Hz.Fatma'nın eli, daha önceleri Hz.Meryem'in eli, eski Mısır'da Horus'un gözü eklenmiş falan filan.
Dualarda geçen bu Fatma Ana, çok önceleri Sümer'den bile önce doğurganlığı simgeleyen şişman kadın heykel ya da heykelcikleriyle ifade edilen Tabiat Ana veya Doğa Ana'dır.
Binlerce yıllık tarihinde kadınların egemen olduğu Anadolu pek çok ünlü, güçlü kadına da ev sahipliği yapmıştır. Ana tanrıça inancının da doğduğu yer olmuştur. Ve diğer kıtalarda yayılış göstermiştir. Elde edilen bulguların ışığında Anadolu'da 16000 yıl öncesine dayanan bu inanç; adı gibi dinlerin anası olabilir.
Anadolu'da, Mezopotamya'da, Afrika'da seyrek olarak Avrupa'da, Hindistan'da bu heykel ve heykelcikler sürekli bulunur.
Aslında bu inanç çok daha gerilere gidiyor. 100 bin-200 bin yıl geriye. İnsanların klanlar halinde yaşadığı döneme, ortalama insan ömrünün 20-30 yıl olduğu, insanların sadece toplayıcılıkla karınlarını doğurduğu, bir klanın ortalama 70-90 kişi olduğu dönemlere. Kadın doğurganlığının kutsal kabul edilmesi çok normal. Diğer taraftan sadece toplayıcılıkla karın doyuruyorlar, bir mağarada toplu halde yatıyorlar, sabah uyandıklarında karınlarını doyurmak için çevreye dağılıyorlar, bulduklarını buldukları yerde yememeleri gerekir,çünkü, herkes eşit yiyecek bulamaz, kimisi hiç bulamaz. Bu sebeple o dönemde en büyük günahlardan biri, buldukları yiyeceği kimse görmeden yemeleri olmalı. Herkes bulduğu yiyeceği toplanma bölgesine getirmeli ve paylaştırmanın yapılması gerekir.
İşte bu noktada yine kadın devreye giriyor, erkeğe göre çok daha adil ve merhametlidir.
İnanç olarak dişilerin kutsallaştırılmasına sebep olmuş doğum olayı. Doğum;klanın devamını, bereketi, yaşamın devamını simgeliyor ve kadını kutsallaştırıyor. En büyük Tanrı ve diğer Tanrılar kadın, yöneticiler kadın, erkekler hizmet eder pozisyonda, toplum anaerkil.
Nufus artışı çok kısıtlı, doğa tertemiz daha avcılık faaliyetleri başlamamış, coğrafyalar bomboş. Belki 100 bin yıldan fazla böyle geçmiş. Peki kadın erkeği bunca zaman nasıl hizmet eder pozisyonda tutabiliyor? Öncelikle doğumdan itibaren çocukları böyle yetiştiriyorlar. Ortalama yaşam kısa olduğundan, çocuklar 15 yaşında cinselliğe başlatılıyor. Bu olay tapınakta, tapınak fahişeleri denetiminde bir ritüel şeklinde gerçekleştiriliyor. Tapınaklardaki cinsel münasebet 3 kişi, iki dişi bir erkek şeklinde ve erkeğin hep hizmet eder pozisyonda olduğu şekilde yapılıyor. Erkek eşcinselliği kesinlikler tasvip edilmiyor, olması durumunda ağır yaptırımları var. Fakat kadın eşcinselliği teşvik ediliyor.
Avcılık faaliyetleri başladığında, erkeğin gücü öne çıkmaya başlıyor. Hayvancılık ve tarım faaliyetleri gelişince erkek gücü daha da öne çıkıyor. Fakat erkeklerin asıl haklarını arttırdıkları dönem, avcılık döneminin son safhası olan balık avcılığı dönemi. Balık avcılığı zeka gerektirir.
Yer İmleri