Sistem Takibi - II

[selimtogrul]

Bu günlük direkten dönmüş.

Siteye girince ilk mesajı senin yazdığını görünce şaşırdım Dandan abi.
Dedim ki: "Vay beeee Dandan abi ye bak sabahın köründe gelmiş siteye."
Sonra saate baktım. . Yav bı kerede şaşırt bizi be abi. Geceden yazmışsın mesajı.
Kaynanam ölsün patrona ispikliycem abi seni.

(Seni yanaklarından kocaman öpüyorum. )

[selimtogrul]

Günaydın başlık sakinleri abilerim ve ablam,

Bugün değişik bir şey yapalım diye düşündüm. Bulamadım.

O yüzden aşağıdaki bilgiseli okuyalım değerlendirmeyi ona göre herkes kendi vicdanında muhasebesini yapıversin.

https://twitter.com/Gok_Budun/status...76806213054464

[Dandanakan]

Selimcan benim twit yok kaydol falan çıkıyor okuyamıyorum yazıyı. Buraya yapıştırabilirmisin burdan okuyalım.

[Dandanakan]

ASELS siyah çizgi 27.56 üzerinde kapanışlarda izlemeye devam.

[selimtogrul]

Selimcan benim twit yok kaydol falan çıkıyor okuyamıyorum yazıyı. Buraya yapıştırabilirmisin burdan okuyalım.

emrin olur abim benim. Bizim için gece gündüz uğraşan çizgilerin efendisi isterde ben yapmaz mıyım.
bu da therad versiyonu normal metin olarak ta okunabiliyor.

https://threadreaderapp.com/thread/1...213054464.html

Senin için birde buraya copy paste yapayım. Malum yaşlısın ya. Uğraştırmayayım seni.


-----------------------------------

David Rockefeller’e ait olduğu söylenen bazı açıklamalar ortalarda dolanıyor.
Neticede söylentide olsa biz yazıyı inceleyelim.

Türkiye’de 1950’li yıllardan beri var olan paralel yapıyı gösterdiğine ve gerçeklerle bağdaşan bazı bölümleri kısaltarak aktaralım.
1- 1915 doğumlu Rockefeller ailesinin kurucusu petrolcü John D.Rockefeller’in oğludur.

1955 yılında bankacılık sektörüne adım atmışlar, bankacılık devi olan Rotschild ailesinin de desteğiyle ABD’nin mali piyasasında önemli söz sahibi olmuştur.
2-Aile, 1904 yılında kurulan dünyanın dört yanında öğrencilere burs veren Rockefeller Vakfı’nın da sahibi olup, Türkiye'de bu bursla okuyan Bülent Ecevit ve Deniz Baykal gibi devlet adamları vardır.
3- David Rockefeller, ailesi adına CFR’ın “Council on Foreign Relationsâ€� onursal başkanıdır.

CFR “Dış İlişkiler Konseyiâ€� I.Dünya Savaşının hemen ertesinde 7 Yahudi bankerin finansal desteği ile ABD dış politikası için fikir üretmek amacı için kurulmuştur.
4- Bazı Türk Devlet adamlarının da ziyaret ettiği CFR, Rockefeller’lerın maddi imkânlarıyla daha da büyümüş, en parlak beyinleri bünyesine toplamış ve Amerikan dış politikasının belirlenmesinde önemli bir kuruluş haline gelmiştir.
5- Yazıda bahse geçen konuları tek tek ele alalım Türkiye ile gerçekliği ne derece doğrudur;

27 MAYIS 1960 DARBESİ, ADNAN MENDERES VE İDAMLAR,

Türkler de yıllar boyu komünizme karşı savaşmıştır. 1950’lerde ülke yönetimine bizim desteğimizle Adnan Menderes gelmişti.
6- Aslında Menderes bizimle başta gayet güzel bir diyalog kurmuştu. Bizden seçimde aldığı destek karşılığında, Marshall yardımı adı altında devamlı borç alıyor ve ülkesinde yatırımlar yaparak sanayi yapısını geliştiriyordu. Fakat o kadar plansız ve programsız harcama yapıyordu ki
7- ödeme günleri geldiğinde, bizden, borç ödemek için tekrar tekrar borç istemeye başladı.
Biz de kendisinden ülkesini yabancı sermayeye açmasını ve bizim şirketlerimize özel imtiyazlar tanımasını, diğer bir deyişle Osmanlı’ya dayatılan kapitülasyonlar benzeri şeyler talep ettik
8-. Menderes bize bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğini söyledi ve bizden uzaklaşmaya başladı. Ülke insanı ilk defa asfalt yollarla tanışıyor, fabrikalar arka arkaya dikiliyordu.

Ülkenin çoğunluğu Müslüman olduğu için ülkenin her yerine camiler yaptırıyordu.
9-Menderes bu şartlarda iktidardaki yerini uzunca bir süre için, sağlamlaştırdığını sanıyordu.

Bir darbe ile bu işe bir son verildi ve sonunun öyle bitmesini istemediğimiz halde, çalışma arkadaşlarıyla beraber idam edildi.â€�

Bu anlatılanlar yaşanmıştır ülkemizde...
10-1980 DARBESİ BİZİM İSTEKLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA YAPILDI;

“Aynı ülkede gerçekleşen 1980 darbesi de bizim isteklerimiz doğrultusunda yapıldı. O zamanlar ülkede bir solcular, bir sağcılar iktidara geliyor ve bizim isteklerimiz doğrultusunda ülke ekonomisini yönlendiriyorlardı
11- Fakat Amerika ve Avrupa’da gelişmiş ülkelerin piyasaları doyuma ulaşmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuştuk.

Bunun üzerine diğer az gelişmiş ülkelere uyguladığımız planı onları da uygulamak istedik ve serbest piyasa ekonomisine geçmelerini ve ithalatın serbest
12- bırakılmasını talep ettik. Bu istediğimizi kabul etmiş görünüyorlar, fakat işi uzatıyorlardı.â€�

BİNLERCE TÜRK GENCİ UYDURMA İDEOJİLER UĞRUNA CAN VERDİ

“En sonunda bu ikilem yine bildiğimiz yollarla, ‘Ordo Ab Chaos’ ile çözüldü. Yani önce kaos, sonra düzen.
13- Provokatörlerimiz aracılığıyla sağ ve sol ideoloji kavgaları başlatıldı. Aslında başında onay vermiş gibi göründüğümüz Kıbrıs Savaşı’ndan sonra ülkeye uygulanan ambargo sayesinde halk canından bezmiş, ülkede yağ ve tuz bile bulunamaz olmuştu.
14- Karaborsacılar zenginleşirken halk iyice sefalete düşmüştü.

Ülkeye gönderilen provokatörler için bu halkı kışkırtmak hiç zor olmadı.
Ülke halkı sağcı ve solcu olarak iyiye bölündü ve çatışmaya başladılar.
15-Olaylar öyle bir dereceye geldi ki, her gün elli-altmış kişi sokak çatışmalarında ölmeye başlamıştı. Bütün ülke terör korkusu altında eziliyordu. İnsanlar akşamları sokağa çıkamaz olmuştu.

Her an bir serseri kurşuna hedef olmak vardı.
16-Binlerce Türk genci uydurma ideolojiler uğruna can vermişti. Hükümetler birbiri arkasına iktidara geliyor fakat olayları önleyemiyorlardı.
Sonra darbe geldi ve bütün olaylar bıçak gibi kesiliverdi.
Zavallı ülke halkı bu sözde başarıyı darbenin bir neticesi olarak gördüler.
17- Nihayet terörizm sona ermiş, ülkeye huzur gelmişti! Aslında provokatörlerin görevi bitmiş, sahneden çekilmişlerdi.
Burada oynanan oyun, halkı umutsuz ve çaresiz bir duruma düşürmek ve onlara bir “kurtarıcıâ€� sunduk sonra bu kurtarıcı ne yaparsan yapsın hemen kabullendiler.â€�
18-ÖZAL, KAPILARI SONUNA KADAR AÇTI!

“Askeri hükümet bir süre devlet yöneticiliği yaptı ve bizim belirlediğimiz bir kişiye yönetimi devretti.

Bu Turgut Özal’dı.
Özal, tam da bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkenin kapılarını bize sonuna kadar açtı.
19-Bizim şirketlerimiz bu bâkir piyasaya kurtlar gibi saldırdılar.
İlk önceleri fiyatları çok düşük tutarak yerli sanayinin rekabet gücünü düşürdüler.
Ülke artık Amerikan ve Avrupa yapımı mallarla dolmuştu.
20-Sanayi şirketlerimiz stoklarını eritirken finans şirketlerimiz de ülkeyi artan ithalatı karşılayabilmeleri için yüksek faizlerle borç yatağına sürüklüyorlardı. Böylece, gelişmekte olan ülkeler olarak adlandırdığımız bu ülkelerin hemen hemen hepsinde uygulanan ve
21- 80’li yıllarda başlatılan bu proje ile, bütün ülkeler, hem bizlerden aldıkları mallarla sanayi şirketlerimizi zenginleştirmeye devam ediyorlar, hem de bu malların karşılığı olan ödemelerini yapabilmek için bizim finans şirketlerimizden aldıkları yüksek faizli kredilerle,
22- her sene artan bir borç batağına sürükleniyorlardı.â€�

TÜRKİYE’DE PARA İTİBAR GÖRDÜ, KAVRAMLAR UNUTULDU

“Bu arada, Özal bütün bunların yapılabilmesi için gereken kanunları yavaş yavaş çıkarmıştı.

Bu ülke vahşi kapitalist sisteme o kadar çabuk uyum sağladı ki,
23-bizim bile düşünemediğimiz hayali ihracat gibi vurgun yöntemleri keşfettiler.
İnsanlar artık en kısa ve en kolay yönden servet yapmanın peşine düştüler.

Rüşvet, devlet bankalarının çeşitli entrikalarla soyulmaları, banker skandalları birkaç örnek.
24-Arkadaş, dost, aile gibi kavramlar unutuldu ve sadece parası olanlar itibar görmeye başladı. Bu arada, yerli sanayi can çekişiyor, küçük işletmelerden başlayarak yavaş yavaş büyük işletmelere doğru bir iflas dalgası yayılıyordu.
25-Devlet işletmeleri ise bizim istediğimiz yöneticilerin atanmaları sağlanarak zarar ettiriliyordu. Sonunda bu işletmeler ya kapatılıyor, ya da özelleştirme hikâyesiyle, ucuz fiyatlarla şirketlerimiz tarafından ele geçiriliyordu.â€�
26-KÜRT DEVLETİ PROJESİ İÇİN ÖNCE ÖRGÜT YARATTIK

“Beyni yıkandığı için temiz hayallerle işe başlayan Özal, sonunda bu sistemin gerçeklerini görerek kendisini de kapitalizmin çarklarına kaptırdı. Ailesini ve yakın çevresini zengin etmeye başladı.
27- Öyle bir duruma geldiler ki, Özal’ın çevresinde prens ve prensesler ortaya çıkmaya başlamış, "biz ülke monarşizme dönüyor" diyerek kaygılanmaya başlamıştık.
Aslında tam bir komedi oynanıyormuş.
28-Her neyse, ülke insanının tepkisini ölçmek için kendisinden Kürt devleti fikirlerinden bahsetmesini istedik.

Fakat bu düşünceler kendisine pahalıya mal oldu.
Biz de Kürt devleti projemizi hayata geçirmek için *** denilen bir örgüt yaratıldı.
29-Bu örgütle uğraşmak ülke ekonomisine çok büyük zarar verdi ve şu anda koskoca Osmanlı İmparatorluğu’ndan geriye kalan bir avuç toprakta varlığını sürdüren Türkiye, bizim hiçbir istediğimizi geri çevirecek durumda değil.
30-Sanırım yakın gelecekte topraklarından biraz daha, bir süre sonra da bizim için hala geçerli olan Sevr Antlaşması uyarınca hemen hemen tamamından fedakârlık etmek zorunda kalacak.â€�
31-•Amaç, dünyada tek devlet, tek din,

•Vatandaş devleti tanrı gibi görmeli ve kendini feda edebilmeli,

•Seçimler, tamamen bir aldatmaca... Amaç; yenidünya düzeni,

•Kapitalizm-komünizm-sosyalizm... Fark etmez, hepsi bizim eserimiz,
32-•Medya ve sinema endüstrisinin rolü çok önemli,

•Nükleer savaş tehdidi en büyük blöftü,

•Gerektiğinde çeşitli ülkelerde provokasyonlar çıkardık,

•Atatürk yüzünden, planlarımızı yarım yüzyıl ertelemek zorunda kaldık,
33-•Türkiye bizim için çok önemli... Su kaynaklarının önemli bir kısmı burada,

•En önemlisi, Türkler medeniyetin beşiğidir ve kökenleri Sümerlere kadar dayanır,

•Medeniyetin beşiği olarak Türkleri kabul edemezdik, bu mirasa el koymalıydık,

•Osmanlı’yı yıkmak zor olmadı,
34-
•Hitler, bizim tarafımızdan getirildi, çünkü buradaki Yahudiler, İsrail devletini kurmaya yardımcı olmadılar,

•Atom bombası, Yahudilerin yaşadığı Almanya’ya atılamazdı, bu nedenle Japonya kışkırtıldı ve oraya atıldı,
35-•İsrail Devleti, Rotschild Ailesi’nin cömert mali desteği ile kuruldu,

•Sovyetler Birliği’ne yeteri kadar ülke tahsis edilmiş, mali destek verilmişti,

•Çin, henüz kontrol edemediğimiz bir ülke ama ABD ekonomisine katkısı büyük,
36-•Vietnam, Kore, Kamboçya, Tayland, Endonezya, Afganistan, İran-Irak ve Yugoslavya’daki savaş, işgal ve bölünmeler savaş sanayisinin deneme ve gelişmesine yaradı,
•Bütün ülke yönetimlerini kontrol altında tutuyoruz, aksi halde terör olaylarını devreye sokuyoruz,

•Dünyada hiçbir yerde mafya ve kaçakçılık olayları bizim iznimiz olmadan yapılamaz,
•Neden Kuzey Amerika ve Batı Avrupa varlıklı bir yaşam sürer? Dünyada 5 milyar insan, bizim 1 milyar insanımız için çalışır.â€�
Bu açıklamaların bazısı abartılı, bazısı da mantık dışı görülüyor. Aklı başında olan bir kimsenin böyle bir açıklama yapacağına da inanmıyorum. Ancak;

1. ABD’nin 1950’li yıllardan beri içimizde olduğu ve bütün kılcal damarlarımıza kadar girdiği bir gerçek.
Yani “Paralel Yapıâ€� veya “Paralel Devletâ€� yeni değil.
Bu durumdan zamanın Başbakanı İsmet İnönü dahi açık bir şekilde yakınmıştır...

2. Yukarıdaki anlatımda belirtildiği gibi Amerikalı dostlarımızın “darbeâ€� hareketlerinde rol aldığı da, yeni bir bilgi değildir.
Ülkenin güvenliğini sağlamak, işbirliğini aşan yapılanmaları tespit edip çıkartmak öncelikle Türkiye’yi yönetenlerin görevidir.

3. ABD ile sağlıklı bir ittifak ve işbirliği her zaman Türkiye’nin yararınadır.
Süper bir güç olmadıkça, gücünü ve gerçeği aşan meydan okumalar, gökdelene yumruk atmaya benzer.
Belki milli duygularımıza bir süre hoş gelebilir ama sonunda Kaddafi’nin Libya’sına, Saddam’ın Irak’ına, Muhammed Mursi’nin Mısır’ına döneriz.
4. İftihar ettiğimiz Türkiye’mizde manzara, endişe verici görüntü vermektedir.
Durum ülke düşmanlarına fırsat yaratacak, provokasyona açık, halkı birbirine düşürecek haldedir.

Çocuk kandırır gibi öne sürülen iddialar ve savunmalar faydasızdır, ters etki yaratmaktadır.
Tepkili ve kin dolu topluluklar gittikçe artmaktadır.

Seçimler neredeyse bir savaş haline dönmüştür.
Ekonomi olaylardan etkilenmektedir.
Sığınmacı meselesi ortamı git gide germektedir.
Bu yazı belki dikkat çekmek amaçlı yazılmış olabilir ancak anlatılanlar ülkelerin yaşadıklarıdır.

"John Perkins" "Bir ekonomik tetikçinin itirafı" kitabında ülkeleri nasıl ele geçirdiklerini anlatmış,
bize düşen siyasetçilerin bu küreselcilere ne denli bağlı olduklarını anlamak

Özelleştirmelerin önü Özal ile açılmamış mıydı?

Tansu Çiller Gümrük Birliği anlaşmasını kabul edip ülkeyi sömürgeye açarak bayram ilan etmemiş miydi o günü?

Şimdiki Trollerin altı üstü bez fabrikası diyerek küçümsedikleri Sümerbank Peşgeh çekilmedi mi?

Binbir emekler ile kurulan Kağıt Fabrikalarımız kümese dönüştürülmedi mi?

Kağıt üreten ülkeden Rockfellerden kağıt ithal eden ülke haline gelmedik mi?

[Dandanakan]

Hay eline emeğine sağlık teşekkür ettim.

[Dandanakan]

[IMG]Binbir emekler ile kurulan Kağıt Fabrikalarımız kümese dönüştürülmedi mi? Kağıt üreten ülkeden Rockfellerden kağıt ithal eden ülke haline gelmedik mi?[/IMG]

İşte bu kağıt fabrikasının teknisyeni idim ben, kapatma kararın dan sonra 50 gün eylem yaptık beton üzerinde yattık, çok biber gazı yedik direndik ama destek çıkan pek olmadı ve kapattılar. Kağıt üreten makinalar haraç mezat gitti.
Şimdi müze oldu üreten değil tüketen bir yapı.

[selimtogrul]

Şimdiki gençlere bunları anlatmak istediğimizde bizimle dalga geçiyor.
Bunlar hikaye değildi. Gerçekti o yaşananlar.
Artık adımız " hikayeci " oldu.
Nasıl isterlerse öyle desinler. Bakalım önümüzdeki onyıllarda kendileri nasıl bir hikaye yazacaklar.