Sanat Mozaik

[Terraluna]

Amerikali bilim kurgu ve fantastik yazari Gene Rodman Wolfe'un dogum yildonumu ( 7 Mayis 1931 )

" ' Ama oldum, ' demis melek, ' ne dersen de. Bak, nasil da kan kaybediyorum, gormez misin artik damarlarimda can kalmadigini, fiskirmayip da usul usul sizdigini? Baksana, cehremde renk kalmadi. Melegin temasi ilik degil midir, isildamaz mi halbuki? Tut elimi de gor, durgun bir golden yeni akmis bir irkintiye degmis gibi olursun. Hele bir kokla su nefesimi, cirkin degil mi, les gibi, murdar? ' Cebrail hicbir sey soylememis. En sonunda melek demis ki, ' Canim kardesim, seni kanitlarimla ikna edememis olsam bile yalvaririm kenara cekil. Kainati varligimdan kurtarayim. '

' Aslinda ikna oldum, ' demis Cebrail, yana cekilip. ' Dusuncelere gark oldum da ondan durakladim, bizim de zeval buldugumuzu en basindan bilseydim bunca zaman o kadar acar davranmazdim. ' "



“ ' But I am dead, ' said the angel, ' nevertheless. You have observed the wasting of my blood—do you not observe also that it no longer issues in straining spurtings, but only seeps sluggishly? Note the pallor of my countenance. Is not the touch of an angel warm and bright? Take my hand and you will imagine you hold a horror new dragged from some stagnant pool. Taste my breath—is it not fetid, foul, and nidorous? ' Gabriel answered nothing, and at last the angel said, ' Brother and better, even if I have not convinced you with all my proofs, I pray you stand aside. I would rid the universe of my presence. '

' I am convinced indeed, ' Gabriel said, stepping ftom the other’s way. ' It is only that I was thinking that had I known we might perish, I would not at all times have been so bold. ' ”




" Her gun emir kulu oldugumuz halde, kendi kendimizin efendisi oldugumuzu varsayarak ' Yapacagim ' veya ' Yapmayacagim ' deriz, gercekte efendilerimiz uykudadir. Derken biri icimizde uyanir, hayvan gibi guder bizi, halbuki dizginleri tutan, biraz da benligimizin o vakte kadar varligindan bihaber oldugumuz bir parcasidir. "



“ We say, ' I will, ' and ' I will not, ' and imagine ourselves (though we obey the orders of some prosaic person every day) our own masters, when the truth is that our masters are sleeping. One wakes within us and we are ridden like beasts, though the rider is but some hitherto unguessed part of ourselves. ”

[Terraluna]

Ingiliz roman ve oyku yazari Angela Olive Carter’in dogum yildonumu ( 7 Mayis 1940 )



" Koyluler Walser'in bilmedikleri bir dilde soylediklerini saygiyla dinlemisler, soylediklerini anlamayinca da bunu Walser'in gercek bir ermis olduhunun kaniti saymislardi. " Sirk Geceleri



"They listened respectfully to Walser's babblings and, when they did not understand him, took it as proof he was in a holy trance."




" Palyacolar eninde sonunda kendilerini oldururler. Hani ya Mesih yeniden dunyaya dondugunde bu kez bir erkek tarafindan dogurulacak olursa diye entari giyenlerin etekleri kadar bol olan su palyaco pantolonlarimiz var ya, iste onlarla asariz kendimizi cogu kez ya da aslan terbiyecisinin tabancasini asirip yapariz bu isi. Daann! SIK beynine bir kursun! "



" We kill ourselves. Often we hang ourselves with the gaudy braces from which we suspend those trousers loose as the skirts that Muslims wear lest the Messiah be born to a man. Or, sometimes, a pistol may be sneaked from the lion-tamer, his blanks replaced with live bullets. Bang! a bullet through the brain. "

[Terraluna]

Iskoc antropolog, insanbilimci, yazar ve halk bilimci James George Frazer’in olum yildonumu ( 7 Mayis 1941 )

“ Caglar boyu insanlarin umut ve hayallerinin, tipki saglam bir kuleymiscesine hayatin sikintki ve firtinasindan kacip sigindiklari inanclarin temellerine saldirmak hakikaten hazin ve takdir edilmeyen bir ugrastir. Fakat er ya da gec, karsilastirmali yontemin saldirisi, sarmasiklarla, yosunlarla ve binlerce hassas, kutsal kurumun cicekleriyle kapli bu muhterem kurumu asmasi kacinilmazdir. Gunumuzde bizler yalnizca silahlari cepheye tasiyoruz: henuz ateslenmediler. Boyle kaba bir bicimde parcalanan eski yapilari daha zarif ve dayanikli sekillere sokmak baska ellere, belki de farkli ve daha mutlu devirlere kalmistir. ”



“ In some respects a thankless task to strike at the foundations of beliefs in which, as in a strong tower, the hopes and aspirations of humanity through long ages have sought a refuge from the storm and stress of life. Yet sooner or later it is inevitable that the battery of the comparative method should breach these venerable walls, mantled over with the ivy and mosses and wild flowers of a thousand tender and sacred associations. At present we are only dragging the guns into position :they have hardly yet begun to speak. The task of building up into fairer and more enduring forms the old structures so rudely shattered is reserved for other hands, perhaps for other and happier ages. ”

[Terraluna]

Avustralyali roman yazari Peter Carey’in dogum gunu ( 7 Mayis 1943 )

“ Ne benim esrari, ruhlarla aciklayacak vaktim vardi ne de Matthew’nun. Cunku bizler merak duygusunu ve Vermeer ile Monet’ye hayranligini yitirmeyen karmasik, kimyasal makinelerdik. Bedeni tuzlu suda yuzen, batan gunesin karsisinda cosku duyan makineler. Fakat simdi isigim gitmisti. ” Gozyasinin Kimyasi



“ Neither I nor Matthew had time for souls. That we were intricate chemical machines never diminished our sense of wonder, our reverence for Vermeer and for Monet, our floating bodies in the salty water, our evanescent joy before the dying of the light. But now the light was gone. In one hour it would be suffocated in the earth. I dug into the rat's nest of newspaper. ”


“ O kucuk bir burjuva maceraperestiydi. Iste simdi de bu tanrinin cezasi veledi getirmisti buraya. Pervasizca yapivermisti bunu. Devrimin yari zamanli bir is oldugunu saniyordu. ”



“ She was a petit bourgeois adventurist. And she brings this fucking brat here, now. She just went and did it. She thinks the revolution is a part-time job. ”

[Terraluna]

Italyan ressam Antonino Sartini'nin olum yildonumu ( 7 Mayis 1954 )

Donna in riva al fiume, 1946




Spiagge di Rimini, 1950 circa

[Terraluna]

Ispanyol yazar Almudena Grandes’in dogum gunu ( 7 Mayis 1960 )



“ ' Bana soz vermeni istiyorum. ' Basimi olur anlaminda salladim. ' Ne olursa olsun daima iki seyi hatirlayacagina soz vermeni istiyorum. Bunu hatirlayacagini soyle bana. ' Basimi tekrar salladim. ' Birincisi, seks ve ask birbirinden tamamen farklidir. Ikincisi, dun gece yaptigimiz bir ask eylemiydi. ' Gozlerine dikkatle baktim, ' Soz veriyorum. ' Gulumseyip alnimdan optu ve benimle vedalasti. ‘ Gule gule Lulu. Cici ol ve buyume! ’ “



“ ’ Quiero que me prometas algo ’. Asentí con la cabeza. ‘ Quiero que me prometas que, pase lo que pase, recordarás siempre dos cosas. Dime que lo harás!. ’ Asentí nuevamente. ‘ La primera es que el sexo y el amor no tienen nada que ver. ’ ‘ Eso ya me lo dijiste anoche. ’ ‘ Bien. La segunda es que lo de anoche fue un acto de amor –me miró a los ojos con una intensidad especial.' Me sonrió, me dio un beso en la frente, me abrió la puerta y se despidió de mí. ‘ Adiós Lulú, sé buena, y no crezcas.! ’ “

[Terraluna]

Gelir esitsizligi konularinda arastirmalariyla unlu Fransiz ekonomist Thomas Piketty’nin dogum gunu ( 7 Mayis 1971 )

“ Gelirin her zaman iki bilesenden olustugunu hatirlatmakta yarar var: Bir yanda emek geliri ( yevmiye, ucret, ikramiye, ucret disi emek gelirleri vs. ve emekle iliskilendirilen, hukuki bicimi ne olursa olsun her turlu hakedis ); diger yanda sermaye geliri (kira, kar payi, faiz, kar, arti deger, gayrimaddi hak odemeleri –telif ucretleri- vs. ve toprak, gayrimenkul, finansal urunler, endustriyel donanim vs. cinsinden ve yine hukuki bicimi ne olursa olsun sahip olunan sermayeden elde edilen gelirler). ” Yirmi Birinci Yuzyilda Kapital



“ Rappelons en effet que le revenu comprend toujours deux composantes : les revenus du travail (salaires, traitements, primes, bonus, revenus du travail salarié, etc., et autres revenus rémunérant le travail, quelle que soit leur forme juridique précise), les revenus du capital ( loyers, dividendes, intérêts, bénéfices, plus-values et autres revenus obtenus du simple fait de détention d’un capital terrien, immobilier, financier, industriel etc., quelle que soit là aussi leur forme légale ). "

[Terraluna]

Akademi ve Golden Globe Odullu Iranli senarist ve yonetmen Asgar Ferhadi'nin dogum gunu ( 7 Mayis 1972 )