Sayfa 6909/7020 İlkİlk ... 5909640968096859689969076908690969106911691969597009 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 55,265 - 55,272 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Cek yazar Bohumil Hrabal'in olum yildonumu ( 3 Subat 1997 )


    " Zira ben okurken, gercek anlamda okumam, agzima guzel bir cumleyi alir, bonbon gibi emerim, kucuk bir kadeh likor gibi yudumlarim, ta ki dusunce icimde alkol gibi eriyip dagilana kadar; sadece beynime, yuregime nufuz etmekle kalmaz, damarlarimin koklerine, kilcal damarlarin kokcuklerine kadar isler. " Gurultulu Yalnizlik




    " Kilometrelerce okunacak seyle yuklu tavanligin altinda sarhos, sirtustu uzanmis yatarken bazi seyleri, son derece nahos bazi seyleri dusunmeye korkarim, ornegin, ceketinin ters cevrilmis kolunda bir gelincik yakalayan ve tavuklari yaraladi diye adil bir sekilde oldurmeyip de hayvanin kafasina bir civi cakarak serbest birakan su korucuyu dusunmemeye calisirim. Hayvan avluda olene kadar uluyarak kosmus... Bir yil sonra korucunun oglu bir beton karma makinasini onarmaya calisirken elektrik carpmasindan olmus. Dun birdenbire kursun harcamak konusunda cimri davranan ormancinin, rastgeldigi butun kirpileri sivri bir kaziga gecirerek oldurdugunu hatirladim, ta ki gunun birinde karaciger kanserine yakalanana kadar; adam uc ayda oldu, karninda bir tumor ve beyninde dehsetle. Kitaplarin bana karsi komplo kurdugunu isittigimi sandigim zaman, bu tur dusunceler panige surukluyor beni, oyle dengemi bozuyor ki bu durum, pencerenin yaninda bir sandalyede uyumayi tercih ediyorum, once beni sivrisinek gibi ezip sonra da, tipki kafesli bir asansor gibi, yeri delerek mahzene kadar giden kitaplarin goruntusunden dehsete dusuyorum. insanin yazgisindan kacamadigini goruyorum: mahzende is ustundeyken kafama kitaplar, siseler, hokkalar, zimbalar yagar tavandaki acikliktan, evimde de her aksam kitaplar dusup oldurecek gibi olur beni, ya da en iyisinden agir yaralanmaktan kil payi kurtulurum. Tuvaletin ve odamin tavanina astigim o damokles'in kilici yuzunden cikip bira almak zorunda kalirim, o berbat sona karsi tek kalkanimdir bira... "



    " I lie on my back half drunk under a canopy of miles and miles of texts, trying hard not to remember, but then I'll think of the time the local forester caught a marten in an inside-out sleeve lining and, instead of killing it, justly, for having gobbled up some chickens, he took a nail, hammered it into its head, and then let it go darting and howling around the yard until it died. And then I'll remember how a year later the forester's son was killed by a live wire while repairing a cement mixer. Just yesterday the figure of the forester came back to me, out of the blue, under my canopy, and I remembered him sharpening a stick each time he came across a hedgehog curled up in a ball and sinking that sharp stick into the hedgehog's stomach—he was too cheap to waste a bullet— until one day he took to bed with cancer of the liver and in return for all those hedgehogs he spent three long months curled up in a ball, a tumor in his stomach and horror in his brain, before he died. Such are the thoughts that make me panic when I hear the books above me plotting their revenge, and I am so terrified by the prospect of having them flatten me and then crash through each floor all the way to the basement, like an elevator, that I prefer sleeping in my chair by the window. The way I look at it, my life fits together beautifully: at work I have books -- and bottles and inkwells and staplers -- raining down on me through the opening in the cellar ceiling, and at home I have books above me constantly threatening to fall and kill or at least maim me. The swords of Damocles that I've hung from my bathroom and bedroom ceilings force me to make as many trips for beer at home as at work.... "

  2. Yunan asilli Amerikali Aktor John Cassavetes ( 3 Subat 1989 ) ve Italyan asilli Ben Gazzara'nin ( 3 Subat 2012 ) olum yildonumleri


  3. Arnavut sair ve roman yazari Dritëro Agolli'nin olum yildonumu ( 3 Subat 2017 )



    Daglar, daglar, daglar,
    Demir yuklu, yigitlik ve tohum yuklu!
    Hicbir yere sigmazsiniz,
    Yalnizca yuregim, yuregim icine alir sizi!




    Ben oldugumde, donebilirmiyim cayira
    Baharda daglarimin uzerinde,
    Sonbaharda kacarim tohuma.
    Ben oldugumde, donebilirmiyim suya,
    Bugulu nefesim
    Yagmur gibi duser kirlara.
    Ben oldugumde, donebilirmiyim tasa,
    Ulkemin sinirlarinin uzerinde
    Olayim bir sinir tasi.



    When I die, may I turn into grass
    On my mountains in spring,
    In autumn I will turn to seed.
    When I die, may I turn into water,
    My misty breath
    Will fall onto the meadows as rain.
    When I die, may I turn into stone,
    On the confines of my land
    May I be a landmark.

  4. " Ayni kelimeler ( ornegin bir adamin karisina 'seni seviyorum' demesi ) soylenis bicimine bagli olarak, siradan ya da olaganustu olabilir. Bu soyleyis bicimi, Kisinin istemi ise karismaksizin, sozlerin insanin ne kadar derinlerinden kopup geldigine baglidir.Ve garip bir uyumla, bu sozler dinleyenin de icinde ayni derinliklere gomulur. Boylece dinleyen, eger bir parca sevgi varsa icinde, sozlerin tasidigi degeri sezecektir. " Simone Weil



    " Les mêmes mots ( ex. un homme dit à sa femme : 'je vous aime' ) peuvent être vulgaires ou extraordinaires selon la manière dont ils sont prononcés. Et cette manière dépend de la profondeur de la région de l'être d'où ils procèdent, sans que la volonté y puisse rien. Et, par un accord merveilleux, ils vont toucher, chez celui qui écoute, la même région. Ainsi celui qui écoute peut discerner, s'il a du discernement, ce que valent ces paroles. "

  5. #55269
    Aylar sonra hızlı ve coşkulu geri dönüş

  6.  Alıntı Originally Posted by Koray Yazıyı Oku
    Aylar sonra hızlı ve coşkulu geri dönüş
    Sayin Koray,

    Tesekkur eder, saygilar sunarim.

  7. Afrika kokenli ilk Roma Imparatoru ( Lucio Settimio Severo Augusto ) Septimius Severus'un olum yildonumu (MS4 Subat 211)



    " Her sey idim; hicbir seye degmezmis. / Omnia fui, nihil expedit. / Lo fui todo; nada vale la pena. / Sono stato tutto; niente vale la pena. / I was all things; all was worthless. "

  8. Italyan ressam Ridolfo del Ghirlandaio’nun dogum yildonumu (4 Subat 1483)

    Annunciazione, 1515 circa




    Autoritratto Ridolfo del Ghirlandaio con il figlio Domenico. Affresco situato nella Cappella Ghirlandaio, XVI secolo


Sayfa 6909/7020 İlkİlk ... 5909640968096859689969076908690969106911691969597009 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •