-
Avusturyali ressam, sair ve oyun yazari Oskar Kokoschka'nin dogum yildonumu ( 1 Mart 1886 )
Die Windsbraut, 1914

Liebespaar mit Katze, 1917
-
Ingiliz roman yazari Arthur Conan Doyle'un Kizil Dosya ( A Study in Scarlet ) romani 1 Mart 1890'da Amerika'da J. B. Lippincott & Co. tarafindan yayimlandi.
“ Insan beyni bos bir cati katina benzer. Orayi kendi sectigin mobilyalarla donatmalisin. Aptal biri buldugu her cesit kutugu iceri atar ve boylece isine yarayabilecek bilgiler kalabalik yuzunden disarida kalir. Becerikli bir insan beynine ne koyacagina dikkat eder. Sadece isini yapmasina yarayacak araclara sahip olmalidir ve en dogru sirada yerlestirilmis olmali bunlar. Odanin esnek duvarlari oldugunu ve her turlu genisleyecegini dusunmek hatadir. Gün gelir yeni bilgi eklemesi yuzunden onceden bildigin bir seyi unutursun. Gereksiz bilgilere edinmekten kacinmak gerek. “

“ A man's brain originally is like a little empty attic, and you have to stock it with such furniture as you choose. A fool takes in all the lumber of every sort that he comes across, so that the knowledge which might be useful to him gets crowded out, or at best is jumbled up with a lot of other things, so that he has a difficulty in laying his hands upon it. Now the skillful workman is very careful indeed as to what he takes into his brain-attic. He will have nothing but the tools which may help him in doing his work, but of these he has a large assortment, and all in the most perfect order. It is a mistake to think that that little room has elastic walls and can distend to any extent. Depend upon it there comes a time when for every addition of knowledge you forget something that you knew before. It is of the highest importance, therefore, not to have useless facts elbowing out the useful ones.”
-
Polonya asilli Amerikali ressam Theresa Bernstein'in dogum yildonumu ( 1 Mart 1890 )
The Milliners, 1917

New England Ladies, 1925
-
Japon yazar Ryunosuke Akutagava'nin dogum yildonumu ( 1 Mart 1892 )

“ Insanoglunun kalbinde birbiriyle zit iki duygu vardir. Tabii ki, baskasinin sefaletine acimayan insan yoktur. Ancak kisi bir sekilde bu talihsizligin ustesinden gelmeyi basarabildiginde, bu sefer digerlerinde bir hayal kirikligi hissi dogar. Hatta biraz abartmak gerekirse, o kisiyi yine ayni talihsizlikte gormek ister insanoglu. Sonra, farkinda olmaksizin o kisiye karsi bir dusmanlik hissedilir. “

“ The human heart harbors two conflicting sentiments. Everyone of course sympathizes with people who suffer misfortunes. Yet when those people manage to overcome their misfortunes, we feel a certain disappointment. We may even feel ( to overstate the case somewhat ) a desire to plunge them back into those misfortunes. And before we know it, we come ( if only passively ) to harbor some degree of hostility toward them. ”
" Ben adam oldururken yalniz belimdeki kilici kullanirim. Ya siz ? Siz gucunuzu kullanirsiniz nufuzunu kullanirsiniz , paranizi kullanirsiniz , iyilik yapacakmis gibi tatli tatli konusan riyakar dilinizi kullanirsiniz . Kurbanlarinizin kani akmaz, turp gibi yasamaya devam ederler. Ama buna ragmen onlari katletmissinizdir. Islenen sucun vahametini bir dusunun! Hangimiz daha buyuk gunahkariz ? Siz mi, yoksa ben mi ? " Rasomon ve Diger Oykuler

“ When I kill a man, I do it with my sword, but people like you don't use swords. You gentlemen kill with your power, with your money, and sometimes just with your words: you tell people you're doing them a favor. True, no blood flows, the man is still alive, but you've killed him all the same. I don't know whose sin is greater - yours or mine. ”
-
Ingiliz modernist sair Basil Cheesman Bunting'in dogum yildonumu ( 1 Mart 1900 )

Aclik kanatlarimi orseler, korku,
kosnu, bildik seyler.
Acimasiz saldirir olum. Ogullarim benim
tasla, gagasiyla sahinlerin,
zayif kanada guven, kediler,
sansarlar yuzunden, olur.
Gok gurultusu gogu sondurur.
Sarsilan bir calida dokulur
agzimdan bildik seyler,
korku, aclik, kosnu.'
Ey neseli ardickusu!

‘Hunger ruffles my wings, fear,
lust, familiar things.
Death thrusts hard. My sons
by hawk’s beak, by stones,
trusting weak wings
by cat and weasel, die.
Thunder smothers the sky.
From a shaken bush I
list familiar things,
fear, hunger, lust.’
O gay thrush!
-
1953 yilinda Ulusal Kitap Odulu'nu kazanan Amerikali yazar Ralph Waldo Ellison'in dogum yildonumu ( 1 Mart 1914 )

‘ Kupkuru ideoloji gibi, halki uykuya daldirmaninda anlami yoktur. Ideal olan, ideoloji ile bir seyler anlatma, telkin etme arasinda bir orta yer bulmaktir. Halkin duymak istedigi seyi soyle; ama bunu bizim istediklerimizi yapabilecekleri bir sekilde soyle.’ Guldu. ‘ Sunu da unutma, kuram daima pratikten sonra gelir. Once eylem goster, sonra kuramini yap; bu da bir formuldur, son derece etkili bir formul!’ "

“ ‘ There is nothing to put the people to sleep like dry ideology. The ideal is to strike a medium between ideology and inspiration. Say what the people want to hear, but say it in such a way that they’ll do what we wish.’ He laughed. ‘ Remember too, that theory always comes after practice. Act first, theorize later; that’s also a formula, a devastatingly effective one! ‘ ”
" Gorulmeyen bir adamim ben. Maddesi, eti-kemigi, lifleri, sivilari olan bir insanim; hatta bir aklim oldugu da soylenebilir. Gorulmezim, anliyor musunuz, sirf insanlar beni gormek istemedikleri icin gorulmezim. Tipki sirklerde gordugunuz bedensiz baslar gibi, sert, carpitici camdan yapilmis aynalar cevirmis sanki etrafimi. Bana yaklastiklarinda yalnizca cevremdekileri, yani kendilerini, ya da hayallerinde uydurduklari seyi gorurler; her seyi, en kucuk seyi gorurler de beni gormezler. " Gorulmeyen Adam

“ I am an invisible man. I am a man of substance, of flesh and bone, fiber and liquids -- and I might even be said to possess a mind. I am invisible, understand, simply because people refuse to see me. Like the bodiless heads you see sometimes in circus sideshows, it is as though I have been surrounded by mirrors of hard, distorting glass. When they approach me they see only my surroundings, themselves, or figments of their imagination -- indeed, everything and anything except me. ”
-
Amerikali sair Robert ( Traill Spence ) Lowell'in dogum yildonumu ( 1 Mart 1917 )

Eski Guney Boston Akvaryumu bir kar colunde
yukseliyor simdi. kirik pencerelerine tahta cakilmis.
Tunctan pullarinin yarisi dokulmus balik bicimli
ruzgargulunun.
Saydam su depolari kupkuru.
Bir zamanlar salyangoz gibi burnumu surterdim o camlara;
elim karincalanirdi
urkek, uysal baliklarin
burunlarindan cikan kabarciklari patlatmak icin.
Elim geri cekiliyor simdi. SIK SIK icimi cekiyorum
baliklarla surungenlerin derin karanlik bitkisel
dunyalarini dusunup. Gecen Mart bir sabah,
Boston Parkinin dikenli tel gerili, galvaniz
parmakligina yaslandim. Kafeslerinin gerisinde,
sari aygir gibi istimli kazar-atarlar homurdaniyorlardi
kaldirip atarken tonlarca otla kuspeyi
yeralti garajlarini oymak icin.
-
Amerikali sair ve edebiyat cevirmeni Richard Purdy Wilbur'in dogum yildonumu ( 1 Mart 1921 )


Evin en ucundaki odasinda
Isik kirilip, camlara ihlamur dallari carparken
Kizim bir hikaye yaziyor.
Merdivende durup dinliyorum
Kapali kapisinin ardinda bir daktilo karmasasi
Kupesteden salinan zincirin sesi gibi.
Evet genc, ama kizimin hayati
Dev yuklerle dolu, bazisi cok agir:
Ona kolay gelsin diyorum icimden
Ama birden duruyor
Icimden gecen kolayliga itiraz eder gibi
Sessizlik buyuyor, sanki
Butun ev durgun, dusunuyor.
Sonra aniden bir suru tus darbesiyle
Yeniden basliyor, derken yine sessizlik.
Saskin sigircik kusunu hatirliyorum
Iki yil once tam bu odaya girivermisti
Nasil gizlice suzulduk ve bir pencereyi actik
Ve sonra geri ciktik korkmasin diye;
Sonra caresiz bir saat boyunca kapi araligindan
Seyrettik o ince, vahsi, kara
Ve yanardoner yaratigi
Isiga ucup, cama vurup, bos eldiven gibi duserken
Sert zemine ya da masaya,
Sonra tortop, kanlar icinde bekleyip
Yine denerken; sonra nasil sevindik
Aniden kendinden cok emin
Havalanıiverdi bir sandalyenin arkasindan
Dumduz ucup dogru pencereyi buldu
Dunyanin pervazinda kayboldu
Unutmustum, canim, aslinda bu is hep
Olum kalim meselesi. Sana yine ayni seyi
Diliyorum ama daha buyuk bir gucle…
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri