cok gormuslugum var boylelerini,
Omuzlarina agir gelir kader;
Kararsiz, ruzgarda yaprak misali;
Gozleri kisik lambalara benzer;
Kalpleri isler kapilari gibi.
A Colonia in Strada Alta
Andava e veniva di sera
Graziosa e disponibile
Poi stanca del marciapiede beveva
A tarda notte in losche birrerie
Rasentava la malora
Per un magnaccia rosso e rosa
Era un ebreo sapeva d'aglio
E l'aveva venendo da Formosa
Strappata a un bordello di Shangai
Conosco gente di ogni sorta
Non eguagliano i loro destini
Indecisi come foglie morte
I loro occhi sono fuochi mal spenti
I cuori muovono come le loro porte.
Yer İmleri