-
Nuh Çimento Grubu, iç pazarda yaşanan daralmayla birlikte çıkışı yurt dışında buldu. İhracata ağırlık vererek yüzde 20lik ihracat oranını yüzde 70e kadar çıkardı. 2020 yılında da iç pazarda çok büyük bir düzelme beklemeyen grup, yine ihracat ağırlıklı büyüme planıyla yol alıyor. Bu amaçta yurt dışında dağıtım ve pazarlama anlamında kendilerine destek olacak satın almalarla ilgilendiklerini belirten Nuh Çimento Grubu CEOsu GÖKHAN BOZKURT, Pazar anlamında açılım sağlayacak coğrafyalarla ilgileniyoruz. Bu kapsamda Avrupa ve Kuzey Amerika ilgi alanımızda diyor.
2018 yılında ekonomideki dengelerin bozulmasıyla Nuh Çimento Grubu, iç pazar odaklı stratejisini değiştirdi ve rotasını ihracata çevirdi. İhracat için ağırlıklı Amerika ve Afrika pazarına odaklandı. Tabii sadece ihracat değil, yönetimde de kritik aksiyon planları hazırlayan grup, alacak ve risk yönetiminin nasıl olacağını yeniden belirledi, maliyet düşürüp verimlilik artıracak uygulamaları devreye aldı. 2013 yılından itibaren grubun CEOluk koltuğunda oturan Gökhan Bozkurt, hayata geçirdikleri tüm bu uygulamalardan memnun. Zorlu geçen iki yılda kendileri için en önemli konu olan kârlılıkta hedeflerini tutturduklarını söylüyor. İhracatta kat ettikleri yolun da kendilerine önemli bir çıkış olduğunu ifade eden Bozkurt, bugün toplam satışlarındaki ihracat payının yüzde 77lere geldiğini söylüyor. Önümüzdeki döneme ilişkin rotalarını da şöyle paylaşıyor: Nuh Çimento Grubu olarak biz 2020de de bütün gücümüzle ihracat temelinde bir satış yapmayı düşünüyoruz. Bu amaçta yurt dışında dağıtım ve pazarlama anlamında bize destek olacak satın almalarla ilgileniyoruz. Nuh Çimento Grubu CEOsu Gökhan Bozkurt ile grubun son dönem odağındakileri ve yeni dönem stratejilerini konuştuk:
Son birkaç yıl Nuh Çimento Grubu açısından nasıl geçti?
Aslında 2018 için daha önceki yıllarda olduğu gibi iç piyasada çok çimento satarız diye düşünüyorduk, fakat 2018 Şubat ayına geldiğimizde dengelerin bozulacağını sezer gibi olduk. Kur riskini yönetmeye odaklandık. İç pazardaki riski dengelemek için de ihracata ağırlık verme kararı aldık. Hemen stratejiyi değiştirdik, kısa bir sürede ihracat pazarlarını ayarladık. Böylelikle 2018 yılında yaşanan gelişmelerden çok fazla etkilenmedik. 2019da da ihracata odaklanmaya devam ettik. Tüm bu yaşananlarla beraber eskiden yüzde 75-80 oranında iç piyasaya satış yaparken bugün yüzde 70 oranında dış pazara satış yapar hale geldik.
2019da zor bir yıl oldu. Şirketi nasıl yönettiniz?
Yine ihracat hedefli hareket ettik, kur riskini yönetmeye çalıştık. Finansallarımıza dikkat ettik. Çünkü iç piyasada şirketler çok zora düşecek, alacaklarımızda sorunlar olabilir, teminatlarımızı güçlendirmeli, ona göre ürün vermeliyiz diye düşündük. Bu açıdan müşterilerimizi çok iyi yönettik. Bir nevi onlara rehberlik yaptık. Bu kadar fazla ürün taşımayın, iç piyasada bu kadar riske girmeyin dedik. Gerekli teminatlarımızı da aldık, teminatların dışına çıkıldığında da kendilerini uyardık. Siz de riskli müşterilere ürün vermeyin dedik. Bu nedenle bizim müşterilerimiz arasında konkordato ilan eden sayısı belki çimento fabrikaları içinde en az olandır. O bakımdan iyi bir yönetim sergiledik diye düşünüyoruz.
2019da ne kadar büyüme planlamıştınız?
Ciro olarak yüzde 10 seviyesinde büyürüz demiştik, yine o civarda da büyüdük. Beton tarafında küçülürken, çimento, gaz beton ve kireç tarafında büyüdük.
2020ye ilişkin beklentiniz nedir?
İnşaat sektörünün genelinde yurt içi piyasanın yeterince dinamik olmayacağı görüşü hakim ama Nuh Çimento Grubu olarak biz 2020de de bütün gücümüzle ihracat temelinde bir satış yapmayı düşünüyoruz. İç piyasa düzelecek olsa bile bir anda bize yansımaz. Çimento sektörüne kriz geldiğinde oyuncular bunu 6-7 ay sonra hisseder, iyileştiğinde de durum aynı olur. Sektör de yeni yılda yine ihracata yönelecek. Sorun da orada zaten.
Sektörün ihracata yönelmesinde sorun nedir?
İç pazarın daralmasıyla limana uzak olan fabrikalar bile lojistik maliyeti göze alıp limana inmeye çalışıyor. Bu durumun etkisi ne olacak bilemiyoruz. 2018 yılında 13-14 milyon ton olan sektör ihracatı 2019da 22-23 milyon tona çıktı. Herkesin ihracata yönelmesi yurt dışındaki fiyatları ve rekabetçiliğimizi düşürüyor. O yüzden iç piyasanın açılması bizim açımızdan çok önemli. Umarım 2020de alınan önlemlerle iç pazar düzelir. Bunun için faz faz yapılacak devlet destekli projeler gerekiyor. Karayolları ve havalimanı projesi bitti. Kentsel dönüşümün hız kazanması da piyasayı canlandırabilir. Eninde sonunda ekonomide her şey iyileşecek, sonuçta çok büyük bir ülkeyiz. Eğer 2020de faizlerdeki düşüş sürekli kılınırsa ekonomi mutlaka canlanacak. Türkiye bu kadar durgunluğu kaldırmaz.
Yaşanan sıkıntılar karşısında ihracata yönelmek dışında neler yapıyorsunuz, yapınızda neler değişti? Maliyet yönetimine, kârlılığa yaklaşımınız nasıl?
Daha az yara almak için finansal değerlerimizi, risk yönetimini ve yatırım kararlarını çok iyi planladık. Bunun için de ufak ufak komiteler kurduk, bu komitelerle her hafta toplantılarımızı yaptık. Yatırım kararlarını çok cesurca verdik, hiç yatırım yapmadık değil yatırım da yaptık ama çok önemli yerlere idame yatırımları yaptık. Çünkü para çok değerli hale geldi. Bize doğrudan gelir getirecek yerlere yatırım yapalım dedik. Risk yönetimini, alacak borç yönetimini çok iyi yaptık. Borcumuza göre dolarımızı tuttuk. Biz yönetime geldiğimizde bu şirketin toplamda net 200 milyon dolar borcu vardı. 6 yılda her yıl temettü vermemize ve geçmişte zarar eden bazı operasyonlarımıza karşılık ayırmamıza rağmen 2019 yıl sonunda net borcumuzu 10 milyon dolar olarak hedefliyoruz. Çok iyi bir yönetim sergilediğimizi düşünüyoruz. Yönetim Kurulu Başkanımız Tevfik Bey BDDK eski başkanı, ben Halkbank eski genel müdür yardımcısı ve Türk Telekom CEOsuyum, değişik sektörlerden gelmemiz biraz sektöre başka açılardan bakmamızı sağladı. Böylelikle başarıyı sağladığımızı düşünüyoruz.
Kârlılık açısından değişen ne oldu? Sektörün ve sizin kârlılığınız son dönemde nasıl değişti?
Biz finans yönetimine odaklanarak kârdan fedakarlık yapmamaya çalıştık. Çimento sektöründe arz fazlası var. Çevremizde yeni fabrikalar açıldı, birkaç fabrika da açılmayı bekliyor. İç piyasanın daraldığı bir dönemde yeni oyuncuların pazara dahil olması, yeni kapasitelerin devreye girmesiyle rekabet daha da artacak. Burada maliyetleri iyi yönetmek, satış fiyatını iyi konumlandırmak gerekiyor. Aksi halde FAVÖK iyice düşer. Sektörde zaten biz bu erozyonları gördük. Eskiden yüzde 40lara ulaşan kârlar giderek daraldı, yüzde 15-20lere indi, hatta kâr marjı yüzde 5 olanlar bile var. Biz sağlıklı kâr marjlarımızı korumak ve daha verimli hale gelmek için birçok uygulamayı devreye aldık. Örneğin petrokok kullanımı bunlardan biriydi. 2015 yılında bir ton bile petrokok yakmamız teknik olarak mümkün değilken yaptığımız yatırımlarla petrokok kullanabilir hale geldik. Petrokok bir kömür türü ancak doğada bulunmuyor, üretiliyor. İthal kömüre kıyasla maliyeti daha düşük ve daha güçlü bir yakıt. Maliyet düşürme konusunda başka yatırımlarımız da oldu tabii.
Tüm bu süreçte iş modeliniz nasıl dönüştü?
Şöyle anlatayım, eskiden Ben şu kadar ton çimento sattım, şu kadar ton beton döktümenirken artık Hangi değerde beton hangi değerde çimento sattın, türü neydi diyoruz. Ürünleri farklılaştırdık, segmentlere ayırdık, her müşteriye farklı sunum yapıyoruz. Petrol çimentosu bile üretebiliyoruz. Teknik tarafta mükemmeliyete ulaştık, atık ısıdan elektrik üretiyoruz. Maliyetlerimizin yüzde 20sini elektrik, yüzde 40ını kömür yakıt oluşturuyor. 100 birim elektriğimizin 20sini atık ısıdan yani geri dönüşümden elde ediyoruz. Bu da bize büyük maliyet sağlıyor.
Bu yıl ajandanızdaki en kritik konular neler olacak?
Dolar TL kurundaki dalgalanma, kömür ve elektrik fiyatları yönetilmesi zor konular olarak önümüzde duruyor. İç pazarda kapasite fazlalığına ilave olarak yeni fabrikaların devreye girmesi iç satış fiyatlarında büyük bir baskı oluşturacak. Biz de yönetim olarak bu zorluklarla başa çıkmak için 7/24 strateji çalışıyoruz, yeni stratejiler oluşturuyoruz. Önümüzdeki yılın en büyük önceliği ihracatta pazar ürün çeşitliliğini artırmak olacak. Çimentoda değişik, nitelikli ve katma değerli ürünler geliştirip hatasız bir lojistikle satmak istiyoruz. Bu amaçta yurt dışında dağıtım ve pazarlama anlamında bize destek olacak satın almalarla ilgileniyoruz.
Satın almada ilgilendiğiniz coğrafyalar hangileri?
Bize dağıtımda ve pazar anlamında açılım sağlayacak coğrafyalarla ilgileniyoruz. Bu kapsamda Avrupa ve Kuzey Amerika ilgi alanımızda.
2020de bir satın alma olur mu?
Olabilir.
Peki bu satın almayla birlikte yurt dışında üretim de yapacak mısınız?
Yurt dışında kısmi üretim olacak, genelde terminal bazında bir şeyler düşünüyoruz. Malımızı oraya götürüp orada depolama ve o pazara satış gerçekleştireceğiz. Ama bu değirmen yatırımına da gidebilir. Götürüp orada üretme ve dağıtımı sağlama da olabilir. Birleşmelere sıcak bakmıyoruz, satın almak istiyoruz. Stratejik partnerimiz de olabilir.
3-5 yılda grubunuzu nereye taşımayı planlıyorsunuz?
Hedefimiz 2022 yılına geldiğimizde Türkiyenin en çevreci çimento fabrikası olmak. Cirosal büyüklük hedefi koymak sözde çok kolay da dolar kuru nereye gider, fiyatlar ne olur bunları öngörmek zor. O yüzden cirosal hedef yerine her yıl ciromuzu yüzde 10 artırmayı planlıyoruz. Bu süreçte enerji maliyetlerimizden tasarruf sağlayacak projelerin hatasız şekilde hayata geçmesini sağlayacağız. 2016 yılından itibaren enerji maliyetlerimizi düşürecek ve kapasitemizi artıracak yaklaşık 50 milyon dolar tutarında bir zincir yatırım içindeyiz. Bu anlamda 2019 yılında 5 milyon dolarlık elektrik üretimimizi artıracak bir projeyi başarıyla gerçekleştirdik. Atık ısıdan elektrik üretiyoruz. Dijital ve otomosyon projelerinin sağlıklı olarak yürütülmesine öncelik veriyorum. Son 5 yılda bu konuda önemli şeyler yaptık. Artık maliyet kontrolü, muhasebesi ve müşteri kontrolü açısından çok hızlıyız. Bu projeleri tekrar gözden geçireceğiz, her şey daha da hızlı olacak.
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri