1990 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, Meksikali yazar, sair Octavio Irineo Paz'in olum yildonumu ( 19 Nisan 1998 )
“ Erotizm cinselligin bir egretilemesi, siir, dilin erotiklestirilmesidir. Ask ile siir arasindaki iliski daha da SIKIDIR. Once lirik siir sonra da —kendi tarzinda bir siir olan—roman, ask yuklu duygular iletir. Sairlerin, oyun yazarlarinin ve romancilarin bize ask ustune verdikleri bilgi, felsefecilerin dusuncelerinden daha degersiz, daha sig degildir. Dahasi, dogruya, insansal ve psikolojik dogruya daha yakindir cogu zaman. ” Cifte Alev
“ El primero es una metáfora de la sexualidad, la asegunda una erotización del lenguaje. La relación entre amor y poesía no es me- nos sino más íntima. Primero la poesía lírica y después la novela —que es poesía a su manera— han sido constantes vehículos del sentimiento amoroso.Lo que nos han dicho los poetas, los dramaturgos y los novelistas sobre el amor no es menos precioso y profundo que las meditaciones de los filósofos. Y con frecuencia es más cierto, más conforme a la realidad humana y psicológica. ”
" Modern dunyanin onlerine dikmis oldugu duvarlari yikmaya cabalayan pek cok sair yitik dinleyicileri arayip durdu: ' Insanlara gitmek '. Ama artik ortada insanlar yok, orgutlenmis kalabaliklar var. Ve artik ' insanlara gitmek ', bu kalabaliklari ' orgutleyenler ' arasinda bir yer kapmak demektir. Sairler artik memurdur. Ne sasirtici bir degisim. Gecmis zamanlarin sairleri, peygamberler veya din adamlari, beyler veya asiller, soylular veya azizler, hizmetkarlar veya dilencilerdi. Burokratik duzen yaraticilarini, 'kulturel cephenin' tepesine yerlestirdigi ucretlilerden olusturmayi uygun buldu. Evet, bugun sairin toplumda bir ' yeri ' var ama ya siirin ? " Yay ve Lir
" Muchos poetas contemporáneos, deseosos de salvar la barrera de vacío que el mundo moderno les opone, han intentado buscar el perdido auditorio: ir al pueblo. Sólo que ya no hay pueblo: hay masas organizadas. Y así, 'ir al pueblo' significa ocupar un sitio entre los 'organizadores' de las masas. El poeta se convierte en funcionario. No deja de ser asombroso este cambio. Los poetas del pasado habían sido sacerdotes o profetas, señores o rebeldes, bufones o santos, criados o mendigos. Correspondía al Estado burocrático hacer del creador un alto empleado del 'frente cultural'. El poeta ya tiene un 'lugar' en la sociedad. ¿ Lo tiene la poesía ? "
Iki govde yuzyuze
bazen iki dalga
ve okyanustur gece.
Iki govde yuzyuze
bazen iki tas
ve bir coldur gece.
Iki govde yuzyuze
bazen iki kok
dantellenmis geceye.
Iki govde yuzyuze
bazen iki bicak
ve kivilcim cakar gece.
Iki govde yuzyuze
iki yildiz dusen
bos bir gokyuzunde.
![]()
Yer İmleri